YENGEÇ BURCU
YENGEÇ Burcu – Alice Tavanarasında 🙂

YENGEÇ Burcu’nun yönetici gezegeni Ay ve doğal mekanı 4. evdir. Bu iki bileşeni anlamadan YENGEÇ’i anlamak mümkün değildir.
Denir ki, 4. ev haritanın merkezidir. Başladığın yer çıkış noktan ve bu devranda dönüp geleceğin yer, o yerdir. Kökün, anavatanın, yuvan, beslendiğin rahim, kopmayan göbek bağın, baba ocağın, ana kucağın, göklerden aşağı indiğin merdiven, etrafına ördüğün kale…
Öyle tanıdık ve öyle güvenlidir ki, YENGEÇ’in ”evcil” diye bilinmesine şaşmamak lazım. Aslında fiziksel anlamda ev değildir dertleri. Fakat kendilerini var edebilmek için daima tanıdık ve güvenli bir ortam ararlar.
YENGEÇ’i YENGEÇ yapan şey ”aidiyet” hissidir.
Öz’den kopup gelmiş bir bebektir YENGEÇ! Ve tıpkı AY gibi ait olduğu yerin ‘’kopup geldiği güneşin’’ ışığını yansıtmak ister.
Kendi başına ”güçlü ve özgür” olmayı kabul etmekte zorlanır. Ve kendine bir hedef saptayıp ona doğru yürümeyi zamanla öğrenmesi gerekir.
Hayat içinde, – kumda yan yan yürüyen YENGEÇLER gibi – herkesten biraz daha farklı yöntemlerle ilerlemesi de, egosunun üzerini sert birt kabukla kaplamaya, kendini herkesten korumaya çalışması da bu ”beceriksizlik” hissi yüzündendir.
Zaman ve mekanın getirdiği zorunluluklar ile uyum sağlamakta biraz zorluk çektikleri için de, her yere AZ BİRŞEY geç kalırlar :))).
YENGEÇ sahip olduğu ”maddi ve manevi”değerlerin kendisini yansıttığını düşünür. Bu yüzden de kendisiyle bütünleştirdiği şeylere sıkı sıkıya sarılır. Malı, parası, ismi, işi, üstü başı ve sevdikleri ‘’pek kıymetlidir.” Bunları kamuya açmaktan hazzetmez ama paylaşmayı arzu ettiği kişilere gönlüne göre sunar.
Onun birşey paylaşması, karşısındakine kıymet verdiğini gösterme biçimidir. Örneğin birilerini yemeğe davet ettiyse elinden gelenin en güzelini yapar. Hediye vermeyi de bu yüzden önemser ve vereceği herşeyi – bunlar da onun değerini yansıttığı için – özenle seçer.
Ama bazen birşeyi birine almaya gidip, çok beğenirse vermeye kıyamadığı için kendine aldığı, sonra da müsriflik ettiği çin kendine kızıp asıl hediye vereceği kişiye biraz ucuzundan bir seçim yaptığı da görülmemiş şey değildir :))).
Sonuçta ”bakım ve ihtimamı” en fazla hakeden ne olursa olsun YENGEÇ’in kendisidir!
YENGEÇ’lerin manevi yönleri oldukça gelişkin ve ortamdaki enerji titreşimlerini hissetme kapasiteleri oldukça yüksektir.
Bu nedenle iç dünyaları fırtınalı, bilinçaltları hareketli, rüyaları ikinci bir alem kadar canlı ve karar mekanizmaları daima içgüdüleri ile fazlasıyla bağlantılıdır.
Düşünmek ile sezmek arasındaki farkı çoğu kez tanımlayamazlar. Bazen de sezgi ile ‘’kuruntu’’ arasındaki farkı karıştırmaları da mümkündür ;). Bu da onları kırılgan, kaygılı ve aşırı savunmacı bir moda sürükleyebilir.
YENGEÇ kişisi iletişimde biraz ketumdur! Geveze bile olsa aslında kendine dair fazla birşey söylememektedir.
Çünki içinden gelen sesler ile etraftan duydukları arasında daima kararsızdır! Hangi fikrinin abartılı bir varsayım, hangisinin içgörü olduğuna karar veremediği için kendisi de sıkıntı çekmektedir. Kendi içinde netlik sağlamadığı şeylere başkasının dikiz atmasından ve parmak basmasından hiç haz etmediği için de hemen kapaklarını indiriverir.
”İfade Yeteneği” konusunda kompleks sahibi olmaları mümkündür. Aklına estiği gibi konuştuğunda anlaşılmadığının farkındadır. Zaten genellikle ne kadar zeki oldukları biraz geç anlaşılan insanlardır :))).
Ama sözel yeteneklerini disipline etmeyi başaran YENGEÇ’lerin iletişimlerinde güçlü bir espri anlayışı ve derinlik sergiledikleri de bilinir. Onlarla ortak bir dil ve ritm tutturabildiğiniz zaman birlikte yüzebileceğiniz sular daima çok cazip ve keyiflidir :).
Geçmişlerine çok bağlıdırlar. Aile tarihlerini, yaşadıkları yerin, içinde bulundukları toplumun köklerini araştırmaktan keyif alırlar. Bu onların ‘’aidiyet ve köklenme’’ ihtiyaçlarının bir uzantısıdır.
YENGEÇ tam bir ‘’anı defteri’’ gibidir :). Özellikle onlarda duygusal izler bırakmış olan insanlar ve deneyimlerle ilgili olarak, başkalarının çoktan unuttukları bazı detayları, son derece net hatırlayabilirler.
Ama hoşlarına gitmeyen konuların üzerine bir örtü çekmek, sanki böyle bir şey yokmuş, geçmiş – bitmiş, hatta belki hiiiiç yaşanmamış gibi davranmaya meyillidirler!
Yine de kaçmaya çalıştıkları tüm incitici deneyimler, onlarda derin izler bırakır ve davranış modelleri aslında tam da böyle deneyimlerden korunmak arzusu üzerinde şekillenir.
Kuşkucu, araştırıcı, İkizler gibi alenen burun sokucu ve dedikoducu olmasa da çaktırmadan meraklı bir doğaları vardır :). İnsan doğasının derinliklerine inip çözümlemeler yapmaktan zevk alırlar. Ama herkesi değil, sadece olumlu ya da olumsuz bir niteliği ile dikkatlerini çeken ve önemlilik sırasında yükselmeyi başaran kişileri incelerler…
KAYBETME KORKULARI efsanedir!
Risk almayı sevmez, beklenmedik gelişmeler karşısında esneklik göstermekte zorlanırlar. Değişim karşısındaki tepkileri genelde tamamen yok saymaktır! Belirsizliğe bir karar veya bir tutum değişikliği ile son vermek yerine ”araf”ta kalmayı yeğlerler. Ta ki, hayat onları tamamen havasız bırakana kadar…
Öte yandan, tehlikeli buldukları durumlarda devekuşu gibi kafalarını kuma gömmek yerine, korunma güdülerini sağlıklı bir biçimde harekete geçirirlerse, mükemmel bir savunma becerisi ve RİSK YÖNETİMİ DEHASI da sergileyebilirler.
Bir kum fırtınası çıktığında umutsuzca koşuşturmak ve kaybolmak yerine, bulabildiği sağlam bir örtüyü üzerine çekerek hareketsiz kalmayı, böylelikle de en zor anları olabilecek en güvenli konumda atlatmayı becerebilen kafa da ‘’saygıyı hakeden’’ YENGEÇ kafasıdır!
YENGEÇ, ailesine düşkündür. Onlarla kurduğu bağı kaybetmemek için elinden geleni yapar. Aile üyeleri ile geçinmekte zorlandığı durumlarda dahi bağlarını kopartmaz ve bir şekilde onlarla içiçe olduğu bir hayat sürer.
Yakınına alacağı insanları aile-dışı insanları ise, titizlikle seçer! Kendilerine has bir ‘’görüşülebilir insan’’ kriterleri vardır. Bu kriterin temel noktası karşısındaki kişinin ‘’onun beklentilerine uygun ve zararsız’’ olmasıdır!
Ve fakat uygunluk ve zararsızlık tanımlarının içeriği de zaman içinde değişim gösterebilir :))). Bu nedenle de YENGEÇ çevresindeki insanlara bazen çok sıcak, bazen de çok mesafeli hatta düşmanca davranabilir.
YENGEÇ uzak ve düşmanca davranmaya başladığı zaman, mutlaka bunu ‘’haklı çıkartacak’’ bazı saptamaları ve karşısındakine yönelik bazı suçlamaları vardır. Tutarlılık ve sadakat bekler, ama kendilerini bu kurallardan muaf tutabilirler. Veee böyle yaptıklarında daima SUÇ SİZDEDİR :))).
Onları nasıl bu kadar incitebilmiş olduğunuzu, birden bire neden size karşı bir alay tepki geliştirdiklerini anlamayabilirsiniz. Savunma kalkanlarını indirme nedenleri, zaman içinde meydana gelen bir birikim de olabilir, an itibariyle hissettikleri kendilerine dair bir sıkıntıya ayna tutan bir karakteriniz olması da…
Girdikleri ”mod”a bahaneler bulmak konusunda bir dahidirler. Hayat istedikleri gibi gitmediğinde cuppadanak deriiiin bir depresyona girerler. Fakat ilgilerini çeken birşey gördükleri anda aynı hızla geri çıkabilirler! Bu da onlar için endişelenen insanlar açısından bazen çıldırtıcı olabilir :))).
Böyle duygusal iniş çıkışlarında YENGEÇLERi ‘’kendi hallerine bırakmak’’ en iyisidir. Zira YENGEÇ üzerine gidildikçe sertleşir ve kendini kapattıkça kapatır. Onlar canları isteyince sizinle tekrar yakınlaşır, ya da daha iyisi size ihtiyaç duyduklarını sezdirecek şekilde davranıp, son adımı size bırakabilirler :).
En büyük aidiyeti evlerine hissederler, o yüzden de en fazla özendikleri yer evleridir. Ev adeta onların bedenleri gibidir. İçini kendilerini bütünleyen ve yansıtan şeylerle doldurmak ve ”bolluk” duygusunu her anlamda yaşamak isterler.
Uyumak ve beslenmek onlar için ‘’çok özel” ritüellerdir! Uykusunu tam alamadığında ve hoşnut olacağı bir yemek yiyip iyice doymadığında YENGEÇ’ten bir hayır gelmez :))).
Genellikle iyi yemek de yaparlar. Kadın YENGEÇLER mutfaktaki becerileriyle bilinirler. Hatta yemek yapmayı seven erkeklerin çoğunda da bir YENGEÇ damarı olduğu tespit edilebilir!
Ama aslında bütün YENGEÇLER annelerinin elinden – hatta tercihan memesinden – beslenmeyi tercih ederler :).
YENGEÇ ve İlişkiler
YENGEÇ’lerin hayatlarında mutlaka ‘’göbek bağı” kurdukları birileri vardır. Bunun nedeni ”topraklanma” ihtiyacıdır! Kendilerini bu dünyaya sımsıkı bağlayan birşey olduğunu hissetmek onlara iyi gelir :).
”Anaç” bir burç olarak bilinirler ve çocuklarla accayip iyi iletişim kurarlar. Ama bir başkasının çocuğu ile iyi geçinmekle, kendi çocuğunun sorumluluğunu almak apayrı şeylerdir! YENGEÇLER de bunun fena halde farkındadırlar ;).
YENGEÇLER genel olarak fiziksel ritimlerini zorlayacak, tercihlerine müdahale edecek ve onlardan hazır olmadıkları zamanlarda birşeyler talep edecek hiçbirşeyle kontrat yapmak istemezler. Hayvan beslemek konusunda bile, sokaktaki kedi-köpeklere mama taşımayı tercih ettikleri ama eve düzenli olarak bakılacak bir hayvan almaktan çekindikleri bilinir.
Çocuk yapan YENGEÇ çocukluğundan vazgeçmeyi kabul etmiş demektir ve bu geri dönüşü olmayan bir yolculuktur. YENGEÇ bunu önce bir tuzak gibi algılayacak ve kaçacak, ama bir kez çocuk sahibi olunca da kendisi için düşlediği yaşamı çocukları adına oluşturmak üzere kolları sıvayacaktır.
Dişi YENGEÇ’ler çocuklarını kendi bedenlerinden kopmuş ama hep bir biçimde kendilerine ait bir varlık olarak görür, onlarla aralarındaki göbek bağını kopartmakta da bir hayli güçlük çekerler. Aslında bu bir ”transferans” ilişkisi gibidir!
Kendi cinsinden olan çocuğunu kendine benzeterek ve kendi rollerini onun sırtına yükleyerek, karşı cinsten olan çocuğunu ise sonsuza dek ona sadık kalacak bir sevgiliye dönüştürerek, onların enerjilerini boğmamaya özen göstermesi gerekir.
Erkek YENGEÇ’lerin ise anneden daha çok anaç olmak eğilimleri vardır. Bazen de çocuğu anneden, anneyi de çocuktan kıskanmak gibi ilginç tepkileri olabilir. Eh ne de olsa meme ve kucak artık ‘’yalnızca onların’’ değildir :))).
Ama her halükarda sorumluluk duygusu gelişkin ve çocuğunun mutluluğunu fazlasıyla dert eden babalar oldukları bilinir. Özellikle kız çocuklarına aşırı bir düşkünlükleri vardır.
YENGEÇ partnerini kendisi seçer! Onun dünyasına siz arzu ettiğiniz için giremezsiniz… Onun bunu şiddetle arzu etmesi ve size ”sarması” gerekir. Yoksa basit bir macera olarak kalır ve bir sonraki emre kadar köşenizde durmak üzere geri gönderilirsiniz.
Öte yandan, cinsellik konusunda son derece tutkulu olan YENGEÇ’ler, ten uyumu yakaladıkları insanlara bağımlı hale gelebilir ve onları da kendilerine bağlamak için ”masum” hallerinden beklenmeyecek şeyler yapabilirler. Size sizi hissettirerek, tam olmak istediğiniz şeyi olmanıza izin vererek, kendilerini hayal edemeyeceğiniz kadar teslim ederek, gökte yanan bir güneş misali parlamanızı sağlarlar. Elbette paso kıskançtırlar! Bu tartışılamaz bir gerçektir ve şüpheye düştükleri zaman size dünyayı zindan ederler.
Bu durum zamanla çok bunaltıcı bir hal alabilir… Ama, gitseniz de, bir başka insanla öylesi bir bütünlük yakalayamadığınızı görüp geri gelirsiniz.
Sizi kendisine alıştırdığını fark eden YENGEÇ dizginleri eline geçirir ve zayıf zannettiğiniz kişinin sizin üzerinizde kurabildiği bağlayıcı etkiye hayret edersiniz.
Bu kıskaçlı bebelerin ”ne seninle ne sensiz” formatındaki ilişkileri sonsuza dek sürdürmek konusunda, başka burçlarda görülmeyecek bir ”yeteneği” vardır :))) Bir YENGEÇ olan Frida Kahlo’nun eşiyle yaşadığı tutkulu ama yıkıcı beraberlik buna iyi bir örnektir.
Söz konusu evlilik – yani hayat ortaklığı – olduğunda ise, YENGEÇ sıvı halden çıkıp, katı hale dönüşür! Gönül macerasından bağlayıcı ilişki ve sosyal statü formatına geçildiği anda, daha farklı beklentilerini de gündeme getirecektir.
Kalıcı hale gelen ilişkilerde, kuralları koyan ve dizginleri elinde tutan kişi olmak eğilimini güçlü bir biçimde hissederler. Sosyal ve ekonomik açıdan bağlayıcı bir ilişkiye girdiğinizde, YENGEÇ’in ”duygusal” olmadığını ve her türlü hayat ortaklığını ”iş adamı” soğukkanlılığı ile yürütmeye yatkın olduğunu görüp şaşırabilirsiniz. Kendisine kul köle olan bir YENGEÇ sevgilinin, diktatör bir kocaya dönüştüğünü görmek, bir kadın için sıkı bir şok olabilir!
YENGEÇLERin sahiplenici yanı ağır basan burçlarla ilişki kurmaya daha yatkın olduğu bilinir.
Bu nedenle karşıt burçları olan Oğlakların güvenilir ve sorumluluk sahibi enerjisine sığınmaktan hoşlanırlar. Ancak Oğlak da en az YENGEÇ kadar müdahale kabul etmeyen ve üzerine gelinmesinden haz etmeyen bir burçtur. Öte yandan yine en az YENGEÇ kadar müdahaleci ve ısrarcı olabilirler :))). Bu ilişki her iki taraf için bütünleyici olduğu kadar bunaltıcı bir hal de alabilir.
Aslan ve Koç enerjileri YENGEÇLER için daima caziptir! Ateşte yanmaktan korkan ama yine de uzak duramayan bir pervane gibi, bu burçlara bir yaklaşıp bir uzaklaşırlar. Her iki tarafı da tutku denizine sürükleyen aşk ilişkileri yaşamaları mümkündür.
Yaylar ile ilişkileri ise her iki taraf için de kabusa dönüşebilir! YENGEÇ bağlanmayı açık açık, Yay ise içten içe ister ama zarar görmekten de korkar. Yay’ın apansız kopup gitmeleri Yengeci deli eder ama saplantılı bir bağlılığa da neden olabilir. Öte yandan Yay hep arzuladığı koşulsuz teslimiyet hissini YENGEÇten aldığı için dönüp dönüp o kapıyı çalabilir… Yani olay ‘’komplike’’ bir hal alır :))).
Kendileri gibi su insanı olan Akrepler ve Balıklarla doğal bir uyum yakalayabilirler. Ama her iki tarafın da yükselen burçlarının ortama canlılık katıcı nitelikler taşıması iyi olur. Yoksa evi su basar :).
Toprak grubundan Boğa ile çok tatlı bir denge sağlayabilirler. Hayattan beklentileri oldukça yakın, operasyon modları uyumludur.
Başakla biraz daha zorlanabilirler. Zira Başaklar güvenilir olmakla birlikte en az YENGEÇ kadar savunmacı, kapalı, kuşkucu ve manipülatif kişiliklerdir. Baştan yakınlaşsalar da, bir kez kepenkleri kapattıkları zaman birbirlerine tekrar ulaşmaları zor olabilir.
Hava grubundan Kova ile efsanevi kapışmaları ve her iki taraf için de çok dönüştürücü hale gelen buluşmaları olabilir.
İkizler ile kısa cazibe ilişkileri yaşasalar da, uzun bağlar kurmakta zorlanabilirler. İkizlerin belirsizliği, YENGEÇ’i hassta eder!
Kendileri gibi YENGEÇ olanlar ve ilişkide en az kendileri kadar talepkar Teraziler ise ‘’aynı ipte oynayan cambaz’’ etkisi yapar ;). Kimin daha çok bakım ve ihtimama ihtiyaç duyduğu hep bir tartışma konusu olacaktır.
YENGEÇ ve Kariyer
YENGEÇ çaktırmasa da hırslıdır! Sosyal onuruna, prestijine feci önem verir. Belirli bir pozisyon elde ettiği zaman da, bunu korumak ve geliştirmek için kendine özgü yöntemlerle ama gayet agresif hedeflerin altından kalkacak bir enerjiyle çalışabilir.
İşe geliş saatleri ve çalışma zamanları açısından ‘’biraz rahat’’ görünseler de, iktidarlarına sahip çıkmak konusunda son derece kararlıdırlar :))).
Son derece ”duyarlı” bir arkadaş olarak tanıdığınız YENGEÇ dostunuzla bir işyeri kurmaya kalktığınızda, pimpirikli, kuralcı, memnun edilmesi zor ve mesafeli bir hal alması sizde hayrete yol açabilir…
Yine de ‘’sorumluluk’’ sözcüğü onlarda allerjik bir etki yapar :). Aşırı beklenti altında kalacaklarını düşündükleri, ya da fazla kontrolcü ya da eleştirel insanlarla çalıştıkları zaman kaçacak yer aramaları ve bunun için türlü bahaneler bulmaları da mümkündür.
YENGEÇ’in neyi tam olarak üstlenip, neyin dışında kalmak istediği konusu hep biraz belirsiz olacak, bazı şeyleri ”iyilik” olarak yapmayı önerecek ama asla tamamen sorumlu tutulmayı istemeyecektir. Fakat herşeyin nasıl daha iyi yapılabileceği konusunda MUTLAKA bir fikri olacaktır.
YENGEÇ’in en yaratıcı olduğu konulardan biri başkalarının kaynaklarını değerlendirmektir. Çok sağduyulu ve yaratıcı yatırımcılar olabilirler. Bankacılık, sigortacılık gibi sektörlerde kendilerine kariyer yapmaları mümkündür. Emlak spekülasyonu konusunda da çok yeteneklidirler.
Tarih, özellikle din ve sanat tarihi, mitoloji, gibi konularda eğitim almayı ya da zevk için ilgilenmeyi isteyebilirler.
İçe dönük düşünce yapıları onları her çeşit bilimsel araştırmaya uygun hale getirir. Bilgisayar teknolojisinin altyapısını oluşturan teoremleri geliştiren matematikçi Alan Turing bir YENGEÇ’tir. Sıradışı buluşlarıyla günümüzde bile gündem oluşturan Nicholai Tesla da öyle 🙂
Elbette her zaman bir lokanta açıp işletebilir, ya da bir butik otel çalıştırabilirler.
Anaokulu öğretmenliği de onların çocuklarla son derece iyi anlaşmalarını sağlayan muzip ve doğalarına son derece uygun bir iştir. Bir YENGEÇ olan Walt Disney çocuklara yönelik çizgi filmleri bir endüstriye dönüştürmüştür.
Tıp ve şifa konusu YENGEÇ için daima cazip bir alandır. Bağışıklık sistemi konusundaki araştırmalarıyla tanınan Michael Bishop bir YENGEÇ’tir. Doktor olduğu kadar, tıp konusunda akademik araştırmalar yapan ve koruyucu hekimlik üzerinde çalışan bir çok YENGEÇ vardır.
Yazar ve düşünürler arasında, ”Aaaa hakkaten Yengeç miymiş?” dedirtecek, Ernest Hemingway, Jan Jacques Rousseau gibi, feci maskülen görünümlü kişilikler vardır. Ancak, hassas ve melankolik Kafka’nın, klostrofobik kurgularıyla hepimizi hala düşündüren Geroge Orwell’in Yengeç olmaları insana pek mantıklı gelir 🙂
Aidiyet duyguları güçlü ve vatansever insanlar oldukları için bulundukları ülkeye sahip çıkan ve sorumluluk almayı isteyen YENGEÇLER vardır. Angela Merkel, Avrupa Topluluğuna liderlik etmekle birlikte, anavatanının çıkarlarını korumaya almaya çalışan ve risk almayı sevmeyen bir politikacıdır. George Bush da, korumacı politikalarıyla bilinen bir Başkan’dır. Julius Caesar’ın ve Büyük İskender’in de Yengeç oldukları bilinir. Ama YENGEÇLER daha çok ezilen insanların hakları konusunda parlarlar. Nelson Mandela, Prenses Diana, Eleanor Roosevelt, bu alanda çok güzel örneklerdir. Çocuk hakları konusunda çaba gösteren bir çok aktivist de YENGEÇ’tir.
Dalai Lama da bir Yengeç’tir!
Milyonlarını sayamayan ve koyacak yer bulamayan Rockerfeller da öyle…
YENGEÇLER AY gibi yansıtıcı kişilikler olduklarından oyunculuk onlar için daima karşı konulmaz bir meydan okuma ve cazibe alanıdır. Beyaz perde, Sylvester Stallone, Tom Cruise, Robin Williams, Vin Diesel, Daniel Radcliffe, Woody Harrelson, John Cussack, William Dafoe, Mel Brooks, Tom Hanks, Liv Tyler, Lindsay Lohan, Türkan Şoray, gibi birçok YENGEÇ ünlüsünü fazlasıyla sevmiştir.
YENGEÇ ve Sağlık
Bazen kimsenin onlara dokunmaması için bir ek kabuk haline getirdikleri depresyon eğilimini ”sağlık sorunu” olarak almazsak, YENGEÇLER’in en fazla dikkat etmeleri gereken bölgeleri mideleridir. Kendilerini ifade edemedikleri, kızgınlıklarını bastırdıkları zaman gastrit ve özellikle boğaz bölgesini de etkileyen reflü gibi sorunlar yaşayabilirler.
Cinsel enerjilerini olumlu yönde kullanamadıklarında ise en fazla rahim ve yumurtalık bölgesinde rahatsızlıkları olur.
Üretken olamamak, bir işe yaramadıklarını düşünmek, kendilerini anlamsız hissetmek, günlük rutinlerinden hoşnutsuz olmak gibi süreçlerde ise, yemek yemeyi abartır, kilo alır ve sağlıksız beslenmeye bağlı olarak kolesterol, damar tıkanıklığı benzeri sorunlara yatkın hale gelebilirler.
YENGEÇ’in Yolu
YENGEÇ bu dünyanın ”şakülü bozuk” bir alem olduğunu ve hayat yolunda ‘’kendisi gibi kırılgan’’ insanları zorlayan geçitlerin bulunduğunu anladığında önce içine kapanır. Tekrar açılmaya karar verdiğinde ise meleğini susturup, şeytanını fazlasıyla cesaretlendirmeye, bencil, tüketici, prensipsiz ve sorumsuz davranmaya meyledebilir. Bu ”düşmüş melek” sendromunu atlatmak için bir hayli olumsuz deneyim geçirmesi ve kendiyle zorlu yüzleşmeler yaşaması gerekebilir.
İç disiplin ve öz saygı problemlerini halledemedikleri sürece, etik açıdan zaaflı davranmaya yatkın olabilirler.
Öte yandan, kendini yeniden keşfetmeye ve özüne dönmeye karar veren YENGEÇ’lerin çok farklı bir bilgelik sergilediklerini, sevecenlik ve sessiz bir olgunluk karışımı ”çelebi” bir duruş benimsediklerini görebilirsiniz.
Bu dünyaya GÜVEN duyamamanın oluşturduğu tüm yan etkiler, YARATAN’ın sevgisiyle kuşatılmış ve her daim korunma altında olduğuna inanabildiği zaman ortadan kalkar.
O zaman YENGEÇ varolma ve beslenebilme korkusunu bir yana bırakıp VAREDEN ve BESLEYEN bir insan olma cesaretini içinde bulur. Bu YENGEÇ için eşsiz bir doyum kaynağı olacaktır :).
Kör ve sağır olarak doğmasına olmasına karşın, gazeteci-yazar ve öğretmen kimliği ile kendini tüm dünyaya kabul ettiren ve kendisi gibi engelleri olan nice insana örnek olan Helen Keller böyle bir YENGEÇ’tir!
Yolun sonunda her YENGEÇ’in öğrenmesi gereken şey, EV dediği yerin kalbi olduğudur! Yolunu kaybetmemek için RUHSAL AİDİYETİ’nden başkaca bir göbek bağına ihtiyacı olmadığını, kendine dürüst kaldığı ve iç sesine kulak verdiği zaman cenneti tavanarasında değil hayatın tam ortasında bulabildiğini huzur içinde keşfedecektir…
Çook sevilmek isteyen YENGEÇ’lere çok özel bir parça… Love Me Tender yani Beni Şefkatle Sev – Norah Jones yorumuyla 🙂