Güneş Ay ve Neptün Arasında Su Üçgeni – Şiddet, Şehvet ve Şefkat Üzerine…

michal luckevitz
Resim:

Güneş Ay ve Neptün Arasında Su Üçgeni – Şiddet, Şehvet ve Şefkat Üzerine…

Bugün Ay annesinin kucağına sığınır gibi Yengeç’e girdi… Akrep’e girince Balık’taki Neptünle üçgen yapmaya başlayan Güneş’le de kucaklaşıp, bir su üçgeni kuruverdi; kısa ömürlü ama etkili… Duygularımız üst titreşimlerde seyrediyor bugün! Nereye meylederse kalbimiz, onu hayatın gerçeği bilip, derinlerine dalıyoruz.

Akrep’te geri gitmeye başlayan Merkür ise Jüpiter’e kare yapıyor ve üçgen bir açıyla Yengeç’teki kaygılı, vesveseli, fitne fücurcu Lilith’in gazına geliyor… Geçmişten bugüne bizi hüzünlendirmiş, canımızı yakmış, önümüzü kesmiş olan her şey, 32 kısım tekmili birden TV dizisine dönüştürülen bir Kerime Nadir romanı gibi geçiyor aklımızdan… Üstelik düşünmekle kalmıyor, aramak, söylemek, bağırmak, haykırmak, hesap sormak, tavır almak, olay çıkartmak istiyoruz!

AMAN DİYİM AMAN :)))

Daha önce de bahsetmiştim ama tekrarın hiç sakıncası yok; Metin Kaçan Ağır Roman’da insanlar arasındaki bütün ilişkilerin ”Şiddet Şehvet ve Şefkat Üçlemesi”nin farklı bileşenlerinden oluştuğunu söyler…

Eh bence de öyle… Ve bu duyguların hiç birinde – evet şefkatte dahi – ifrata kaçmak bize hayır getirmez!

Sakince keyif alır, tatlı bir arzu duyarken, sahip olma güdüsü ile şehvete düşer, kıskanır, elde edemez ya da elden kaçırıp hırslanır, saldırır, güzeli çirkin eder, ömrümüzü karalarız…

Çok sever, korumak gözetmek ister, şefkatle üstüne titrer, her şeyi onun namına düşünür, hatta onun yerine yapar, hayatını kontrol etmeye başlar, hep aynı zaafları gösterdikçe kızar, kullanıldığımızı düşünür ama verdiğimiz emeğe acır ve bir türlü kendi haline bırakamadığımız için bizi de eksilten ve bastırılmış bir şiddetle dolduran bağımlılık ilişkilerinin batağında mahsur kalırız…

Bir insana çok gıcık olur, onu çevremizden uzak tutmaya çalışır, psikolojik ve hatta fiziksel anlamda gövde gösterileri yapar, alttan ata bize daha önce şiddet uygulamış olan birileriyle aramızdaki davaları ona yansıttığımızı fark etmeyip, yüklenir ve sürekli olarak kendimizi meşrulaştıracak sebepler bulmaya çalışırız… Hatta o insanın acısı, isyanı, kırgınlığı dile gelir, kalbini döker önümüze ve bize hesap sorar… Ama aldırmaz, hıncımıza, karanlığımıza sahip çıkarız…

Biz insanlar her şeyin illaki suyunu çıkarır, illa ki tadını kaçırır… Ve DUYGUSALLIK adı altında hep kendimizi haklı bulmaya uğraşırız. Oysa suyun azı tarlaları yeşertirken, çoğu toprağın yararlı olan kısmını sürükleyerek, ekinimizi çürüterek bize zarar verir!

Bugün bize gereken, şiddeti de, şehveti de, şefkati de ılımlandırıp, gönlümüze taze bir fidan ekmektir 🙂

O yüzden; geçmiş hasarların, özlemlerin, hesapların, yanlışların, kırıkların peşine düşmeyin… Kimsenin yakasına BENİ ONAR diye yapışmayın! Kimsenin kapısına GEL BANA diye dayanmayın 🙂 Kimseyi KURTARTMAYIN ama kendinizi illa ki kurtarın bu kurban-kurtarıcı yanılsamalarından… Kalbinizde saklanan çocuğu sarın, sevin, anlayın, bağışlayın 🙂

Ama kırmış olduğunuz kalpler varsa onlara bir küçücük dokunuşla şifa vermeyi ihmal etmeyin… Karşılık beklemeyen, küçük, özenli ve hatırlatan bir dokunuş… HEPSİ BU 🙂

Gönlünüzün göğü açık, ekinleri yeşil, ömrünüzün hasatları tatlı ve gölgelikleri huzurlu olsun…

Memet söylesin biz dinleyelim 🙂

http://www.youtube.com/watch?v=BY8QVt4FrGk

[youtube=http://www.youtube.com/watch?v=BY8QVt4FrGk]

13 Adet Yorum

  1. demmar

    gene fevkaledenin fevkinde bir yazı 🙂

    1. Cuno Aplanıs kurban olsuunnn :))) Sevgilerimle…

  2. büşra

    gene harika bir yazı,yüreklerimize tatlı bir esintiyle dokunduğunuz için teşekkürler 😉 🙂

  3. Eda

    Ya, işte o yüzden ıslak saçlarımla açık pencerenin önünde oturuyorum:))
    Yeter bu zamanı mundar ettiğim yaw. Serinlik iyidir. Orda burda gezinen zihni kendine getirir:)
    Sevgilerimle…

    1. :))))) kolay gelsin

      1. eda

        bu yazıyı perşembe okumuştum, cuma düştü başıma:) daha doğrusu ben kendimi kapatmıştım, görmiyim, duymiyim diye ama bi nedenle! hayat görmen gerekeni gösteriyor.
        yani, insana, seni sayıyorum, seviyorum, yaptığım işle ilgili senin görüşün önemli diyorsun, sözlerin can yakıcı diyorsun, hala açık aşağılama, hala kötü sözler ya….
        üzüldüm evet. ama umrumda değil çok sıkıldım! vardır bir hikmeti herhalde. şimdiye kadar yapmamıştım artık özellkle bu insan için uzak dur duası edicem, enerjisi göndericem her neyse. hakkaten boğuluyorum!

        1. Çok samimi olarak; Allahtan başka kimsenin takdirine ihtiyaç duymamak en iyisi… Sevgiler Canım 🙂

  4. günnur

    Yaklaşık bir yıldan beri bloğunuzu takip ediyorum sevgili Juno; astroloji eğer hayatı,insanları en önemlisi kendini tanımaya yarayan bir dil ise bu dile siz çok farklı bir ses verdiniz bence. Sesiniz hayatıma dokundu; bu temas bana iyi geldi. En derin sevgilerimle…

  5. azı karar cogu zarar juno :):)
    tesekkurlerrrr şekerim extra faydalı oldu bu yazı sagoll sagoll sagolll :):)

  6. Sifa

    Harika olmus… Yine gönlünüzün göğünu actip,ekinlerimzi yeşetmetyi, ömrünüzün hasatlarıni tatlı ve gölgeliklerimizi huzurlu yapamayi basarmissin yazinla 🙂 Tesekkurler

  7. luluşş

    Valla çok acayip…Ben bu postu bugün okuyorum ama ayın 25inde söylediğin gibi hiç düşünmeyeceğim şeylere kapılıp haklı olsam da kardeşime pek bi şiddetle haykırdım, hönkürdüm (bole bi kelime yok lugatta ama olsa o anımı anlatırdı) mahvettim çocuğu yahu 🙁
    Meğer herkesin patlama noktasıymış. Gezegenlerin dolduruşuna gelmek de pek bi tuhafmış :s

    1. :))) Hönkürmek benim lugatımda vardır :))) Çok yerinde olmayan tavırlar için yerinde bir laftır… Olsun gönül almak çok zor değil 😉 Sevgiler

  8. luluşş

    Bu arada ii pazarlar demiş miydim 🙂 Mutlu hafta sonları Tatlı Juno :))

Bir Cevap Yazın

Arşiv

Kategoriler

%d