16 Nisan 2022, TERAZİ Burcu’nda DOLUNAY – Aramakla Bulamadığımız Şeyler Hakkında…

Jantina Peperkamp
Resim: Jantina Peperkamp

16 Nisan 2022, TERAZİ Burcu’nda DOLUNAY – Aramakla Bulamadığımız Şeyler Hakkında…

16 Nisan 2022 günü, İstanbul’a göre 21:55 itibariyle, DOLUNAY adını verdiğimiz Güneş – AY karşıtlığı tam halini alıyor. DOLUNAY haritasını yorumlarken aşağıdaki göstergeleri dikkate alıyorum;

  • AY Terazi Burcu’nun 27 derecesinde ve haritanın 11’inci evinde. Güneş ise Koç Burcu’nun 27 derecesinde ve haritanın 5’inci evinde.
  • Haritanın Yükselen Noktası 23 derece Akrep. Akrep’in yöneticisi Pluto, AY ve Güneş’e T-Kare yapıyor.
  • Güneş’in girdiği Koç’un yöneticisi Mars Balık Burcu’nda ve Kova’nın son derecelerindeki Juno ile kavuşum halinde.
  • AY’ın girdiği Terazi’nin yöneticisi Venüs Balık Burcu’nda, Boğa’daki Uranüs ve Merkür ile ılımlı açı içinde.
  • AY Düğümleri haritanın AC ve DC hattına yerleşmişler. Satürn AY Düğümlerine T-kare yapıyor. Jüpiter – Neptün kavuşumu ise ılımlı açılar yapıyor.

MEALİ;

Hepimizi sormaya cesaret edemediğimiz sorular üzerinde düşündüren ve bizi kendimize DÜRÜST olmak konusunda teşvik eden bir DOLUNAY bu… Ne gibi deneyimler çıkabilir karşımıza derseniz;

  • Bir yanımız mutluluğun ayağına gelmesini isterken, diğer yanımız en uçuk hayallerin pembesinde dolanabilir.
  • Bir yanımız kendi içine kapanmak ve güvenlik alanını pekiştirmek isterken, diğer yanımız çok romantik ve ayağımızı yerden kesen bir ilişki arayışına girebilir.
  • Cesaret edip yapamadığımız şeyleri yaşıyormuş gibi görünen sosyal çevrelere ya da kişilere çekilerek, hayatımıza renk ve anlam katmaya çalışabiliriz. Ama bu yönelişlerin altı boş olabilir.
  • Tercihlerimizin bizi boğduğunu ve kısıtladığını düşünerek bu güne dek denemediğimiz şeylerin peşine düşmek isteyebiliriz. Ancak peşine düşmek istediklerimizin de bizi tatmin edip etmeyeceği belirsiz olabilir.

Bu ikilemli duygu durumunu yaşarken de boşa koysak dolmayan, doluya koysak almayan bir hale girebiliriz. Zira yapmayı düşündüklerimizin hayatımızda büyük bir kırılma noktası oluşturacağı bellidir.

İnsan huzuru, anlamı, keyfi, tatmini hep dışarıda arar. Dış dünyada meydana gelenlerin kendi arzu ve ihtiyaçları ile uyumlu olmasını bekler. Ancak ya hayat bir türlü bizim istediğimiz gibi akmaz, hep tadımızı kaçıran, bizi endişeye düşüren bir şeyler olur… Ya da istediklerimiz olur ama bizim içimiz bir türlü dolmaz ve tatmine erişmez. Hangi kıyıya varırsak varalım, en güzel deniz hep daha ötede gibi gelir.

İnsan hayatını şekillendiren tercihleri yaparken kendi potansiyelini keşfetmek ve ortaya koymak yerine kaygılarını gidermek, konfor alanını korumak, birilerine bir şey ispat etmek, kendisine belletilmiş olan kriterleri doldurmak gibi önceliklerle davranır. Böyle tercihler bir süre sonra ruhumuzun bizi çektiği yönle uyuşmamaya başlar. ÖZ’ümüzle hayat içinde belirlediğimiz önceliklerin birbirini tutmaması,kabında rahat etmeme ve kendinden hoşnut olamama hissine yol açar.

İnsan kendi kabında rahat, kendinden memnun değilse, yaşadığı en güzel şey bile ona bir altın kafes gibidir. Bir yanı yaptığı tercihleri sakin ve ılımlı sürdürmek istese de, diğer yanı kendini aramakta, yaptıklarını sorgulamakta, içindeki huzursuzluğun kaynağını etrafında bulabilmek için kıvranmakta, hiç bir yere, hiç bir deneyime, hiç bir ilişkiye dair aidiyet hissi geliştiremediği için, hep kaçak modunda, hep bir garip mülteci haliyle yaşamaktadır.

Bu DOLUNAY’da kendinizi ”başıma ne gelse de beni kendi kuyruğumu kovalayan bir tazı gibi dolanmaktan kurtarsa” derken bulursanız, durun ve etrafınızda çözüm aramayı bir yana bırakın. Dönün ve kendinize sorun;

  • Kendim için yapmayı ertelediğim şey nedir?
  • Ben neyi özlüyorum ama onun için çaba göstermiyorum?
  • Kaçtığım şey ne? Neyi yapmak, hangi taşın altına elimi koymak istemediğim için sürekli bahaneler buluyor ve kendimi oyalıyorum?

İdeal bir ortam, ideal insanlar, tam bize göre koşullar, her şeyin pürüzsüz ve engelsiz olacağı bir ilişki, bizi hiç zorlamayan ama çok da tatmin eden bir hayat, HİÇ OLMAYACAK! Biz önümüze çıkanların tam istediğimiz gibi olmadığına dair bahanelerin arkasına ya da bize bir şekilde kolay gelen şeylerin için sığınıp, kendimizden kaçtıkça, kalbimizin çekirdeğindeki diken hep bir yerden batacak bize… Bir şeyleri, bir takım ilişkileri, bazı heyecanları, bir süreliğine idealize edecek ve kendimizi onların içinde, onların büyüsüyle iyi hissetmeye çalışacağız. Ama bunların da sırrı dökülüp, altından bizi bize hatırlatan, içimizdeki EKSİKLİK duygusunu tetikleyen, bizi kendimize kaçtığımız soruları sorup, ertelediğimiz adımları atmamız için dürtükleyen bir şeyler çıkacak.

İyisi mi biz kendimizle sağlam bir hasbıhal edelim bu DOLUNAY’da… Eski veya yeni hiç bir kuytuya ya da heyecana sığınmayalım. En heyecanlı yolculuğa, yani kendimizi keşfe çıkmak, kendimize zor soruları sormak, GERÇEK cevaplar vermek için cesur bir adım atalım.

U2’nun şahane parçası – I Still Haven’t Found What I Am Looking For… Aradığımı Hala Bulamadım… Bu yazıya iyi gider bence. Çok keyifli bir cover 🙂

 

5 Adet Yorum

  1. Derya VOLKAN

    Tam içimdeki boşluğu, neyi aradığını bilmeden hep arayan beni ifade etmişsiniz. Kaleminize sağlık.

  2. Nadire

    Ne yapacagimi bilemezken ve sizin yazdığınız gibi ikilemler ile boğulmuşken tam da kalbimi ferahlatan bana yol gösteren bir yazı oldu, teşekkür ederim🍀

  3. Fatma

    Tam olarak icinde bulunduğum ama izah edemediğim andayim ne anlamalıyım Buradan boyun eğmemek olabilirmi?

  4. Leyla

    “Kendim için yapmayı ertelediğim şey nedir?”
    “Ben neyi özlüyorum ama onun için çaba göstermiyorum?”
    “Kaçtığım şey ne? Neyi yapmak, hangi taşın altına elimi koymak istemediğim için sürekli bahaneler buluyor ve kendimi oyalıyorum?”

    Sorulara bakar mısınız sevgili Juno, psikoterapi seansı gibi! Elinize, gözünüze sağlık. Çok iyi geldi.

  5. Uğur

    İnanın bu sabah o sorulardan iki tanesini sordum kendime. Yazınız çok iyiydi

Leyla için bir cevap yazınCevabı iptal et

Arşiv

Kategoriler

Juno - Kendi Halinde Bir Yıldız Gözlemcisi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et