15 Eylül 2023, BAŞAK Burcu’nda YENİAY – Fırtınalı Denizler Kahraman Gemiciler Yaratır!

Dee Nickerson
Resim: Dee Nickerson

15 Eylül 2023, BAŞAK Burcu’nda YENİAY – Fırtınalı Denizler Kahraman Gemiciler Yaratır!

15 Eylül 2023 günü, İstanbul’a göre 04:40’da YENİAY adını verdiğimiz AY – Güneş kavuşumu tam halini alıyor. YENİAY haritasını yorumlarken aşağıdaki göstergeleri dikkate alıyorum;

  • AY ve Güneş Başak Burcu’nun 22 derecesinde ve haritanın 2’inci evinde kavuşuyorlar. MC’deki Uranüs YENİAY ile üçgen açı yapıyor. YENİAY Denebola, Uranüs ise Capulus Sabit Yıldızları ile kavuşuyorlar.
  • Başak’ın yöneticisi Merkür retro konumundan çıkmak üzere durağan.
  • Haritanın Yükselen Noktası 26 derece Aslan. Lilith Yükselen ile kavuşumda.
  • Lilith AY Düğümleri ile ılımlı açılar alırken, Selena ve Chiron kavuşumu da Kuzey Ay Düğümüne eşlik ediyorlar.

MEALİ;

  • Ekonomiye dair önemli gelişmelere yol açabilecek bir süreçten geçiyoruz. Hesap kitap yapma ve yeni yollara başvurma zamanı gelmiş gibi görünüyor.
  • Geçmişte ön planda olan bazı şahıslar hakkında olumsuz haberlerin yayılması, saygın bulunan kişilerin gözden düşmesi mümkün. Güç sahibi kişilere verilen önem ve değerin yeniden tartıya konulması söz konusu… Hükümette ve muhalefette kadrolar değişim geçirebilir.

Kişisel düzlemde, kaygı veren, iç karartan, bir yere varılmıyormuş gibi görünen süreçleri başka bir gözle değerlendirip yeni yollar bulma zamanı! Baktığımızda hani sanki büyüüük bir dert varmış, ya da bizi bunaltan ufak tefek bir sürü şey başımıza üşüşmüş ve en önemlisi herkes ve küllüm evren bize karşıymış gibi bir his olabilir.

Bu irili ufaklı meseleler bizi hayata, olan bitene, yaşadıklarımızı ele alma şeklimize başka bir perspektif katmak için oradalar desem ne dersiniz?

İnsan önüne çözemediği bir konu çıkmazsa farklı bir düşünce geliştirme ihtiyacı duymaz. Mecbur kalmadıkça bir aleti kullanmayı öğrenmez. Bedeninin ya da aklının farklı bölümlerinin ancak buna zorlandığı zaman güçlendirir. Sıkılmadıkça dirayet göstermeye mecbur kalmaz. Kendini sakinleştirmeyi ancak stres yaparak aşamayacağı bir geçit olunca becerir. Kısacası; Kahraman Denizciler Ancak Fırtınalı Denizlerde Yetişir!

Bu YENİAY’da ”Ben artık ne yapacağımı bilmiyorum!” dediğiniz şeylere bela savar gibi değil, size farklı bir gidiş yolu göstermeye çalışan işaretleri izler gibi bakın. Panik, kaygı, gıcık olma, sinirden kudurma gibi olaylar üzerinde kontrol kuramadığımız zaman vermeye alıştığımız tepkileri bir susturun. Elinizdeki meseleye duygularınızı karıştırmadan bir puzzle çözer gibi bakın. Konu SİZ olmayın! Konu çözmeye çalıştığınız konu olsun. Eksik ya da fazla olan, yanlış yere konulmuş olan, akışı bozan, sistemi dengesizleştiren unsurları tespit edin. Bunu yaparken arzularınızı, tercihlerinizi, kişisel tutkularınızı, gururunuzu, heveslerinizi yani tarafsız değerlendirme yapmanıza engel olan her türlü şahsi eğiliminizi devre dışı bırakın. Haklı çıkmak için değil anlamak için bakın baktığınız yere… O zaman göreceksiniz! Cevabın hep orada durduğunu ve sizin bunu okumaktan kaçındığınızı göreceksiniz.

İnsan en büyük hataları kendini kayırmaya çalışırken yapar! Kendini kayırmak için hem kendisine hem de içinde yaşadığı sisteme zarar verir. Zira bizim kendimizi kayırmaktan anladığımız, yargılarımız ve kaygılarımızla çizdiğimiz bir çerçevenin içine tüm dünyayı sıkıştırmaktır. Bu bizim daracık kafacığımıza sığmayan ve nasıl kullanacağımı bilmediğimiz ellerimizle inşa edemeyeceğimizi düşündüğümüz tüm olasılıkları devre dışı bırakmak ve kendimizi kendi yarattığımız bir dünya zannına hapsetmektir.

Siz kendi uzayınızda sadece sizin bildiğiniz koordinatlar içerisinde kaybolmuşken Houston size ulaşamaz 🙂

Şimdi akli melekelerinizi kullanmanıza engel olan tepki güdümlü duyguları susturun;

  • Ters giden, akmayan, kırmızı sinyal veren şeylere bu güne dek bakmadığınız gibi bakın.
  • Tamir edilecek oyuncağı niye çalışmıyor bu diye sinirlenip yere atan çocuk gibi davranmayın. O oyuncak sizin hayatınız!
  • Ya da beceriksizim beeeennn diye yüzünüzü yastıklara gömüp ağlamayın. Hata yapma korkusuyla hiç bir şey yapamaz hale gelmeyin.
  • Ele güne nasıl görüneceğinizi fazla kafaya takmayın. Zaferler düşe kalka kazanılır.
  • Aşşırı mükemmeliyetçi olmayın. Gerekli ve önemli olanları halledin. Mıymıy, mızmız, pimpir pimpir, vikvikvik halleri bir yana bırakın. Hayat size neyi dayatıyorsa onu öne çekin. Önce onu çözün. Kendinize göre yapmak için kasıp kasıp yolda kalmayın.
  • Size istediğiniz fiziksel, maddi ya da duygusal desteği vermeyen insanların eteklerine yapışmayın ya da arkalarından saydırmakla uğraşmayın… Herkesi işine salın siz de işinize bakın!
  • Akıl almaktan, soru sormaktan, destek istemekten kaçınmayın. Ancak muhataplarınızın hata yapabileceğini, bazı şeyleri yanlış değerlendirebileceğini, sizin de bazen olduğunuz gibi tedirgin, beceriksiz, inatçı, ısrarcı olabileceğini dikkate alın. Sorumlu tutmak suçlamak ile vakit kaybetmeyin. Pratik olup işinizin görülmesine odaklanın. İşinizin, yolunuzun bağlı olduğu kişilere sabırla yaklaşın ve sakince işaretleri görmelerini bekleyin. Hepten kayboldularsa en azından bir süre onlardan bir şey beklemeyin işinizi siz çözün. Farklı çözüm ortaklarına, farklı işbirliklerine yönelin.
  • Yardım etmeye, destek olmaya, koruyup kollamaya çalıştığınız kişilere de sakince yaklaşın. Onlara kendinizi tatmin etmek için değil gerçekten yararlı olmak için bakın. İtip kakmayın, sizin çerçevelerinize sığdırmaya uğraşmayın. Kimsenin yerine yapmayın, yapmayı öğretin. İstemeyene, sırtını dönene kızmayın. Yersiz kurtarıcılıklara kalkışmayın. Ama samimiyetle zorda olan ve elinizin yeteceği kişilere de sırt dönmeyin.

Hayatla kavga etmeyin. Hayatla uzlaşın! Yolu bulmak istiyorsanız işaretlere tarafsız bakın. Houston Merkez yani Sistemin Kalbi ile aranızda görünmez bir bağ vardır. O sizinle hep konuşur. Sakinleşirseniz onun sinyallerini daha rahat duyarsınız. Önünüze dikkatli bakılmadığı için görülemeyen kapılar çıkartır. O kapıları ”bence yok burada bir şey” diye es geçmeyin.

Bu yazıya neden bu parçayı ekledim… Ay sadece çok Eylül bir duygusu olduğu için yaptım bunu 🙂 Datluuu, accık melamkoling… Yine de bir kadeh şarap gibi doygun ve kendinden memnun…

4 Adet Yorum

  1. Emre

    Şunu farkettim, kafam karıştığında, köşeye sıkıştığımda, cevap bulamadığımda başvurduğum birkaç kıymetli kaynaktan birisin Juno. Yine böyle bir zamanda okudum, bu kez önceden yaşanacaklara ışık tutacağını umuyorum. Bazı yazıları geç okuyunca “aa bu yüzden böyleymiş” hissi bu kez tam yayınlandığı günde denk geldiğimiz için biraz farklı. Severiz denk gelmeleri, “evrenin dili” diye bir sözlük olsa “denk gelmek” ilk 5’te açıklanacak kadar değerlidir diye düşünüyorum. 🙂
    Tekrar tekrar teşekkür ederim, gördüğünü ve hissettiğini aktarmaktan çekinmediğin ve ışığını paylaştığın için. Yine yolumu aydınlattın. İyi ki varsın.

  2. Ecegül Zaferalan

    Eyvallah 💕

  3. İnsanın söylediklerinizi ciddiye alup düşünmeye ihtiyaç duymaması imkansız o kadar yumuşak ve şefkatli bir anlatımla. 🙏💖

  4. Gökhan

    Merhaba
    Teşekkür ediyorum size.Yazılarınızın yapıcılığı yol göstericiliğine bayıldım.Hakereti bile bu kadar sevdirebilir bir insan .Hoşçakalın
    Sevgi ve sağlıkla

Bir Cevap Yazın

Arşiv

Kategoriler

%d blogcu bunu beğendi: