31 Ağustos 2023, BALIK Burcu’nda DOLUNAY; ”Hepten Aykırı” Gidenleri Düzeltme Zamanı!

31 Ağustos 2023, BALIK Burcu’nda DOLUNAY; ”Hepten Aykırı” Gidenleri Düzeltme Zamanı!
31 Ağustos 2023’de İstanbul’a göre 04:36’da DOLUNAY adını verdiğimiz Güneş – AY karşıtlığı tam halini alıyor. DOLUNAY haritasını yorumlarken aşağıdaki göstergeleri dikkate alıyorum;
- AY Balık Burcu’nun 7 derecesinde ve haritanın 8’inci evinde yerleşmiş. Retro konumdaki Satürn AY ile kavuşumda.
- Güneş Başak Burcu’nun 7 derecesinde ve haritanın 2’inci evinde.
- Haritanın Yükselen Noktası 15 derece Aslan ve yöneticisi Güneş. MC’nin de yöneticisi olan Venüs, Yükselen ile kavuşuyor.
- Güneş’in girdiği Başak Burcu’nun yöneticisi Merkür de Başak’ta ve retro konumda.
- AY’ın girdiği Balık Burcu’nun yöneticisi olan Neptün de Balık’ta retro konumda. Neptün haritada iki ayrı YOD görünümüne dahil oluyor. Neptün’ün Retro Pluto ile 60’lık açısından çıkan 150 derecelik açılar focal nokta olarak Aslan’daki Lilith’e ulaşıyorlar. Lilith ve Güney AY Düğümü’nün 60’lık açısından çıkan 150 derecelik açılar ise focal nokta olarak Neptün’e varıyor.
MEALİ;
Bir sürü gezegenin retro konumda olup, bir çok meselenin askıda kaldığı, hayatımızda ”hepten aykırı” giden işlerin ise ortaya saçıldığı bir DOLUNAY yaşıyoruz. Ne var ki bu ”kötü” değil! Aslında bağğğzı şeyleri neden bir türlü hiç bir yere varmadığını görmek ve düzenlemeler yapmak için bir fırsat. Eylül ortasına yani Başak YENİAY’ına kadar hayatımıza çeki düzen vermek, tamirat gerektiren şeylere el atmak, aksaklıkları tespit edip gidermek için çaba göstereceğiz. Aksamaya yol açan hesap kitap hataları, prosedür eksikleri, teknik sorunlar kadar bakış açımızdaki sorunlar, hayatı, olayları, insanları değerlendirmekte ve öncelik belirlemekte kullandığımız kriterler de masaya yatacak!
Bu DOLUNAY bize ”hatanın, aksamanın, yanlış hesabın, boşluğun, zincirdeki zayıf halkanın, gevşek bırakılan bağlantının” nerede olduğunu görüp düzeltmek için bir pencere açacak, bir bakış açısı kazandıracak.
Haritada dikkati çeken temalar şunlar;
- Memnun olmayan, beklentisi bitmeyen, eleştirmeye doymayan, dırdırcı ve kaygılı yanınızı fark edin. Bu yanınızı tatmin edememe korkusu yüzünden vazgeçtiklerinizi veya ertelediklerinizi önünüze koyun. Kendinize ne kadar zarar vermiş, hayatı ne kadar askıya almış, akabilecek süreçleri nasıl imkansıza kilitlemiş olduğunuzu fark edin.
- Kendinizden beklediklerinizi ve birilerinin sizden beklediklerini ”bunlar olmazsa olmaz ve gerçeğe uygun değerler mi yoksa bir zaman öylesine kabul edilmiş standartlar mı? Bunlar hala bugüne uygun mu?” diye ciddiyet ve samimiyetle sorgulayın. Size göre ya da birilerine göre ”mükemmel” olana ulaşmaya çalışırken, kendinizi bir çıkmaza, bir imkansızlığa ya da anlamsız bir cendereye mahkum ediyor olabilir misiniz? Takıntı haline gelmiş bir şeyi hedefe koyup ona erişmeye çalışırken habire patinaj yapıyorsanız, kendinize ”Neden böyle bir kriterim, böyle bir önceliğim var? Gerçekçi bir sıralama ve plan ile davranıyor muyum? Daha farklı, daha pratik bir çözüm olamaz mı?” diye sorun.
- Birilerini memnun etmeye, birilerine bakım vermeye, birileri için iyi olanı yapmaya kaptırmışken, kendinizi iyice unuttuysanız, bu durum size zarar vermeye başladıysa, gerçek bir fayda üretmeyen sadece kapris gidermeye ya da başkasının tembelliğini kendi çabanızla örtmeye yarayan işler yapıyorsanız, bunu fark edin ve kendinize bir DUR deyin.
- Ertelenmiş sorunların kaygı ve memnuniyetsizlik ürettiğini, kaygı ve memnuniyetsizliğin ise daha fazla ertelemeye, umutsuzluğa, çöküntüye ve çözümsüzlüğe yol açtığını görün. Çözülemez hale gelmiş gibi görünen düğümlere bakıp bakıp bunalmaktansa, İskender gibi kılıcı çekip bağı kesin… Bir türlü bitmeyen sorunu, alışmadığınız yoldan, bilmediğiniz ya da denemeye direndiğiniz yöntemlerle ele almaya açık olun.
- Hatalı, eksik, yetersiz, çuvala dolanmış, tükenmiş, anlamsız, işlevsiz, kullanışsız olan şeyleri hayatınızda tutmaya, ısrarla onlara tutunmaya çalışmayın. Oluyorsa tamir edin olmuyorsa değiştirin.
HEPSİNDEN ÖTE;
Önemli olanın yola devam etmek olduğunu, nesnelerin, konumların, kurguların, tasarımların değil atılan temiz adımların HAYAT olduğunu bilin. Kendi kuyruğunu kovalamanın ya da olduğu yere çöküp kalmanın tüketici enerjisine kapılmayın. İleri doğru iyi niyetli, sade ve anlamlı bir hareket yapın… Göreceksiniz ki yol önünüzde açılacak. Belki sizin umduğunuz, kurguladığınız, korktuğunuz, tutturup ısrar ettiğiniz gibi değil… Ama hiç düşünemeyeceğiniz kadar kolay, akıcı, anlamlı…
Bu mızıl mızıl dönemde bizi canlandıracak bir müzik koymak istedim bu yazıya; Long Train Running – Doobie Brothers