16 Ağustos 2023 – ASLAN Burcu’nda YENİAY; Egolar Ateş Hattında!

16 Ağustos 2023 – ASLAN Burcu’nda YENİAY; Egolar Ateş Hattında!
16 Ağustos 2023 günü, İstanbul’a göre 12:38’de YENİAY adını verdiğimiz Güneş-AY kavuşumu tam halini alıyor. YENİAY haritasını yorumlarken aşağıdaki göstergeleri dikkate alıyorum;
- Güneş ve AY Aslan Burcu’nun 23 derecesinde ve haritanın 10’uncu evinde kavuşuyorlar. Lilith ve retro konumdaki Venüs bu kavuşuma eşlik edip Aslan’da bir Stelyum oluşturuyorlar.
- Uranüs, YENİAY’a tam kare yapıyor. Jüpiter de Venüs ile yaptığı kare ile Stelyum’a dokunuyor.
- Haritanın Yükselen Noktası 8 derece Akrep. Akrep’in yönetcisi Pluto retro konumda ve AY Düğümleri ile T-kare görünümde. Juno Pluto ile karşıt açı yapıyor.
- Pluto, Mars ve Uranüs arasında bir toprak üçgeni var.
Sosyal açıdan değerlendirirsek;
- Yönetim kadrolarında dışa yansıtılmayan sorunlar yaşanıyor olabilir. İktidar odağının kendi içinde çekişmeler geçirdiği bir dönem.
- Yangın, fırtına gibi doğa olayları toplumda sıkıntı yaratabilir.
- Sosyal ortamlarda aşırı gerginlik ve bir anda kıvılcımlanan tartışmalar nedeniyle beklenmedik boyutta büyüyen sorunlar oluşabilir.
Bireysel düzlemde;
Çok sarsıcı deneyimler yaşandığı için kendimizi sorgulamamıza neden olan bir süreçten geçiyoruz. Hayat yüzümüze bizi uyandırmaya yönelik tokatlar çarpıyor. Bazen de gündemimizin orta yerine el bombaları düşüyor. Dışarıyla çatıştığımızı zannderken aslında içimizdeki direnç noktalarına kafayı çarptığımızı ve bizi ateş hattında tutanın BEN dediğimiz kurgular olduğunu görüyoruz!
BENLİK algısı önemlidir. İnsan kendisine içinde yaşanabilir hareket alanı oluşturmak için hem toplumla kaynaşmak hem de bireysel sınırlarını korumak zorundadır. Yaşadığımız ortamlarda varlığımızı devam ettirmemizi, iç bütünlüğümüzü ve fiziksel güvenliğimizi korumamızı sağlamak için bir BENLİK algısına ve makul bir EGO’ya sahip olmamız şarttır.
Sorun şu ki; insanın benlik algısı nadiren sağlıklı bir çerçevededir. Bir çok kişi içte derin bir güçsüzlük kaygısı barındırırken, dışta aşırı bir güçlülük ve yeterlilik görüntüsüne bürünmeye çalışır. Burada belirlenen güç ve yeterlilik tanımları ise içinde geliştiği aile ve toplumun oluşturduğu kurgular çerçevesinde şekillenmiştir. Başkalarının bizden beklediğini düşündüğümüz, başkalarının gözünde, hayatında, değerlendirme sisteminde belirli bir yere oturmamızı sağlayacağını zannettiğimiz görünümleri, bir elbise gibi üstümüze geçirmeye çalışır, böylece korunduğumuzu ve önemsendiğimizi zannederiz.
”Kaliteli” bir hayat yaşıyorum… Fiziksel olarak ”mükemmel” görünüyorum… Yaşımı ya da zaafiyetlerimi göstermeyen bir duruşum var… Becerikliyim ve eksiklerimi gözlerden saklayabiliyorum… Her durumda kazanan veya üste çıkan oluyorum… Kimseden geri kalmıyorum… İstediğim her şeyi elde ediyorum… İnsanları arzuma ve tercihlerime göre yönlendirebiliyorum ya da onların gözünde ve hayatında istediğim yerde kalabiliyorum… Bu GÖRÜNTÜSEL güçlülük tanımları ööööyle uzar gider. Kişi MUKTEDİR olduğunu, dış faktörler üzerindeki etkisi ile tanımlamaya çalışır. Ama bunu yaparken de kendi gücünü dıştaki bileşenlere GÖRE ölçmeyi, onlara göre şekillenmeyi, kimim ve kim olmalıyım sorularının cevabını dışa göre vermeyi kabul etmiş olur. Bu nedenle de İÇTEKİ GÜÇSÜZLÜK KAYGISI hiç bitmez. Dışarıda kıpırdayıp eteğine değen her yaprak kişiyi incitilebilirlik, yetersizlik, değersizlik, düşkünlük, çıkışsızlık, yaşama tutunamama korkusu gibi duygulara savurur.
İşte bu YENİAY da savrulma duygusunun hızla tavan yapmasına neden olabilecek gelişmeler yaşatan bir YENİAY!
Güçlülük, iktidar sahibi olmak, yeterlilik, beklentilere uymak, takdir ve onay almak, üstünlük kurmak, kendimizi ispat etmek, hayatı kendi arzularımızda şekillendirmek ve duruma hakim olduğumuzu hissetmek gibi arzu ve yönelimleri ters köşe olaylar ile sınayan bir süreç yaşanıyor.
- Ne yapsam kimseye yaranamıyorum!
- Herkes üstüme geliyor ve benimle uğraşıyor!
- Kimseye lafımı geçiremiyorum!
- Bunun altından kalkmaya gücüm yetmiyor!
- Hırsımdan kuduruyorum ve herkesi herşeyi yırtıp yolasım var!
- Sanki birileri, birşeyler sürekli beni kızdırmaya ve incitmeye çalışıyor!
- Her işim ters gidiyor. Hiç bir şey istediğim gibi olmuyor!
Aslında hayatın verdiği mesaj şu; ALIŞTIĞIN GİBİ DAVRANDIĞIN, HER ZAMANKİ BEKLENTİLERİN ve KURGULARIN ile HAREKET ETTİĞİN sürece YIKIMA UĞRAMAN, HAYRETE DÜŞMEN, KIRILMAN, YIPRANMAN KAÇINILMAZ!
Hayatın verdiği mesajları İYİ OKUMAK gerekiyor bu dönemde… Kafayı gidip gidip nereye çarptığımıza bakmak ve artık bunda ısrar etmemek gerekiyor.
- Kendinize biçtiğiniz tanımlara, elbiselere, kurallara, çerçevelere iyi bakın. Hangileri gerçekten gerekli… Hangileri sadece dışa dönük görüntünüz hakkındaki kaygılarınıza dayanıyor?
- Arzu ettiğiniz, peşinde yıprandığınız şeyler için kendinize samimiyetle sorun; Gerçekten buna ihtiyacım var mı? Kime neyi ispat etmeye çalışıyorum?
- Geldiğiniz yerden hoşnut olmamanıza neden olan kişiler çıkıyorsa önünüze düşünün? Neden kendimi başkaları ile karşılaştırıyor, bende olanları azımsıyor, bulunmayanları önemsiyor ve hep bir yetersizlik duygusu ile mutlak güç çabası içinde savruluyorum?
- Sizi yargılayan ve kendi arzusuna göre şekillendirmeye uğraşan, onay ve destek vermeyen, olduğunuz gibi kabul görmediğinizi hissettiren insanlar çıkıyorsa önünüze düşünün; Neden onların ne istediği ve düşündüğü bu kadar önemli? ACABA BEN Mİ KENDİMİ OLDUĞUM GİBİ KABUL EDEMİYORUM DA HEP BAŞKALARINA GÖRE MÜKEMMEL OLMAYA ÇALIŞIYORUM!
- Hakikaten önemsediğiniz, kendiniz için anlamlı ve değerli bulduğunuz şeyler var ama bir türlü onlara erişemiyorsanız sorgulayın; Hangi uyumsuz yöntemi ısrarla kullanıyorum? Neyi değiştirsem bu konuda daha kolay ilerlerim? İçimde direnç gösterdiğim nokta ne? O direnci orada tutarak neyi korumaya çalışıyorum?
HAYAT ESASTIR DOSTLAR! Biz hayata kendimizi dayatamayız 🙂
Süreçler, koşullar, akış değiştiği zaman, biz ya ona uyumlanırız, bazı şeyleri eski yöntemler ve alışkanlıklarla yapamayacağımız idrak ve kabul ederiz ve iç dirençlerimizi kırıp, kendimizi kendi zan ve iddialarımızdan özgürleştirip, yeni yöntemleri deneriz, ya da mevzilerimizden geri çekiliriz. Tavrımızı değiştirmek bir yenilgi değil bir gelişmedir. Hayatın içinde akmak istediğimiz mecralardaki trafiğe uygun araç kullanmayı öğreniriz ya da bize uymayan, içinde akamadığımız trafiğe çıkmaz, başka yoldan gider, tercihlerimizi değiştiririz.
”Hayat beni olduğum gibi kabul etmiyor, hayat beni sevmedi, ben hayata küstümmmm! Şımarıklık ve mızmızlık yapacağım!” diyen bir çocuk gibi davranamayız. Oyuncaklarımızı duvarlara savurup yenilerinin alınmasını yani herkesin ve her şeyin bize göre şekillenmesini bekleyemeyiz.
Ya da önüne çıkan her şeye – bize de – istedikleri olmayınca duvara fırlatılan bir oyuncak muamelesi yapaninsanlarla oynamaya devam edemeyiz. Onlara kendimizi kabul ettirmek, kim olduğumuzu göstermek, onlarla yenişmek için vakit harcayamayız. Kendimize bize uyan ve yakışan zeminler seçip oralarda yola devam ederiz. Yumruk atana daha sert yumruk atmayı değil elinin altından çekilip kendi yumruğunu duvarda kırması için yer açmayı tercih edebiliriz. Ve bu bizim zayıf, yetersiz ya da değersiz olduğumuzu değil, CAHİLLE MESAİYE TENEZZÜL ETMEDİĞİMİZİ, kendi değerimizi bilip anlamlı ve yararlı alanlara yönelecek kadar bilinç ve özsaygı sahibi olduğumuzu gösterir.
En önemlisi biz kendimizi fırlatıp duvara atamayız. Elimizde olan malzemeye saygıyla, özenle, şefkatle yaklaşıp, hayat içerisinde fonksiyonel kalmayı becermek, BENLİK BİLİNCİ’nin asıl amacıdır.
ÖZ keskin, mutlak bir forma ihtiyaç duymaz… ÖZ halden halde geçebilen muhteşem bir malzemedir. İnsan ÖZ’ünü egosu ile şekillendirmeye, egosunu parlatacak görünümlere girmek için ÖZ’ünü eğip bükmeye çalışır ve hüsrana uğrar. ÖZ Yaratan tarafından ve hayatın eliyle en güzel şeklini alır… Kendimizi şekilden şekile sokup mutlak güçlü görünmeye çalışmak yerine ÖZ’ümüze güvenelim. Bırakalım hayat içimizdeki asıl değerli ve anlamlı olanı ortaya çıkartsın. Bunu için de varolan her şeye saygı, özen, sevgi ve adalet ile muamele edelim olabildiğince. Başta da kendimize saygı, şefkat, özen gösterelim, kendimize adil olalım, kendimizi kayırmadan ya da kendi hakkımızı yemeden yaşayalım ki, suni benlik duvarlarımız incelsin ve ÖZ’ümüzün ışığı kendine yollar bulsun.
BURÇLARA GÖRE yorumlar aşağıda… Ama bu müziği de dinlemeden geçmeyin. The HU ve LP yorumlamışlar – Mother Nature
KOÇ ya da YÜKSELEN KOÇ: Bir şeyi becerememek korkusu, birşeyi istediğiniz gibi çekip çevirememek kaygısı, bir sorumluluğun altında beceriksiz ve yetersiz hissetmek ya da size ”yetersiz ve değersiz” hissettiren işlerle veya insanlarla uğraşmak gibi deneyimler yaşayabilirsiniz. Kendinizi kabul ettirmeye ya da kendinizi olmanız gerektiğini sandığınız yerde görmeye çalışmayın. Gerginlik ya da hırsa kapılmayın. Olduğunuz şeyi yapmaya çalıştığınız her işe, bulunduğunuz her ortama sevgi ve saygıyla yansıtın. Bu değer katarak değerli olmaktır. İnsanı bunun kadar hoşnut kılan bir şey yoktur. Yeni bir işe geçmek ya da bulunduğunuz yerde yeni bir görev almak da söz konusu olabilir. Bu halde de yukarıdaki kurallar geçerlidir 🙂
BOĞA ya da YÜKSELEN BOĞA: En zayıf yerinizden ”konfor alanınızdan” vuran bir YENİAY bu. Birileri sizin iradenize ya da tercihinize tavır alabilir. En sevdiğiniz koltuk altınızdan çekiliyor gibi hissedebilirsiniz. Yerinize – ister mekan ister tanım ister alışkanlık olarak – neden bu kadar sıkı sıkıya yapıştığınızı sorun kendinize. Esneseniz, yer açsanız, taşınsanız, ya da her şeyi tam alıştığınız hale sokamasanız ne olur? Kıyamet mi kopar… Gücünüzü düzeninizden aldığınızı sanmayın. Ya da gücünüzü düzeni belirleyerek sınamaya kalkmayın. Bir ihtimal de gücü size güven veren ve karşılıklı bağlılık ve aidiyet içinde olduğunuz insanların varlığından aldığınızı sanmanızdır. Bu bağların sandığınız kadar güvenli olmadığını gördüğünüz, aidiyet duygunuzun sarsıldığı bir zaman da olabilir. Asıl güç, ÖZ’ün ortaya çıkıp her durumda ayakta kalabilen biri olmanızı sağlamasıdır. ÖZ’ünüze güvenirseniz konumunuza koltuğunuza ya da aidiyetlerinize yapışmanıza gerek kalmaz.
İKİZLER ya da YÜKSELEN İKİZLER: Yakın çevrenizle ilişkilerinizde beklenmedik gelişmelerle sınanabileceğiniz bir YENİAY. Etrafınızdakilerin nasıl insanlar oldukları, size nasıl davrandıkları ve ilişkinizin gerçek zemininin ne olduğu hakkındaki yanılsamalarınızla yüzleşebilirsiniz. Birilerinin sizi azımsadığını, küçümsediğini, ezmeye ya da fazla yönlendirmeye çalıştığını düşünebilirsiniz. Onların davranışlarından neden bu kadar etkilendiğinizi içinizde sorgularsanız, yetersiz ve beceriksiz olmaktan korkan, kendini herkese ispat ve kabul ettirmek isteyen ya da güçlü bir sahiplenmeye ihtiyaç duyduğunu zanneden ve sevilip iyi davranılmayı bekleyen yanınızla yüzleşebilirsiniz. Kimsenin sizi nasıl gördüğünü ya da size nasıl davrandığını belirleme şansınız yok. Siz kendinizden sorumlu olduğunuzu bilin, kendinizi başkalarından aldığınız tepkiler üzerinden değil içten sevin ve kendinize hesap verin yeter.
YENGEÇ ya da YÜKSELEN YENGEÇ: Kendinizi değerli bulma veya değerli kılma şekliniz, hayatta geldiğiniz yer ve insanlardan gördüğünüz saygı, para kazanma yönteminiz ya da kazancınızın miktarı gibi konularda gerilim yaşayabileceğiniz bir YENİAY. Yetersizlik kaygısı, beğenilmeme korkusu, ezilme ya da istenmeme endişesi, işinizi veya paranızı kaybetme beklentisi sizi tedirgin edebilir. Kendinizi kimseyle karşılaştırmayın. Kimseden üstün ya da aşağı olduğunuzu düşünmeye kalkmayın. İnsanlara kim olduğunuzu göstermek gibi bir hırs ya da çaba içinde hareket etmeyin. Siz sadece elinizden gelenin en iyisini yapın ve bunu sadece kendinize duyduğunuz saygıdan yapın. Beklenmedik bir iş değişikliği ihtimali, bir teklif de önünüze çıkabilir. Bu fırsatı kaçırmama arzusu ile yetersiz kalma ya da önceliklerinizi değiştirme korkusu arasında sıkışıp kalmayın. Sizin için değerli olanları, önceliklerinizi sıraya koyun ve tercihinizi bilinçli bir şekilde yapın.
ASLAN ya da YÜKSELEN ASLAN: Hımmm sizin için zurnanın zırt dediği YENİAY bu 🙂 Hayatta geldiğiniz yeri, duruşunuzu, kapasitenizi, hayatla baş etme becerinizi, yetkinliğinizi dipten bucaktan sorguluyorsunuz. Birileri size kim olduğunuz ve nasıl göründüğünüz hakkında çok sarsıcı şeyler söyleyip iç sorgularınızı tetikleyebilir. Size yön veren yol gösteren insanların olmaması ya da yol gösterenlerin de eksik veya yanlış olması gibi durumlarla karşılaşabilirsiniz. Ben kimim… Ne olmak istiyorum… Neyi becerebiliyorum… Ne kadar sorumluluk alabiliyorum… Kendimi gerçekleştirmek ile başkalarının beklentisine göre şekillenmek ve birilerinin sevgisini kazanmak arasında hangi alanda var olmaya çalışıyorum… İktidar kurma ve kendimi ispat etme çabası ile gerçekten güçlü olmak arasındaki farkı ne kadar biliyorum ve uygulayabiliyorum… Gibi varoluşsal sorular masanızın üzerinde dans ediyor. Nasıl biri olmak istediğinizi başkalarının gözünde nasıl görünmek istediğiniz belirliyorsa, çok acı çekiyor olmanız mümkün. Kendinizi olduğunuz gibi görmek, kabul etmek ve kendinize ebeveynlik etmek yolunda çok kıymetli adımlar atabileceğiniz bir dönemdesiniz. Bu fırsatı iyi değerlendirin.
BAŞAK ya da YÜKSELEN BAŞAK: Bu bir içe çekiliş, idrak, teslimiyet ve arınma dönemi… Sorumluluğunu taşıdığınız konular, üzerinize aldığınız işlerle ilgili son temizlikleri yapıyor olabilirsiniz. Ancak planlarınızda ummadığınız değişiklikler yaşanabilir, eliniz kolunuz bağlanabilir, aksayan, düşündüğünüz gibi gitmeyen konuları farklı bir açıdan ele almanız gerektiği ortaya çıkabilir. Bazı alanlardan geri çekilmeniz gerekebilir. Güç, yeterlilik, iktidar ve sorumluluk anlayışınızı yeniden yapılandırmanızın zamanı gelmiş… Hayal kırıklığı, çaresizlik hissi, kurban bilinci, yetersizlik korkusu gibi kuyulara düşmeyin. Bunun yerine inada dönmüş alışkanlıkları bir yana bırakmak, bazı şeylerin düşündüğümüz gibi olmayacağını kabul etmek, akışı idrak etmek ve ona uyumlanmak sizi tıkanıklıktan kurtaracaktır. Gücüne ve iktidarına alıştığınız birileriyle, ebeveynlerinizle ya da otorite kabul ettiğiniz kişilerle ilişkinizi de gözden geçirmeniz gerekebilir. Onların yetersiz kaldığı, tıkanıklık yaşadığı, zayıf düştüğü ya da sizi fazla baskı altında tuttukları ve hareketinizi engelledikleri süreçlerde nasıl davranmanız gerektiğini çözümlemeniz de gerekebilir. Sizi baskılayan durumlar ve insanlarla güç savaşına girmeden kendi yolunu bulabilmek, erişkinliğin gerçek tanımıdır!
TERAZİ ya da YÜKSELEN TERAZİ: Kontrol edemeyeceğiniz durumlara uyum sağlamak ve riski ya da belirsizliği yönetmekle ilgili bir süreç var önünüzde. İnsanlar, olaylar tam sizin istediğiniz gibi şekillenmeyebilir. Ya da siz insanların gözünde ve olayların içinde istediğiniz gibi konumlanamadığınızdan endişe edebilirsiniz. Ancak odağınızı nasıl durduğunuzdan NE OLDUĞUNA kaydırırsanız bu sıkıntı biter! Başkalarının gözünden kendinize bakmayı bırakıp nötr bir gözlemci olun. O zaman yargısız ve sakin bir şekilde akışı anlar ve nasıl hareket etmenizin uygun olduğunu görürsünüz. Pozisyonunuza değil işlevinize odaklanın. Girdiğiniz ve tutunmaya çalıştığınız ortamların da sizin için işlevli olup olmadığını iyi değerlendirin. Sırf başarılı olduğunuzu kendinize ya da birilerine ispat etmek için bir alanda var olmaya çalışmak boşa enerji kaybıdır.
AKREP ya da YÜKSELEN AKREP: İktidar mücadelesi ya da hayat içerisinde bir duruşu koruma gayreti üzerine çoook düşünüp çoook çalışacağınız bir zaman! Gücünüzü ortaya koyma şeklinizi ya da hayat içinde bir fonksiyonu yerine getirmek, bir görevi ifa etmek, bir sorumluluğu kucaklamak ile ilgili algınızı ve duruşunuzu sorgulamanız gerekebilir. Artık benden geçti… İstediğimi gibi yapamıyorum… Hayat benim gibiler için uygun değil… türü kendinizi işlevsiz hale getiren düşüncelere kapıldıysanız bir durun. Ya da birileri sizi dikkate / ciddiye almıyor, yapabileceklerinizi sorguluyorsa içerlemeyin. Görüntü ve konumunuzla değil, gerçek yetkinlikleriniz ve bunları ortaya koyma şeklinizle ilgilenin. Hayat içerisinde daha işlevli olabilmek için bunları nasıl kullanmanız gerektiğini samimiyetle sorgulayın ve güncelleyin. İktidar kurmakla üstün olmakla değil yapabileceğinizin en iyisini ortaya koymak ve bunu uygun bir formatta sunmakla ilgilenin. İç dirençlerinizi kırarsanız dış dünyanın size direndiği varsayımı ile hüzünlenmenize gerek kalmaz. Sizde olan sizindir. Onu hayata uygun halde kullanmayı becerin.
YAY ya da YÜKSELEN YAY: Bilginizi, yetkinliğinizi, ileriyi görme ve plan yapma becerinizi sınayan işlere kalkışmış olabilirsiniz. Kontrol edemeyeceğinizi, üstesinden gelemeyeceğinizi fark edeceğiniz durumlar yaşayıp olaylara bakışınızı, düşünce ve çözüm üretme şeklinizi güncellemeniz gerekebilir. Bunu yaparken gücünüzü ispat etmek, birilerine eksik ya da zayıf görünmemek gibi dertlere düşüp boşuna gerilmeyin. Önce kendinize sonra etrafınıza dürüst olun ve samimi çabalar gösterin. Bu deneyimi kendi sınırlarınızı esnetmek ve gelişmek için bir frısata çevirin. Zaten yüklenilmesi, yürütülmesi, ileri taşınması mümkün olmayan işlere soyunduysanız, bunu da idrak ve kabul edin. Çıkmayacak yolda ısrar etmek yerine yeni planlara açık olun.
OĞLAK ya da YÜKSELEN OĞLAK: Gücün, iktidarın, dirayetin ve sorumluluk anlayışının tanımı değişiyor sizin için! Basitçe bir işten ayrılmanız, bir sorumluluğu devretmeniz ya da görev tanımınızı değiştirmeniz gerekebilir. Hayatınızda otorite olarak kabul ettiğiniz kişilerle ilgili değişiklikler, onlardan kaynaklanan sorunlar da olabilir. Ya da önünüze bugüne dek alıştığınız gibi taşıyamayacağınız görevler gelebilir. Siz gücü kullanma alışkanlığınızı dönüştürmediğiniz, yetkinlik ve sorumluluk anlayışınızı güncellemediğinz sürece, bu yeni görevlerin hakkını veremezsiniz. Kontrol etmeye değil, analiz etmeye, anlamaya, çözüm üretmeye, esnemeye açık olun. Kaynaklarınızın yetmemesinden endişe etmeyin. Kullanacağınız kaynağın değişmesi veya kullanma şeklinizin dönüşmesi gerekecektir. Değişim ölüm değil yeni bir yaşamın kapısıdır. İşlevsiz kalmamak için işlevin içeriğini ve tavrınızı değiştirin… Hayat bulun ve hayat verin.
KOVA ya da YÜKSELEN KOVA: Anlaşmalar, kontratlar, işbirlikleri ya da evlilikler birazcık gerilim konusu bu aralar 🙂 İlişkileri alıştığınız ve güvende hissettiğiniz gibi yönetemiyor olabilirsiniz. Bağ kurduğunuz, yanyana durduğunuz, işbirliği ya da yoldaşlık yaptığınız kişiler gergin, gerilimli ya da beklenmedik çıkışlar yapmaya müsait insanlar olabilirler. Size hükmedildiğini düşünebilir ya da kendinizi ispat etmek gücünüzü, yeterliliğinizi ispat etmek için fazla gerilim duyabilirsiniz. Taşınmak, evlenmek, hayatınızın zeminini farklı bir ortama kaydırmak gibi planlar yapıyor ve bundan dolayı geriliyor olabilirsiniz… Zira bu alışkanlıklarınızı kırmak, kontrol alanınızı terk etmek ve iktidarı paylaşmak anlamına gelir… Bu da sizde kaygıya yol açabilir. Kimin sözü geçecek konusuna takılmayın! Yapılacak olanın sağlıklı yapılmasına odaklanın. Kendinizi, yetkinliğinizi, bilginizi, işlevsel amaçlarla ortaya koyun. Güç mücadelesine girenlerle bir olup savaşa soyunmayın. Size hükmetmeye kalkanlara da amacın ne olduğunu hatırlatın.
BALIK ya da YÜKSELEN BALIK: Çok sorumluluk taşımanıza karşın az tatmin duygusu alıyor olabilirsiniz. Çok yoruluyorum… Benden çok şey bekleniyor… Ama ne iş bitiyor ne de işler istediğim gibi akıyor diye düşünebilirsiniz. Bazen hayat bizim anladığımız ya da tercih ettiğimiz anlamda düzene girmez. Bazen sadece elimizden geleni yapıp sürece sabır göstermek gerekir. Ancak anlamsız şeylerle vakit kaybediyor, herkesi memnun etmeye ve yetersiz olmadığınızı göstermeye çalışıyor ve bu yüzden enerjinizi boşa tüketiyorsanız, bir durup düşünmekte fayda vardır. Önceliklerinizi belirleyin ve elinizi gereken taşların altına koyun. Hamallık yapmanızın bile sizin hayatınızda hizmet ettiği bir yer olsun. Kendinizi birileri için tüketmeyin… Tüketici bir şeyler yapsanız bile bunun sizin gözünüzde bir anlamı, size kattığı bir değer olsun. Hayatta bir şeylere geciktiğiniz, oluşturmanız gereken standartlara bir türlü erişemediğiniz gibi -meli -malı varsayımları ile zaman kaybetmeyin. Standart bir hayat kurgusu tasarlayarak kendinizi anlamsız ve verimsiz yapıların içine sokmayın.
teşekkürler
Çok teşekkür ederim emeğinize sağlık💐
Elinize emeğinize sağlık, yükselen ve güneş burcu Aslan olarak gerçekten de kendime annelik yapıyorum, doğru muyum bilemiyorum..😔
Merhaba
Yazılarınızı beğenerek okuyorum.Tanımlamalarınız benim için yararlı.Yanlışı ve doğruyu bulmam için yardımcı oluyor.Teşekkür ediyorum size
Sevgi ve sağlıkla
Yazıdan bölümleri not defterime yazarak defalarca okudum. Harikasın Juno. Hissettiklerimi tanımlayıp derli toplu muhteşem cümleler ve eşsiz bir akışla okuyabildiğim için sana çok çok teşekkür ediyorum. İyi ki varsın.