Sivri, Hınızır & Cüretkar Burç Yorumları – SİZİ NASIL YORAR?

Resim:

Sivri, Hınızır & Cüretkar Burç Yorumları – SİZİ NASIL YORAR?

Evvveeeett! Çoktandır Sivri, Hınzır & Cüretkar bir şey yazmamıştım! Hangi BURÇ bizi nasıl yorar gibi bir konuya el atarak, bu eksikliği gidermeye karar verdim. Yazdıklarımı her ilişki formatı için – sevgililik, aile bağı, dostluk, iş ilişkisi – dikkate alabilirsiniz. Yine benden nefffrett edeceksiniz 🙂

KOÇ veya Yükselen KOÇ: Patavatsızlığı ve beklenmedik atakları ile yorar. Aklına bir şey gelir… Cart diye söyler, curt diye yapar. Kötü bir niyeti yoktur. Daha doğrusu sizin bu durumdan nasıl etkileneceğinizi düşünmek gibi bir derdi yoktur. Öyle arzu etmiştir ve öyle yapmıştır. ”Allaa Allaaaa Canım Bunda Ne Var”dır 🙂 Sizin onun söylediğinden ya da yaptığından hoşlanmadığınızı, bu durumun bir parçası olmak istemediğinizi görünce az bi dürtükler. Baktı siz nazlanmaya veya bozuk atmaya devam ediyorsunuz… Yürür gider işine bakar. Siz de onlar gibi aksiyon meraklısı iseniz, birinin peşinde dolanmayı seviyorsanız ya da ”kimin dediği olacak” türünden sıkı bir itişmeyi seviyorsanız, sorun yok. Ama öyle değilseniz, en güzeli bu hallerini kişisel almamak ve onlara engel olmaya da kalkmamak, gidip yapıp edip sonuçlarını görmeleri için onları salmaktır. Samimi oldukları için gelir her şeyi de anlatırlar.

BOĞA veya Yükselen BOĞA: İnadıyla yorar! O istemiyorsa siz ona hiiiiç bişeycik yaptıramazsınız. Bahane bile bulmaya kalkmaz. Sadece yapmaz o kadar… Belirli bir yaşama şekline, bir fikre, bir uğraşa kafayı takar ve siz yüzotuzsekizbin tane mantıklı açıklama getirseniz de onu bu tercihinin uygunsuz, anlamsız ya da faydasız olduğuna ikna edemez ve tavrında bir değişiklik yapmasını sağlayamazsınız. Diyecahsınız ki niye… İşte ele 🙂 Hep aynı türküyü okur, aynı şikayetlere devam eder ve ”baharı bekleyen kumrular gibi” adeta bir mucize olup dünyanın onların istediği hale gelmesini beklerler. Siz de bu çok kaynamış sebze çorbası kıvamını seviyor, bildik ve tanıdık geleni güvenli buluyorsanız sorun yok. Ama öyle değilseniz, en güzeli onu bir değişiklik yapmaya ikna etmek yerine, onun gözü önünde kendi bildiğinizi yapmak ve onun da gizli gizli özenmesini sağlamaktır. İştahları yavaaaaaşça depreşir ve ufak ufak kendi kuytuluklarından çıkmayı düşünmeye başlayabilirler.

İKİZLER veya Yükselen İKİZLER: Tabii ki çenesiyle yorar! Kafanızın içinde Singer Dikiş Makinesi gibi tıkırtılı bir step dansı yapıyormuşcasına gezinir ve konudan konuya fütursuzca atlayarak bunu sürdürürler. Dikkatinizi onlara vermenizi ister ama onlar kendi dikkatlerini asla size vermezler. Zihinlerinin içindeki huzursuz devri-daime sizi seyirci yapar ve metal yorgunluğu yüzünden tat vermemeye başladığınızda da ”bugün kafan gidik galiba diye” sizi olduğunuz yere gömüp, kendilerine başka muhatap bulurlar. Eğer siz de laf cambazlığını, yarın bir anlamı olmayacak ama bugün çok önemli gelen bir tartışmayı dibine kadar götürmeyi seviyorsanız sorun yok. Ama öyle biri değilseniz, en güzeli her dediklerini çok ciddiye almamak, onlara onların hızıyla cevap yetiştirmeye kalkmamak, vitesi accık boşa atıp ”yaaa… hımmm… heh heh… ciddi misin…” gibi ilgili ama olayı çok üstünüze yapıştırmayan enerji koruma yöntemlerine baş vurmaktır.

YENGEÇ veya Yükselen YENGEÇ: Hassasiyetiyle yorar! Duygusal, fiziksel ve zihinsel olarak üstlerine gidilmesinden hoşlanmayan varlıklardır. Hazır hissetmedikleri hiç bir şeye balıklama atlamalarını talep edemezsiniz. İlk tepki olarak her şeyden bi ürker ve kaçınır, sonra yavaş yavaş kendi ritimleriyle ısınır veya tamamen reddederler. Kolay yorulurlar, belli etmeseler de aşırı alınırlar, derin ve uzun kırılırlar… İçine konuşup dışına susar ve sonra aklınıza bile gelmeyecek bir senaryoyu önünüze dökerler. İlk kırılma noktasında kendilerini ifade etmiş olsalar hiiiiç bu kadar uzamayacak bir yanlış anlamanın sebebi olmuş gibi görünseniz de aslında KURBANI olursunuz! Yapmaları gereken ama yapmak istemedikleri bir şeyi yapmalarını beklediğiniz için zorba ve zalim olursunuz. Onlar bir konuda kendilerince sizi koruyor, uyarıyor ve siz onların sözünü dinlemiyorsanız da kendilerini değersiz hissederler ve siz bir hain olursunuz. Eğer tarafların sırayla ebeveyn olduğu ilişkileri seviyorsanız sorun yok. Ama öyle biri değilseniz, mesafenizi koruyun. Zaten onlar da sizi kendilerine yaklaştırmamanın bir yolunu kesin bulurlar.

ASLAN veya Yükselen ASLAN: Dramatikliği ile yorar! Onlar için sıradan ve sade yapmak diye bir şey yoktur. Her şeyi kendilerine has bir debdebe, şaşaa, parıltı ile yapmak ve sonunda mutlaka alkış almak isterler. Sizi de çıtayı yukarı çekmeye zorlarlar. En basit şeylerin seviyesini bile ”elbette şöyle olması lazım”a getirir ve birinin daha farklı düşünme ihtimalini o kadar aşağılarlar ki, siz de mecburen ”Ehm şey, madem öyle diyorsun öyle olsun tabiii…” kıvamına gelirsiniz. Ama içinizde tatsız bir ”niye benim standartlarım hep düşük kalıyor ki” huzursuzluğu olur. Her şeyi öyle coşkulu, öyle önemseyerek yapar ki, siz de bu coşkunun bir parçası olmanız gerektiğini düşünür, kendi önceliklerinizi bırakıp onun performans göstermek istediği konuyla ilgilenirsiniz. Yapılan şeyi çok takdir etmeniz onu mutlu etmeye yeter. Ama bir süre sonra size sahnede yer kalmadığını, sadece seyirci olmaya başladığınızı düşünebilirsiniz. Eğer ”çok özel” birinin ”çok özel” ilgisine mazhar olmayı seven ama onun arada başkalarının da gözünü kamaştırma arzusunu yönetebilen veya birinin kral olduğu yerde de kendi saltanatınızı sürdürebilen biriyseniz, sorun yok. Ama öyle biri değilseniz, sataşmadan, itişmeden, çok da bulaşmadan, saygılı ve seviyeli bir ilişki yürütün.

BAŞAK veya Yükselen BAŞAK: Detaycılığı ve bitmeyen iç karmaşası ile yorar! Başak’a düzen manyağı diyenler yanılır. Detaycı ve mükemmeliyetçidirler. Ama karmaşa Başak’ın göbek adıdır. Kafalarının içi çıfıt çarşısı gibidir. Dışarıdan bakıldığında çok düzgün gibi görünenleri de içlerinin karmaşası dışarı vuranları da vardır. O iç çırpıntısı ve hatalı bir şey yapma kaygısı ile kendilerini gerim gerim gererken etraflarına da ”Sakın bana bir şey sormaya veya eleştirmeye kalkmayın! Susun, durun ya da sadece benim dediklerimi yapın” elektriği yayarlar. Asıl korkuları bir şeylerin kontrollerinden çıkmasıdır. O yüzden etraflarındakilere de kendilerine davrandıkları gibi tahammülsüz ve katı davranabilirler. Dıştan bakınca despotluk ve mennuniyetsizlik gibi duran bu durumun aslında kişinin kendi iç çatışmasının, kararsızlığının, kendinden bir türlü emin hissedememe halinin uzantısı olacağı kimsenin aklına gelmez. Başakla muhatap olacaksanız ya köle ya efendi olmanız ya çok iyi komut almanız ve neden diye sormamanız ya da detaylı, anlaşılır ve kesin sonuç veren komutlar vermeniz gerekir. Ama detaylarla uğraşmayı sevmiyorsanız, onu kendi haline bırakmayı, asla ayağının altında gezmemeyi ve arada ”aa ne mükemmel birisiniz” demeyi becermeniz yeter. ,

TERAZİ veya Yükselen TERAZİ: Kararsızlığı ve talepkarlığı ile yorar! Bir önceki burçları Başak’tan devraldıkları bir mükemmeli arama ve kendi icatları olan o mükemmeli başkasına yaptırtma eğilimleri vardır 🙂 O yüzden ”Ayyy acaba şöyle mi olsa…Yok yok  az daha sola çek, ben bir düşüneyim. Olmadı en iyisi biz biraz daha dükkan gezelim” tadındaki bitmeyen arayışları, etrafındakilere beden ve gönül yorgunluğu olarak yansır. Üstelik bunu çok kibarca ve karşısındakini onore eden bir gülümsemeyle yaptıkları için, onları memnun etmek üzere işe koşturulan ”bi tık alt kademeden” eleman gibi hisseder ve fakat iyi davranıldığınız için memnun olursunuz. Neden sonra Terazi’nin hayatta ”fikren” sürekli daha fazlasının peşinde olduğunu ama ”bedenen” hiiiiç birşeycik için parmağını kıpırdatmaya niyeti olmadığını, çok akıl sorduğunu ama pek aksiyon almadığını, hep bir geri durma, tereddüt ve memnuniyetsizlik ile oyalandığını fark edip hem ona hem de onun için debelenen kendinize kızmaya başlayabilirsiniz. Ama çok iyi yaptıkları bir şey vardır; SÜPER AKIL VERİRLER! Eğer hizmet karşılığı akıl almayı seven ve kendinizi birini kurtartmak konusunda durdurmanız gereken yeri bilen biriyseniz, Terazi ile süper iyi geçinirsiniz. Ama böyle biri değilseniz, tatlı sosyal sohbetlerine katılmakla yetinmeniz yerinde olur.

AKREP veya Yükselen AKREP: Kontrolcülüğü ile yorar! Ondan hiç bir şey kaçmaz. Ama o her şeyini senden kaçırır! Bir gizem perdesi arkasından her şeyi seyretmek ve çekip çevirmek ister. Asıl istediği birini kendine bağımlı hale getirmektir. Ama çok güzel hiiiiç ilgilenmiyormuş gibi davranır. Fakat sana küçük akıllı yemler atar. Sen minik bir civciv gibi onları izleyerek Akrep’in kucağına kendin düşersin. Ondan sonra gelsin her şeyine burnunu sokma ve seni kendi aklıyla yönetme devri! Seni kendinden şüpheye düşürür. En ufak hatanla alay eder. ”Bana sorsaydın böyle olmazdı”ya getirir. Teslim olursun, sen söyle ben yapiyim dersin… Bu defa seni askıda bekletir. Uslu durup durmadığını, kaçıp kaçmadığını kontrol eder. Bir süre sonra ilişkiniz her şeyi senin yaptığın, onun da üst akıl pozisyonunda oturduğu bir hale dönebilir. Aslında onun sana bağımlı olduğunu fark edemezsin. Bazı modelleri de seni yapmadığın şeylerle suçlayarak, sürekli hesap veren biri haline getirebilir. Onu şüpheye düşürebilmiş olmaktan bile suçlu olabilirsin. Eğer karşılıklı bağımlılık ilişkilerini seviyorsanız sorun değil. Ama öyle biri değilseniz, Akrep’e akıllı biri olduğunuzu gösterin ve sınırlarınızı çizin. Sizden faydalanacağı zaman sizi bulur. Ondan akıl alın, akıllı bulduğu birine yararlı olmaktan saygısını kazanmaktan ve borç hanesine çizgi çızmaktan da memnun olur.

YAY veya Yükselen YAY: Abartısı ile yorar! Yay’ın hayatı hakkındaki her sözcük MAJİSKÜL (büyük) harflerle yazılmış gibidir. Üzgünse diplerde, mutluysa göklerde, yorgunsa bitik, canlıysa çılgın, umutluysa delice, karamsarsa intiharın eşiğinde gibidir. Üstelik herkesin de onun gibi hissetmesini ve davranmasını bekler. Böyle olmayana çok şaşar, sinirlenir, o kişiye takar ve ya onu da kendine benzetir ya da hırpalayıp bırakır. İyi oldukları zamanlarda herkesi ayağa kaldırır, harekete geçirir, coşkuya getirir, peşlerinde sürüklerler. Kötü oldukları zamansa ortadan yok olurlar. Onları bir yerde saçma sapan bir şeyin içinde kendisini kaybetmiş halde veya sadece içerken bulabilirsiniz. Ortası olmamakla suçlanan Akrep’tir ama bence asıl ortası olmayan Yay’dır. Akrep hiç değilse kendini bilir, Yay bilmez de… Bir ona bir buna takar. Seni de rüzgar gülüne çevirir. Eğer sürekli değişse de bir şekilde büyük bir amacın ya da basitçe Yay’ın peşinde koşmayı seven biriyseniz sorun yok. Ama böyle biri değilseniz, onun coşkularına ucundan ortak olduğunuz keyifli masalar dışında, hayatının bir parçası olmaya çalışmayın.

OĞLAK veya Yükselen OĞLAK: Kuralları ve sınırları ile yorar! Onun üzerinde iyi düşünülmüş, çalışılmış, mükemmelleştirilmiş yöntemleri vardır. Her şeyi kendi doğru bildiği gibi yapar. Bu yüzden de gizli bir asidir! Kendisininkinden başkasının kuralını tanımaz ve onun saygısını ve güvenini kazanmayı beceremeyen hiç kimsenin hiç bir dediğini uygulamaz. O gidip kimseye bulaşmaz ve kendine yeterli görüntüsü, yakınlaşmayı zor hale getirir. Hadsiz ya da gereksiz müdahaleleri üstünden vıjjjkk diye kaydıran pürüzsüz kaya gibi duruşu ile sinir bozar. Eğer siz ondan akıl almaya, yardım istemeye kalktıysanız, tatlış tarafı ortaya çıkar. Ama bu  defa sizi de kendini soktuğu cendereye alır. Sizin arzunuza değil, onun ideallerine ve standartlarına göre bir sonuç elde etmeniz için uğraştırır, hatta sizin yerinize uğraşmaya da kalkabilir. Arada ona bi dur demeniz ve perspektif ayarı yapmanız gerekir. Onu fazla hayal kırıklığına uğratırsanız, mesafe koyar ve size kendinizi küçük, ufacık, önemsiz ve gereksiz hissettirir. Eğer bazen zorlayıcı olan bir ”yaşam koçu” ile takılmayı seviyorsanız, hiç sorun yok. Ama öyle biri değilseniz, ona sizin de kurallarınız, sınırlarınız ve tercihleriniz olduğunu ve kendi çizginizde güvenilir birisi olduğunuzu gösterin. Buna saygı duyacak ve ülkelerarası diplomasi adabını asla bozmadan efendice bir ilişki sürdürecektir.

KOVA veya Yükselen KOVA: Naapar eder yorar! Yormak konusunda numunelik bir enerjileri vardır 🙂 İçlerine kapalılarsa etrafa yaydıkları gergin elektrik yorar. Hareketlilerse yarattıkları karmaşa yorar. Onların canı birine bulaşmak istiyorsa da dürtükleyici halleri yorar. İçlerinde hiç bitmeyen bir sorgulama ve takılacak dert arama hali olduğu için, etrafa çıtırtılı ve cızırtılı bir radyo yayını yaparlar. Çok sorar, çok konuşur, çok eleştirir, çok ama çok zor memnun olur, pek nadir saygıyla susar ve daha da nadir şekilde denileni yaparlar. Onlar genelde, onlar desin birileri yapsın modelini severler. İktidarın her türüne karşıt görünseler de açıkça despotturlar ama bunu ölümüne inkar ederler. İnsanlığa zarar verdikleri için çok sınırlı sayıda kişi dışında hiç kimseyi, zaten dünyaya zarar verdikleri için de genel olarak insanları sevmezler. Ama teoride çok insancıldırlar. Asi gibi görünürler ama onların isyanı başkalarının kurallarınadır… Yoksa kendi kurallarına ölümüne bağlı ve feci tutucudurlar. İLGİNÇ insanları seviyorsanız ve sürekli birinin sizden daha akıllı görünmesi sizi rahatsız etmiyorsa, onunla gayet iyi bir ilişkiniz olabilir. Ama öyle biri değilseniz, onları dinleyin, gülümseyin, he deyin, boşuna tartışmayın, kahve ikram edin ve sonra da kendi bildiğinizi yapmaya devam edin.

BALIK veya Yükselen BALIK: Dağınıklığıyla yorar! Balığın hayatı bir türlü toparlanmaz… Onun hep aksayan, sarkan, zora giren, ucunun nereye varacağı belli olmayan konuları vardır. Var olanlara çözüm gelmeden Balık yeni karmaşa alanları da yaratabilir. İçinde durması gerekmeyen bir şeye fazla takılıp, sebat etmesi gereken şeyde garip bir aldırmazlık sergileyebilir. Ya da işte dışarıdan bakana öyle gelir… ”Ay bu insan nasıl çıkacak bunlardan!” deyip sen dert sahibi olur, yardım etmek ya da çözüm üretmek için duruma el atmaya kalkarsın. Sonra bakarsın o yine gitmiş kendine ”kendini adayacak” bir dava ya da bir hüzünlü aşk hikayesi bulmuş, bütün enerjisini oraya aktarmaya başlamış… Senin onun adına dert ettiğin mesele ise artık hiç umurunda değil! Kendini bir şeyin içinde kaybetmek, Balık’ın en iyi bildiği ve kolayca benimsediği haldir. Eğer siz de birinin hayatında kaybolmak ya da kaybolmaya meraklı birilerini kurtarmak için seferber olmak türü işlere meraklıysanız, bu ideal bir ilişki olabilir. Ama öyle biri değilseniz, onun ritmine, akışına, tercihlerine hiiiç müdahale etmeyin. Sadece sevin ve bırakın bildiğini yapsın. O da seviyorsa zaten döner gelir sizinle bir muhabbete oturur.

 

4 Adet Yorum

  1. Zeynep Günsür

    Koptum:)

  2. Özlem

    Kova o kadar cuk oturmuş ki yaşayan bilir🤯

  3. Melda Ucar

    Hastanede sesli okudum…. BA YIL DIK :)))

  4. Neslihan Bayraktar

    :)))))

    ancak bu kadar tarif edilebilirdi… aynaya bakmış gibi oldum…

Bir Cevap Yazın

Arşiv

Kategoriler

Juno - Kendi Halinde Bir Yıldız Gözlemcisi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et