Jüpiter – Uranüs Karşıtlığı ve Satürn Uranüs Üçgeni; İnsanlığın RADİKALİZM ile Sınavı!

sofia-bonati
Resim:

Jüpiter – Uranüs Karşıtlığı ve Satürn Uranüs Üçgeni; İnsanlığın RADİKALİZM ile Sınavı!

2017 yılı ”Ağır Abiler” arasında dikkat çekici açılara sahne olacak;
Bunlardan biri Terazi’deki Jüpiter ile Koç’taki Uranüs arasındaki karşıtlık. Bu karşıtlığın tam halini alacağı tarihler aşağıda;

  • 27 Aralık 2016: 20 derece
  • 7 Mart 2017: 22 derece
  • 27 Eylül 2017: 27 derece

Yay Burcu’ndaki Satürn ile Koç Burcu’ndaki Uranüs arasında üçgenin gerçekleşeceği tarihler ise;

  • 24 Aralık 2016: 20 derece
  • 19 Mayıs 2017: 26 derece
  • 11 Kasım 2017: 25 derece

Yukarıda tam tarihleri verdim ancak, elbette etkiler 15-20 gün öncesi ve sonrasında hissedilecektir.
MEALİ;
Bu yazıyı, İstanbul’da ardarda yaşanan patlamalar sonucu birçok üzücü kaybın ve yaralanma olayının yaşandığı bir zamanda – bu olayların Aralık ayındaki aşırı gergin gökyüzünü tarifleyen gelişmeler olduğunu düşünerek – kaleme alıyorum! Ölenlere rahmet, yaralılara şifa diliyorum…
Özellikle 2016 Aralık ayında hem Uranüs – Jüpiter Karşıtlığı, hem Satürn – Uranüs Üçgeni, hem Satürn Güneş Kavuşumu, hem de Merkür Retrosu bir araya geleceği için, oldukça yoğun bir etkileşim yaşanması mümkündür.
Terazi’deki Jüpiter ADALET ARAYIŞIMIZI ve İNSANLIĞIN EŞİTLİK ve ÖZGÜRLÜK İDEALİNİ temsil eder. Güvenli bir dünyada, bir arada, kavgasız yaşamak ve sınırlanmadan, ayrımcılığa maruz kalmadan tüm ihtiyaçlarımızın karşılanacağından emin olmak ihtiyacımızın tam karşılığıdır.
Koç’taki Uranüs ise, istediklerini yakıp yıkarak almanın, beklenmedik ataklar ile insanları şoka sokmanın, yeni başlangıçların sadece büyük çaplı yıkımlar ile olabileceğine inanmanın yani RADİKALİZMİN timsali gibidir.
Bu tariflerden hareketle, 2017 yılında ”kendi inancına ya da kendini ait hissettiği grubun çıkarlarına göre” gerekli olanın hayata geçmesi için, var olan düzeni, güven ve huzur ortamını sarsmayı, gerekirse yıkmayı, insanlara seslerini duyarmak amacıyla, barışçı olmayan yöntemler seçmeyi tercih eden bazı grupların, gündemi belirlediklerini görebiliriz.
Bu yalnız ülkemizde değil, tüm dünyada böyle olacaktır…
Haklarının ellerinden alındığını, seslerinin duyulmadığını, çıkarlarının korunmadığını, özgürlüklerinin kısıtlandığını, ya da dünyanın düzeninin onlara göre yanlış olduğunu düşünen kişiler ve gruplar, dünyanın şimdiki düzenine dair hoşnutsuzluklarını, acı verici yöntemlerle dile getirebilirler.
Görünürdeki barış, huzur, uzlaşma ortamını, kendilerince ikiyüzlü, anlamsız ya da kendileri açısından faydasız bulanlar, sisteme meydan okuyan ve tehditkar tuutmlar içine girebilirler.
İstenen sonucu elde etmek adına, hiç bir sınırı aşmaktan kaçınmayan kişiler ve gruplar ile karşılaşabiliriz.
Peki, Satürn de Uranüsyen RADİKALİZM’in elinden tutar ve rüzgarına ortak olursa ne olur?
Radikal olanlar daha sert, ödünsüz, sonuca giden her yolu mübah sayan ve askeri mücadeleyi içeren yöntemler kullanırken, radikalleri bastırmaya çalışanlar da aynı şekilde sert, ödünsüz, uzlaşmacı değil baskıcı olan yöntemler kullanırlar.
Sosyal uzlaşmanın ve uluslararası barışın mümkün olmadığı, tek yolun çatışmak ve güç üstünlüğü sağlamak olduğunu düşünen taraflar arasında, sert kapışmalar yaşanır.
Bir süre sonra haklı ve haksız arasındaki fark, kaybolmaya, kullanılan yöntemler, maksadı aşmaya, karşılıklı olarak amacın aklayamadığı acılar verilmeye başlanır.
Böyle zamanların TÜM DÜNYADA kısa sürmesini ve en az hasarla bitmesini sağlayacak olan TEK ŞEY, barış, denge, adalet, uzlaşma sürecini yeniden inşa etmeyi TEK HEDEF olarak görmektir.
Yıkım sadece daha fazla yıkım getirir…
İnsanlığa olan inancımızın, sadece haklı olduğumuzu düşündüğümüz için önümüze çıkan her karşıtlığı yıkıp geçme arzumuza galip gelmesi dileğiyle…

0 Yorum

  1. gaye

    Rus büyükelçinin katlinden sonra bir daha dönüp okudum. Gel de gezegenlere inanma.

Bir Cevap Yazın

Arşiv

Kategoriler

%d blogcu bunu beğendi: