Bu JÜPİTER Ne Yapmaya Çalışıyor :)

36d13261929c750fb81b994d1c7e8afb
Resim:

Bu JÜPİTER Ne Yapmaya Çalışıyor :)

Dolunay, Molunay derken, dolduk dolduk boşaldık :))) Geriye kalan günlerin köpüğü… biraz gözyaşı, biraz burun çekme ve iç geçirme sesi, biraz pişmanlık… Ama kendimize acımak yerine, anlamaya odaklandıysak eğer olan biteni, kalbimizi yatıştıran bir kabul ediş ve bakışımızı değiştiren bir aydınlık.

Ve sahne hala retro haldeki Aslan Jüpiter’in…

– Güneş & Jüpiter arasındaki karşıtlık tam açılı hale geldi.

– Jüpiter, Balık’taki ”Neptün, Venüs, Chiron, Mars” stelyumuna 150 derecelik açı yapıyor.

– Uranüs & Güney Ay Düğümü’ne üçgen, Kuzey Ay Düğümü’ne ise 60’lık açıda.

Bu minvalde retro Merkür, Selena ile kavuşumda ve Satürn ile 60 derece, Juno ile karşıt konumu devam ediyor.

Ve biz kendi tavan aralarımızı, sandık diplerimizi havalandırmaya, hafızamızdaki eski resimlerin, tozlu anıların bıraktığı izlere başka bir gözle bakmaya ve orada bir yerde kaybettiğimiz ”güven” duygusunu yeniden yapılandırmaya çalışıyoruz.

Açalım konuyu;

YÜCELİK duygusu insanın içinde vardır. Derinde bir yerde hepimiz ”dişe dokunur” bir şeyler yapmak için burada olduğumuza inanırız.

Sonra zamanın dalgaları ve sosyal çevremizin algıları geçer üzerimizden…

ÖNEMLİLİK kriterlerimiz, başkaları için vazgeçilmez olmak, birileri tarafından önemsenmek, el üstünde tutulmak, onaylanmak, fark edilmek gibi DIŞA BAĞIMLI göstergeler ile şekillenir.

Hayatın içini dolduran anlam, ”alabildiklerimiz, erişebildiklerimiz, kullanabildiklerimiz” ile eş olmaya başlar.

Hayata kattığımız nitelikleri, varlığımızı yararlı ve anlamlı kılmak için ortaya koyduğumuz ürün, hizmet ve değerleri, ”birilerinin buna verdiği önem ve sunduğu takdir” ile ölçtüğümüz için, kendimize verdiğimiz değer ve yaptıklarımıza duyduğumuz saygı, dalgalı ve çarpık bir hale gelir.

Bize göre ”yakışan” bir duruşu başkalarına RAĞMEN benimseme kararlılığı, ”desinler, görsünler, sevsinler” türü kaygılar ile zayıflar.

Yani biz dıştan görünümümüz ne olursa olsun, kararsız, dengesiz, güvensiz, aslında bir şekilde kendinden hoşnutsuz ve KARAKTERSİZ bişey olur çıkarız :))))

Bu hal yalnız ”kaybedenler” için değil ”üste duranlar” ya da ”tepeye güreşenler” için de geçerlidir.

Zira, dışa bağımlı bir güven ve denge hissi, dış koşullardaki  KONTROL DIŞI DEĞİŞİMLER ile her an bozulabilir bir şeydir. İnsan ”şimdilik kabul gören” tavırlarından ve bunlara aldığı tepkilerden oluşan bir güç merdiveninin, aslında enti-püften basamaklar üzerinde yükseldiğini bilir.

Her allaan günü sihirli aynasının karşısına geçip; ”Ayna ayna söyle bakiiim bana; benden güzeli var mı bu dünyada?” deyip de, bir gün üvey kızının kendisinden daha güzel olduğunu duymaya mahkum olan Cadı-Kraliçe’nin hali gibidir insan evladının zirvede kalma yeteneği :)))

ÜSTELİK;

Yücelik duygusu insanın içinde vardır diye girmiştim ya yazıya… İnsan yaptıkları takdir görse dahi, eksik bıraktığı, ihmal ettiği, kendine yonttuğu, feda ettiği, içini boşalttığı, adam sende deyip salladığı bazı şeylerin, aslında çok kıymetli olduğunu bilir.

Zira, insanın özünde RUH’un yasalarına dair bir bilgi vardır.

Bu bilgi, çevreden aldığımız onay hissi ile karşılaştırılamayacak derinlik ve güçtedir. Hayat içinde attığımız adımlar, RUH tarafından onay almıyorsa, bir yanımız hep hırçın, hep hoşnutsuz, hep kaygılı, hep yorgun olur. Bedenimiz hastalanır. Umut ve güven duygumuz bir türlü yerli yerine oturmaz. Sırtımız bir türlü dik, gönlümüz bir türlü hafif, adımlarımız bir türlü sağlam olmaz…

Hayat her insanın karşısına bir gün bir ayna çıkartır…

Bazı aynalar bize dünyevi değerlere göre hep bizden daha üstün birileri ya da bir şeyler olacağını ve geçici olduğumuzu gösterirler… Bazı aynalar ise genel-geçer değerlere göre ”bir şey” olmak için neleri feda ettiğimizi!

Yani insan evladı hep iki ateşin arasındadır :)))

Başkaları için mi, yoksa RUH’umuzu hoşnut etmek için mi yaşayacağız sorusu hep karşımızdadır. Ve iki efendiyi birden memnun etmek mümkün değildir!

Bu savaş bitmez… Bu çatışma bir ömür insanın karşısına farklı konular ve farklı görünümler altında gelir… Ve insan böyle kavşaklarda her kaldığında, bir seçim yaparak yolun geri kalanını şekillendiren adımlar atar.

İşte şimdi biz öyle bir kavşaktayız!  Geçmiş karnemizi önümüze koymalı, ama yalnız not vermekle kalmayıp, notlandırma kriterlerimizin de kime ve neye göre olduğunu bir daha düşünmeli, iç sesimiz ile barışmalıyız.

En önemlisi de güven, huzur ve hoşnutluk hissinin dıştan değil, RUH’dan gelen bir ödül olduğunu fark etmeliyiz…

”Ne yapmalı o zaman?” diyenlere tek cevabım; RUH İLE YAPMALI…

Madem biz beceremedik :)))) O zaman kalbimizi, zihnimizi, elimizi ”bizden ve dünyevi olan her şeyden daha büyük, ve tam ve kusursuz olan” sisteme açmanın zamanıdır. Yetimliğimizi, garipliğimizi, yol bilmezliğimizi bitirmenin zamanıdır.

Bugün müzik değil bir dua ile bitireceğim yazıyı;

”Tanrım, kafamda ve anlayışımda ol
Tanrım, gözlerimde ve bakışlarımda ol
Tanrım, ağzımda ve konuşmamda ol
Tanrım, dilimde ve damağımda ol
Tanrım, dudaklarımda ve selamımda ol
Tanrım, burnumda ve koku almamda ol
Tanrım, kulaklarımda ve duyuşumda ol
Tanrım, boynumda ve boyun eğişimde ol
Tanrım, omuzlarımda ve taşımamda ol
Tanrım, sırtımda ve duruşumda ol
Tanrım, kollarımda ve uzanıp alışımda ol
Tanrım, ellerimde ve yaptığım işlerde ol
Tanrım, bacaklarımda ve yürüyüşümde ol
Tanrım, ayaklarımda ve yere basışımda ol
Tanrım, eklemlerimde ve ilişkilerimde ol
Tanrım, cesaretimde ve hissedişimde ol
Tanrım, karnımda ve affedişimde ol
Tanrım, belimde ve birleşmelerimde ol
Tanrım, ciğerlerimde ve soluğumda ol
Tanrım, kalbimde ve sevgimde ol
Tanrım, cildimde ve dokunuşumda ol
Tanrım, etimde ve acımda ol
Tanrım, kanımda ve hayatımda ol
Tanrım, kemiğimde ve ölümümde ol
Tanrım, sonumda ve canlanışımda ol”

Reverend Jim Cotter – Prayer At Night

0 Yorum

  1. gönlüne sağlık. şok etkili bir yazı yine… Allah hazmıyla ilerletsin.

    1. JUNO

      AMİN 🙂
      Tüm iyi niyet ve dilekleriniz yol olsun, size güzellikler getirsin.

  2. saduman

    Amin…Ruhunuza ,aklınıza sağlık..

  3. star

    yoğun bir şekilde çalışırken, “dur!!! ruhunla (RUH İLE) iletişimini zayıflatma, sana üflenen nefesi ve onunla arandaki bağı unutma!!!” diyen bir yazı oldu….Farkındalık için teşekkürler…

  4. Narcis

    Yine harikasin! Dun yasanan her seyin bu sabah aciklamasini senden okudum.Sasirmiyorum artik yazdiklarina..biliyorsun iste gokyuzunu okuyan insan!

  5. gaiadan

    JunJunom…<3 desene işler karuşuk…:) 🙂 🙂 onay isteyen ruh…:) onay veren ruh…:) olmayacağız…:) herkeş kendi enerjisini üretecek..:) 🙂 😉

    1. JUNO

      Yok hiç karışık bir şey yok…
      RUH’u ile bağını kopartmayan ve her gün tazeleyen insan ihtiyaç duyduğu enerjiyi rahatça bulacak!
      Kendimiz bir enerji üreten varlıklar değiliz biz yaw :))))

  6. Zehra

    Kaleminize, ruhunuza sağlık…o kadar güzel anlattınız ki bu bir-iki haftadır yaşadıklarımı…teşekkür ederim

  7. Birgül

    Teşekkür ederim, bütun ruhumla..

  8. fatıma

    ne anlamlı yol gösterici bir yazı … çok teşekkür ediyorum…

  9. emriye

    Merhaba, cok güzel yazıyorsunuz, insanı düşünmeye teşvik edici, bazen de çözmek te zorlanıyorum. Ağzına sağlık

  10. emriye

    Beni hatırladınız mı 🙂

    1. JUNO

      Evet Emriye Hanım 🙂
      Sevgiler

  11. Nonder

    Sizi takip etmeye başladıgımdan beri sanki bulanık dünya aydınlanıyor teşekkür ederim

    1. JUNO

      Rabbin veslileleri sonsuzdur…
      Şükürler olsun 🙂

  12. Nesrin

    kalbimizi yatıştıran bir kabul ediş ve bakışımızı değiştiren bir aydınlık
    tam olarak bunu yaşadım cuma günü.
    Bu kabul edişle benim için önemli birşeyden kendi rızamla vazgeçtim ve bunu ilgilisine açıkladım.
    içim rahatladı.
    Bugün okudum yorumunuzu..Doğruymuş,hayırlıymış dedim.
    Bazen de öncesinde okuyorum, yeni bir ışık alıyor pencerem, başka bir ışıkta bakıyorum içimde olanlara, dışardaki yansımalara..
    Her durumda bir faydanız dokunuyor yani 🙂 feyz alınası…
    iyi ki varsınız ..

    teşekkürler, sevgiler

  13. Dur juno ruhum geride kaldı. gülümseterek mayınlar arasından dörtnal geçerek.., hayatı özetle okuması bile Tanrım ya nooluyoz dedirtiyo dimi

  14. fatıma

    kuşluk vaktine ve karanlık iyice çöktüğü an gceye yemin olsun ki RABBİN SENİ TERK ETMEDİ…SANA VEDA ETMEDİ VE DARILMADI…. (DUHA SURESİ)
    RABBİMİZ BİZE VEDA ETMEZ BİZİ UNUTMAZ ama biz onu unuttuğumuz an. öyle bir ümitsizlik basıyor ki, o an hayata geleceğe ve kendimize ve hatta özümüze karşı…
    Rabbimiz hepimizin her zerresinde vicdanımızda beynimizde kalbimizde aklımızda her işimizin başında sonunda ve tekrar canlanışımızda olsun…
    O HER AN BİZİMLE, BİZ DE HER AN ONUNLA OLURUZ ,İNŞALLAH….

Nesrin için bir cevap yazınCevabı iptal et

Arşiv

Kategoriler

Juno - Kendi Halinde Bir Yıldız Gözlemcisi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et