19 Mayıs 2019, AKREP Burcu'nda DOLUNAY; Tehdit Algımız ve Tepkilerimiz Üzerine Dersler…

438091d4938b91f3f9d1672d3f23eddf
Resim:

19 Mayıs 2019, AKREP Burcu'nda DOLUNAY; Tehdit Algımız ve Tepkilerimiz Üzerine Dersler…

19 Mayıs 2019 günü, İstanbul’a göre 00:12 itibariyle yani geceyarısını 12 dakika geçe DOLUNAY adını verdiğimiz Güneş – AY karşıtlığı tam halini alacak. DOLUNAY haritasını değerlendirirken aşağıdaki göstergeleri dikkate alıyorum;

  • Ay Akrep Burcu’nun  28 derecesinde, Boşlukta ve haritanın 10’uncu evinde.
  • Güneş Boğa Burcu’nun 28 derecesinde, Merkür ve ”Sert Eril Enerji”yi temsil eden CAPULUS Sabit Yıldızı ile kavuşum halinde ve haritanın 4’üncü evinde.
  • Boğa Burcu’nun Yöneticisi olan Venüs de Boğa Burcu’nda, haritanın 3’üncü evinde ve Uranüs ile kavuşum halinde.
  • Haritanın Yükselen Noktası 21 derece Oğlak. Akrep’in modern yöneticisi Pluto,  Oğlak’ın yöneticisi Satürn ve Güney AY Düğümü, ASC ile kavuşum halindeler.
  • Uranüs – Venüs Kavuşumu, Güneş-Merkür- Capulus Üçlüsü, ve Akrep Burcu’nun klasik yöneticisi olan  Yengeç’teki Mars arasında bir küçük üçgen var.
  • Haritanın MC Noktası’nda Sosyal Dönüşümü temsil eden Zuben El Genubi Sabit Yıldız yer alıyor. MC’deki Zuben El Genubi, Sirius ile kavuşan JUNO ve Neptün arasında Büyük SU Üçgeni var.

MEALİ;
Kaçınılmaz bir dönüşümün haberini ISRARLA veriyor gökler… Konformizm eğilimi, alışılmış ve rahat gelen bir durumu koruma gayreti ile, engellenemez bir değişim enerjisi, kıyasıya çekişiyor.
Bu DOLUNAY’ın 19 Mayıs 2019 tarihine denk gelmesi Türkiye açısından dikkat çekici olabilir. Zira 1919 yılına baktığımızda, Samsun’a ve onun akabinde Anadolu’daki direniş hareketinin örgütlenmesine giden yolun ilk adımının 15 Mayıs günü gerçekleşen bir Akrep DOLUNAYI ile atıldığı görülüyor. İki harita arasında dikkat çekici benzerlikler var;

  • 15 Mayıs 1919’daki DOLUNAY haritasında AY yine boşlukta.
  • Güneş yine ”Sert Eril Enerji”yi temsil eden CAPULUS ile kavuşuyor.
  • 2019 haritasındaki Juno yerine 1919 haritasında Jüpiter SIRIUS ile kavuşumda.

Dolayısıyla 19 Mayıs’ın temsil ettiği ulusal uzlaşma, ülkenin geleceği adına yeni bir yön belirleme enerjisi bu DOLUNAY ile tetikleniyor!
Sosyal Düzlemde;

  • Türkiye’nin bir tehdit altında olduğu ve korunması gerektiği teması hem iktidar hem de muhalefet kanadı tarafından ”kendi bakış açılarına göre” yoğun bir vurgu ile dile getirilecektir.
  • Kitleleri etkilemek için olağandışı yöntemler kullanabilir ve temkin arzusunu tetikleyecek çarpıcı iddialar gündeme getirilebilir. Sosyal medyada yayılacak haberlerin veya belirli bir amaç güderek sosyal medya platformlarında faal olacak kişilerin oluşturacağı etkilere çok dikkatle yaklaşmak ve İSTENEN REAKSİYONU vermekten kaçınmak önem kazanacaktır.
  • Hem iktidar hem muhalefet kanadında ağırlık verilecek bir diğer konu da TEHLİKE ALTINDA OLAN DEĞERLERİMİZ’DİR. Her iki taraf da bu konuyu kendi politik duruşlarına uygun olarak işleyeceklerdir.

Bireysel Düzlemde;

  • Güvende kalmak veya önemsediğimiz alanları, sistemleri, aidiyetleri korumak için neleri göze alabileceğimizi, savunma veya saldırı anlamında ne kadar ileri gidebileceğimizi düşünmemiz gerekebilir.
  • Olumsuz durumlarla hatta kaba ve saldırgan davranışlarla karşı karşıya kalabilir, karşımızdakilerin bizi çekmeye çalıştığı bu ÇATIŞMA veya KORKUP GERİ ÇEKİLME zeminine kayabiliriz. Kendi duruşumuzu korumak, etki altında kalmamak, bildiğimiz yolda devam etmek için FARKINDALIĞIMIZI yitirmememiz ve zorluk, sıkıntı, hatta imkansız gibi görünen engeller karşısında dirayet göstermemiz gerekecektir.
  • İçimizden Gelenler yani dürtüsel eğilimlerimiz ile Değerlerimize Uygun Düşen Davranışlar yani zaman içinde geliştirdiğimiz nitelikler arasında bir seçim yapmamız gerekebilir. Kendimize duyduğumuz saygıyı bozmadan, önceliklerimizden şaşmadan, olumlu veya olumsuz yönde ayartıcı olan çağrılara kulak asmadan, işimize geleni değil gerekeni yapmak konusunda sınava çekilebiliriz.
  • Aşırı kaygı veya gücümüzü koruma arzusu nedeniyle, fazla velveleci ya da zorlayıcı davrandığımız gerçeği ile yüzyüze kalabiliriz. Karşımıza bizim gibi davranmadığı halde başarılı ve kendinden hoşnut bir akışı olan insanlar çıkabilir. Ya da ne yaparsak yapalım, alıştığımız manipülatif yöntemlerle kimseyi etkileyemediğimizi görebiliriz.
  • Bazılarımız için alıştığı ortamları, konumları, insanları geride bırakma zamanı gelmiş olabilir ve bunun yarattığı kaygıların ne kadarının gerçekçi olduğunu samimiyetle düşünmemiz gerekebilir. Ya da bilinmeyen bir duruma her şeye rağmen adım atmak ve elimizden gelenin en iyisini yaparak kendimize yeni bir düzen kurmak için çaba göstermek ”kaçınılmaz” olabilir.
  • Tanıdık ve güvenli gelen ortamların veya insanların sandığımız gibi olmadıklarını, bizi olumsuz yönde teşvik ettiklerini görebilir ya da bu güne dek dile dökülmemiş olan çatışmalarla yüzleşebiliriz.

GÜÇ mutlak bir hal değildir! Evrenin dengesi EL’AN yani anın ruhuna göre kurulur.
İçinden geçilen durumun bileşenlerine göre gücümüz zayıflığa, zayıflığımız güce dahi dönüşebilir. Bu nedenle ne kendimizden AŞIRI EMİN olmak ne de FAZLA ÜRKEK davranmak bizi bir yere çıkartmaz.
İnsan avantajlı ya da rahat gördüğü konumlar ve durumlardaki değişimi TEHDİT olarak algılar.  Oysa değişim ”Zamanın Ruhuna Uyum Sağlamak” için gereklidir. Duruşu ve temsil ettiği nitelikler açısından Zamanın Ruhu’na ters düşen her beraberlik tehlikeye girer, her kale yıkılır, her yiğit bozguna uğrar.
Eğer devran nehrin yönünü değiştirmeye niyet ettiyse, buna hizmet edecek bir eleman mutlaka ortaya çıkar. GÜÇ elemanda değildir. GÜÇ uygun olan elemana, el’an giydirilen bir elbisedir. Bu elbiseyi TEN zanneden ve üstünden çıkartmayı reddeden, hem etrafını hem de kendini yıkıma sürükler.

  • Devran size ”İleri Çık” derken korkup geri çekilirseniz bozgun kaçınılmazdır.
  • Verilen gücü zamanın değerlerine ters düşen yöntemlerle kullanırsanız bozgun kaçınılmazdır.
  • Devran size ”Geri Çekil” derken tam saha pres uygularsanız bozgun kaçınılmazdır.

Burada yapılması gerekeni bulmak için başvuracağımız tek kılavuz; VİCDAN ve ADALET duygumuzdur. Bize yakışanı yapmak; kaybederken kazanmaya, geri çekilirken yeni bir mevzi bulmaya, yitirdiğimizi sanırken bambaşka bir cevherle donanmaya yol açar.
Güzel yüreklerinize iyi bakın 🙂
The HU – Wolf Totem

10 Adet Yorum

  1. Tevfik Duyum

    Çok güzel olmuş.

  2. Bal

    Baştaki resim yerine Khal Drogo’nun fotoğrafını koyup Akrep kızlarını mutlu etmeye ne dersin Juno?
    Muhteşem bir yazı. Uranüs-Venüs kavuşumu hakkında burçlara göre etkilerinde daha çok yer verebilir misiniz?
    Teşekkürler.

  3. ayse

    ??

  4. haso

    Bi zamanlar bi junomuz vardı.burçlara göremizi yazardı.okur okur motive olurduk hayat yolunda.ah ah ne güzel günlerdi…kolay gelsin hocam.

  5. Gozde

    Muhteşem

  6. esra

    keşke daha da açık yazsanız ve keşke burçlara göre de yorumlasanız, o zaman daha açık net anlayabiliyoruz sanki hocam

  7. :)

    “GÜÇ elemanda değildir. GÜÇ uygun olan elemana, el’an giydirilen bir elbisedir. Bu elbiseyi TEN zanneden ve üstünden çıkartmayı reddeden, hem etrafını hem de kendini yıkıma sürükler.”
    Güç bir emanettir bize, sahip olduğumuz/u düşündüğümüz her şey gibi. Elbise… Yeri geldiğinde sevdiğimiz elbiseleri çıkarıp, emanet gibi duran O elbiseyi giymeyi de öğrenmek gerekiyor. (Güney ay düğümü boğadan öğrenmekte olduğum derslerden biri 🙂

    1. JUNO

      Kesinlikle… Gücü kuşanmak gereken yerde geri durmak da büyük bir sıkıntıdır.

  8. Fatih Toktaş

    Thank u

Bir Cevap Yazın

Arşiv

Kategoriler

%d blogcu bunu beğendi: