İkizler’deki AY, JÜPİTER ile kavuşuyor ve Neptün-Güneş İkilisine Kare yapıyor … LÜTFEN Herşeyi Abartmayın!

Amaaan 🙂 Gökyüzü yıkılıyor yeminle… Ortada ne var derseniz; Esasen güneşin altında yeni bişey yok… Bence hala ana meseleler, geçen hafta yazdığım Satürn-Pluto-Chiron üçlemesi etrafında dönmekte… Geri kalanlar fani serencam 🙂 Gel gör ki, Güneş usuldan Balık’a meylediyor ve en şahanesi, Neptünle kavuşmak üzere… Hepimiz duygusal birer sünger olmaya pek yatkınız yani…  Ama bugünün fentezisi apayrı!

Bugün AY, estim akıllı İkizlerde 🙂 Şimdi bütün İkizler camiası üstüme kalkacak ama yalan mı :)))) Haydi konumuz Merkür, Mars hatta Venüs bile olsa neyse… Havailiği bırakın işinize bakın filan diye az bişi söylenip bırakırım. Ama AY gibi hassas ve oynak bir alıcı ve mod yansıtıcısı İkizler’e girdi mi, benim alarm zillerim çalmaya başlıyor. Anda olan her şey, hayat memat meselesine dönüşüyor çünki böyle günlerde… Öncelikler karışıyor. Dedikodu, boş konuşma, çetleşip çutlaşma artıyor 😉 Duygusal çıkarımlar özensizce yapıldığı için, sakar ve sakat adımlar atılabiliyor. Hele de AY, Jüpiter gibi bir yayın yükseltici ile kavuşum halindeyse… AHEY AHEY 🙂 Bir de Neptün-Güneş ikilisiyle kare yapıyorsa, yani ince kıyım meselelerin algılanış biçiminde bir sorun da varsa … Başka bir ifadeyle; Kendimizi pek hassas ve içgörü sahibi zannederek, ZAN ile yola çıkıp muz kabuğuna basmak eğilimindeysek… sadece ‘Amman Ha Dostlar!’ diyorum…

Aman, bu ara her İÇİNİZE DOĞANI – zira hiçbiri sandığınız kadar gerçek ve güvenilir olmayabilir o hislerin – kendinize bayrak edinip sefere çıkmayın. Lütfen aşağıdaki maddeleri arada sırada tekrar tekrar okuyun ve uygulamaya gayret edin. Hem birkaç gün içinde tam gaz devreye girecek Merkür Retrosu için de ön alıştrma gibi olur… İYİ OLUR 🙂

• Aldığınız yazılı mesajları okuyun, ama hemen algıladığınız ŞEY’e kapılmayın. Kapatın, içinizde oluşan duyguya takılmadan gidin başka bir şey yapın. Biraz sonra derin bir nefes alıp tekrar okuyun. Duygularınıza olabildiğince mesafe almaya, beklenti veya endişelerinize oturan bir şeyleri orada görmeye çalışmadan okumaya gayret edin. Dolduruşa da gelmemeye özen gösterin!
• Konuşurken, ne denildiğini tam anlamadıysanız DERİNNN çıkarımlar yapmaya filan kalmayın. Soru sorun! Cevap verirken, AZ SÖZCÜK kullanın ve cümlelerinizde yargı ve duygu ifade etmekten kaçının… Sadece bilgi aktarın. Başınız daha az derde girer 🙂
• Tavanarası karıştırmaktan VAZGEÇİN! İnsanlara çoktaaan kapanmış meseleler için MANALI mesajlar vermeye filan kalkmayın… Küs olduğunuz eski arkadaşları, eski sevgilileri, ya da hayatınızda olan biriyle aranızdaki küllenmiş bir meseleyi bu kafayla gündeme taşımayın.  Benim çocukluğumda naylon çorap, lüks kabul edilirdi. İnsanlar kaçmış naylon çorapları ojeyle sabitler ve dikip giyerlerdi. Sonra NELSON diye bir marka çıktı ve piyasaya göre daha ucuz ürünler satmaya başladı. Reklam sloganı da şuydu: ”Atın, atın… Eskimiş kaçmış çoraplarınızı çöpe atın! Nelson geliyor!” Sizin Nelson’unuz kimdir bilemem ama, ojeyle tutturulup, iplikle dikilmiş çorapların insanın façasını accayip bozduğunu ve illaki bir yerden daha kaçıp, günün orta yerinde sinir bozduğunu gayet iyi bilirim 🙂
• Sakın tamamen size özgü kavramları, herkesin tıpkı sizin gibi algılayacağını düşünüp, LACİVERT laflar etmeyin. Lacivert Lafa Örnek: ”Hayır! Düşündüm de sen Leylak değilsin… Menekşesin sen. Evet evet Menekşe!” Akl-ı Selim sahibi bir insanın size cevabı ancak şu olur: ”Menekşe derken… Hatta leylak-değil derken…?” Birçok kişi bunu anlamsız bulur ve şöyle yazıp kalbinizi kırabilir; ”Bu neyin kafası… Ne kullanıyorsan iyi gelmemiş. Tez bırak!” Ama karşınızdaki de MOD’a girerse, ”Menekşe” nin ne anlama gelebileceği hakkında geniş çaplı bir araştırma yapıp, sonra da münasebetsiz bir çıkarıma varıp: ”Ben oraya gelirsem senin al gülünü soldururum!” diye cevap yazabilir… YAPMAYIN!
• Önceliklerinizi kaybetmeyin! Her şey karman çorman olduysa, önce  en fazla bağıranı ya da canınızın çektiğini değil, gerçekten en önemli olanı halledin.
• Sizin ACİL & ÖNEMLİ olan şeylerinizin, herkesin hayatının gündemi haline gelmesini beklemeyin… Bugün diğerleri de en az sizin kadar telaşlı ve şaşkın olabilir 🙂

Abartmak, kabartmak, çoşup çoşup duvara çarpmadan durulamamak, size sadece zaman ve irtifa kaybettirir… Yol uzun, yokuş dik! Sakin ve güvenli adımlarla basın toprağa… Yol yorucu geliyorsa, taşikardik olduysanız, durup etrafa bakın… Manzarayı farkedin!

Allahtan Merkür-Satürn üçgeni var… Eğer nefes alıp, bir daha düşünmeyi ve akışa kapılmamayı becerirsek, her şeyi gerektiği gibi yapma şansımız pekala mevcut 🙂 Zaten güneşin altında hiçbir dert yoktur ki dermanı yine aynı güneşin altında can bulmasın… Yeter ki bakmayı, görmeyi ve uygulamayı bilelim.

Hayat bazen insanın aklını alır :)))  Yapılacak iş Rabbe tutunup, kendini aklını alan şeyden geri almaktır… Aklı gitmiş insan haline örnek bir şarkı çalayım size hem de güne şenlik olsun :))) Erkek Güzeli – Sezen AKSU …  Sezen Hanım’ın hayranıyım! Sakın yanlış anlaşılmasın 🙂 Ama bu şarkıdaki hal… hani işte tam anlatmaya çalıştığım deli-divane durum… Siz bu ara SMS atan elinize filan vurun… KENDİNİZE MUKAYYET OLUN …. böyle hallere girmeyin 😉 … hatta klibin başında da ”Kadınız … Bilmeden Seviyoruz!” gibi bir de günün mana ve önemine denk düşen laf bilem var… ŞAKA GİBİ!

[youtube=http://www.youtube.com/watch?v=aElIpe4amxI]