18 Aralık 2017, YAY Burcu'nda YENİAY – Sorry Canım… Bu Konuya Galaktik Merkez Bakıyor!

9c173fccf8f24f995e571ecc4a3b0a8d
Resim:

18 Aralık 2017, YAY Burcu'nda YENİAY – Sorry Canım… Bu Konuya Galaktik Merkez Bakıyor!

18 Aralık 2017 günü, İstanbul’a göre saat 09:30 itibariyle, YENİAY adını verdiğimiz Güneş & AY kavuşumu tam halini alıyor.
YENİAY haritasını değerlendirirken, aşağıdaki göstergeleri dikkate alıyorum;

  • AY ve Güneş, Yay Burcu’nun 27 derecesinde , yani Galaktik Merkez olarak kabul edilen noktada ve haritanın 12’inci evinde kavuşuyorlar. ACULEUS sabit yıldızı da bu noktaya isabet ediyor.
  • Yay’ı terk etmeye hazırlanan Satürn ve Venüs de YENİAY ile  Stelyum halindeler. Hatta retro Merkür bile ucundan bu toplantıya takılıyor…
  • Uranüs, YENİAY Stelyumuna üçgen, Chiron ise kare açı yapıyor.
  • Haritanın Yükselen Noktası 10 derece Oğlak. Yükselen Yöneticisi Satürn de, YENİAY ile kavuşumda olduğu için, oldukça vurgulu bir durumdan bahsediyoruz!
  • Satürn, ACUMEN ile kavuşumda ve bir türlü peşini bırakmayan Lilith ile hala yakın… Satürn – Lilith ikilisi, MC ile kavuşumda olan Akrep’teki Mars ile 60 derece açı yapıyor.
  • YAY Burcu’nun yöneticisi olan Jüpiter, 14 derece Akrep’te, haritanın 10’uncu evinde, ZUBEN EL GENUBİ sabit yıldızı ile kavuşumda ve AY Düğümlerine T-Kare yapıyor.

MEALİ;

Bu kadar 12’inci ev teması ve Akrep’in Kuyruğundaki Sabit Yıldız girdiyse işin içine, GÖRÜNMEYENİN GÖZÜMÜZE SOKULDUĞU bir YENİAY bizi bekler 🙂
Sosyal Düzlemde;

  • Zuben El Genubi’nin Jüpiter ile kavuşumu, ”manevi söylemleri, kutsal bilgiyi, emanet edilmiş bir konumu, maddi çıkar için kötüye kullanmak, hukuka ve edebe aykırı davranmak” anlamına geliyor. Haksız kazanç, rüşvet ve buna bağlı çöküşe de işaret eden bir kavuşum. Dolayısıyla gerek politika, gerek ekonomi sahnesinde, bu içerikte ifşaatların ayyuka çıkması beklenir.
  • Geçmişte haksız kararlar ile mahkum veya mağdur edilmiş, ya da işlevsiz bırakılmış işten el çektirilmiş, aktivitesi engellenmiş kişilerin durumunun da yeniden ele alınması beklenebilir.
  • Tüm dünyada politik söylemlerin sertleştiği, askeri zeminde karşılıklı tehditlerin yapıldığı bir süreç de olabilir.
  • Ancak HİÇ BİR ŞEYİN GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ OLMADIĞI bu dönemde akıllardan çıkartılmamalıdır!

Bireysel Düzlemde;
Evrende ADALET mutlaka tecelli eder! Biz gözden saklananın, cezası olmaz sanırız… Ama bazen ”vicdan yükünü yüklenmek” en büyük cezadır. Haksız yöntemlerle yardıra yardıra açtığı yollarda koşarken, insanın ayağına umulmadık taş değer de, nedeni bilinmez. Ama insanın İÇİ BİLİR!
Zira ”Her yapılan Merkez’de kaydı vardır.” Merkez’in bildiğini, ortak bilinç içinde taşır ve bütün kartlar usulca buna göre dağıtılır…
İşte tam bu nedenle olup bitenlerin bizde bıraktığı elle tutulamayan ama kalple hissedilen bir iz vardır… O izi biz somut düzlemde süremesek de, dikkate almak gerekir.
Bu YENİAY’da;

  • Haksızlıklara maruz kaldığımız, ya da bizim haksızlık ettiğimiz durumlar, menünün baş köşesine oturabilir.
  • Saklanmış, ihmal edilmiş, unutulmuş, gözden kaçmış detaylar ortaya çıkıp, GERÇEĞİN gölgede kalan yüzü görünebilir.
  • Haklı olduğumuz halde bize yöneltilen tehdit ve baskılara fazla paye vermemek, sakinliği ve özgüveni korumak gerekir. Eğer haksız olan bizsek de, kimseyi sindirerek yakayı sıyırmaya çalışmamak yerinde olur. Zira konu Merkez’e havaledir 😉
  • İnkar, saplantı, anlamsız ısrar, yanılsama, kandırılma ya da kendini kandırma gibi nedenlerle yanlış yönlendiğimiz konularda, yeni bir pencerenin, farklı bir kapının varlığına şahit olabiliriz.
  • Yanlışı, eksiği, kusuru görüp de öylece bırakmaktan kaçınmamız gereken bir zamandır! Zira evren bize daha iyisini yapmak için bir fırsat vermişken bunu geri çevirmek, uzun vadeli sorunlar doğuracak bir seçimdir!
  • Kendimizi MAHKUM ETTİĞİMİZ algılar, düşünceler, planlar, kararlar üzerinde yeniden düşünmemizi gerektirecek farkındalıklar edinebiliriz. Tıkanmış yolları açacak, ipuçları görebilir ya da o güveni kendi içimizde yeniden bulabiliriz.
  • Kendimize haksızlık ettiğimiz, güvende olma kaygısı, alışkanlık, başarısızlık korkusu gibi nedenlerle kendimizi geri çektiğimiz konuları yeniden gözden geçirebiliriz. Biz kendi köşemizde, kendi içimizde vıdı vıdı ederken, atı alıp Üsküdar’ı geçenleri, hatta hak etmedikleri başarıları kazananları görüp, kendimize kızabiliriz. Bu aşamada kimseyi suçlu bulmanın faydası yoktur. Sebebi ne olursa olsun, buradan daha iyi bir yere çıkmak istiyorsak, kendi ataletimizi aşmamız gerektiğini farketmek ÇOK ÖNEMLİDİR!
  • Öte yandan eğer hak etmediğimiz halde elde ettiğimiz payeler, konumlar, kazanımlar varsa, sırrın dökülüp zeminin ortaya çıkması mümkündür. Ya da hak etmediğimiz ve zaten taşıyamadığımız bir konumu sürdürmeye çalışmanın ağırlığı altında biz bunalabilir ve aslında bu işe, bu ilişkiye, bu sorumluluğa hiç uygun olmadığımızı idrak edebiliriz.

İyi ve Kötü göreceli kavramlardır ve zaman içinde iyi zannedilenlerin kötüye çıktığını görebiliriz. Bu nedenle YARGILI ve ISRARCI değil, adil ve dengeli davranmak, daima uygun kıvamı bulmayı kolaylaştırır.
İnsanın başkalarıyla ya da genel olarak sistemle uzlaşabilmesi için ”burada uzlaşmak ayak uydurmak, benzemek değil, içinde var olabilmek ve fonksiyonel kalmak” önce kendiyle uzlaşma sağlaması, kendi içindeki savrulmaları ve sapmaları düzene koyması gerekir. Bizden istenen herkesi ve herşeyi KENDİMİZE GÖRE DÜZELTMEK değildir! Her şeye rağmen elimizden gelenin en iyisini yapmaya, minimum zarar maksimum fayda vererek, çaba göstermeye devam etmektir.
Haklı Çıkmak, her konuda haklı olduğumuzu ya da haklı olduğumuz konuda adil davrandığımızı göstermez 🙂 Haklıyım ya da imkanım ve zeminim var diye durumu fazlasıyla kendimize yontmak da, dengeyi bozar.
Başkalarının bizim için ne düşündüğü, ya da başkaları gözünde kirli veya temiz olmamız değil, bizim kendimiz için ne düşündüğümüz önemlidir. Toplumsal sistem ”AYIBI ÖRTEBİLDİĞİN SÜRECE CEZA ALMAZSIN!” mantığıyla işler… Oysa kişinin sorumluluğu önce kendinedir! Ayıplı, eksik, hatalı, sorumlu olmak, ama bunu inkar etmek ve sonuçlarından yakayı sıyırmaya çalışmak, İNSANIN ÖZSAYGISINI ZEDELER.
Adil ve dengeli olmayı başkaları gözünde kazanılacak bir paye değil bir ÖZSAYGI MESELESİ olarak görebildiğimiz kadar, iç barış sahibi oluruz 🙂
Hesabı ödemeden kalktığımız her masa, bizi başta kendimize karşı borçlu kılar…

  • Hesaplarımızı ödeyelim ki, bizim soramadığımız hesabı Evren bizim için sorsun 🙂
  • Bize yapılmasını istemediğimiz şeyi kimseye yapmayalım ki, Evren bizi kayırsın.
  • Kendimize haksızlık etmeyelim ve her yaptığımızı önce kendimize böylesi yakıştığı için yapalım ki, derdimiz, yarışımız, kavgamız başkasıyla olmasın!

BURÇ ve Yükselen BURCA göre yorumlar için: 18 Aralık 2017, YAY Burcundaki YENİAY’ın Burçlara Etkisi…
İç açıcı, yürek uçurucu bir müzikle bitsin bu yazı… Toots Thielemans & Caetano Veloso ikilisinden ”Corazon Vagabundo” yani Serseri Kalp 🙂

0 Yorum

  1. Harikasın!

  2. Şule

    Öncelikle kaleminize emeğinize teşekkürler sevgili junomuz:)) alışılmışın dışında bi yorum olacak belki ama ben yaklaşım tarzınızı kendime yakın buluyorum ve bana çok iyi geliyorsunuz.buna dayanarak sizden okumak için kitap tavsiyesi almak istesem nasıl olur acaba☺️Hatta benim gibi diğer okuyuculara da tavsiye/tanıtım’da bulunabilirseniz hoş olur ☺️Sevgiler

    1. JUNO

      Ursula Le Guin Yerdeniz Beşlisi… Çok güzel bir seridir 🙂

  3. Alex

    2 haftada 3 yazı… fena alıştırıyorsunuz bizi sevgili Juno.
    Elinize sağlık:)

    1. JUNO

      :))) İşte araya Satürn meselesi filan girince… AMa daha çok yazmaya gayret edeceğim.

      1. Alex

        aman aman maşallah, nazarımız değmesin… bunun bir de yıllıkları var galiba:) onun için de ayrı sabırsızlanıyorum….

Alex için bir cevap yazınCevabı iptal et

Arşiv

Kategoriler

Juno - Kendi Halinde Bir Yıldız Gözlemcisi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et