Göklerin Genel Ruh Hali Üzerine … Bırakalım ”Ağır Abiler” Konuşsun

Resim:

Göklerin Genel Ruh Hali Üzerine … Bırakalım ”Ağır Abiler” Konuşsun

Ay, Merkür gibi hızlı hareket eden gezegenlerin gösterdiği değişimler, gündelik ruh halimizi çok etkiliyor. Ama göklerin asıl mesajı Jüpiter, Satürn, Pluto, Utanüs, Neptün, Chiron gibi ”ağır abiler”in duruşunda gizlidir 🙂

Pek ürkek, pek çekimser yaklaşırız hepimiz büyük gezegenlerin geçişlerine … Ama onlardır zamanın kalitesini asıl dillendiren. Bizi de zamanın gerektirdiği bakışa ve duruşa uyumlandırmak için türlü düzenek kuranlar onlardır!

Uranüs Koç’ta  ”Yaratılış Enerjisi”ni yeniden canlandırmaya, bize tanrısal köklerimizi hatırlatmaya niyet etmiş gibidir. Retro konumda olması, bizi yüzleşmelere açık hale getirmekte ve geçmişten getirdiğimiz önyargıları bir yana bırakmaya teşvik etmektedir. Aslan’daki Venüs ile üçgen halinde bir süredir. Bu açı, onur anlayışımızı elden geçirtmektedir bize… kendimize gurur vesilesi haline getirdiğimiz konulara yaklaşımımızı yeniden yapılandırmaktayız bu sayede.

Terazi’deki Satürn, Balık’taki Retro Neptün ile tatlı bir üçgen halinde… Bu açı bizi adil ve tutarlı olmaya, vicdanımız, sezgilerimiz ve sağduyumuz arasında bir denge kurmaya teşvik eder. Geçmişte içimizi sızlatmış olayları hatırlatan deneyimler yaşatmakta bize ve onlara daha hakkaniyetli bir perspektiften bakmamızı, adalet terazisinin kefelerini hep kendimizden değil, bazen de başkalarından yana ağır çektirmemizi sağlamakta. Yaşamımıza vicdanlı ve adil bir tavır içinde devam etmemiz için bize şans veriyor gökler.

Oğlak’taki Retro Pluto ve Balık’taki Retro Chiron, kusursuz bir 60’lık açı içindeler. Ne kadar geçmiş yara, ne kadar el atılmamış ameliyatlık iç organ ve içli mesele varsa, hepsi yatmış durumda masaya… Ayaklarımızın üzerine sıkı sıkıya basmamıza engel olan ne kadar zaafiyet varsa gidermemiz için farklı deneyimler yaşatıyor bize, belkemiğimizi güçlendirmemiz için farkındalık ve duruş kazanmamıza, aynı zamanda çevremizdeki insanların hatta dünyanın yaralı ruhunu tedavi edecek adımlar atmamız için idrak ve sorumluluk  geliştirmemize yardımcı oluyor. Mars’ın Akrep’in ilk on derecesindeki yolculuğu da bir süredir desteklemekteydi bu eğilimi. Hayatımızda el atılması gereken, onarıma ihtiyaç gösteren tüm alanlar, dinamik bir biçimde gündeme geliyordu… hala da bu etki kısmen devrede.

Hep korktuğumuz büyük gezegenler, lafını duyar duymaz endişe ettiğimiz Retro’lar o kadar da kötü niyetli değil gördüğünüz gibi. Ama onların bizim kalkerleşmiş tavırlarımızı dönüştürmek için kullandığı araçlar her zaman hoşumuza giden türden değil! Uyarıyla akıllanmayanlar, küçük kayıplarla, küçükten anlamayanlar büyük kayıplarla ders almaktalar. Ya da, artık duruşumuza hizmet etmeyen, belkemiğimizi zayıflatan omurlar değişip yerine yenileri gelmekte … biz onlara alıştığımız için kendimizi zararda bellesek de, aslında sağlığımızı kazanmaktayız… Bazılarımız da, dirayet ve tevekkül sınavları geçirmekte! Gösterdikleri uyum ve ortaya koydukları temiz niyetin, hem çevrelerini hem de dünyanın kirlenmiş vicdanını nasıl şifalandırdığını bir bilseler … hüzün ve yılgınlık duymak bir yana gurur duyarlardı kendilerinden!

Göklerden korkmayın Dostlar! Gökler dosttur … Gezegenler bizi yarınlara hazırlayan öğretmenlerdir. Dersleri ağır, sınavları zorlu, notları kıttır belki… ama mezuniyetin getirdiği huzur eşsizdir.

Aslında, tüm bu keşmekeş içinde bizden bütün beklenen özümüzü hatırlamak! Bencil ve gölgesinden korkan küçük birer hayvancık gibi gergin olmaktan kurtulmak… Vicdanımızın sesini dinlemek, safsataya dayalı gururu- gösterişi bir yana bırakıp her durumda insan olmanın onurunu kuşanmak, adil olmak ve basit özdeğerlerimize sıkı sıkıya tutunmak. Olabildiğimizce, İNSAN olmak…

Bazen hepimiz kendimizi ”öksüz” hissederiz … Koca göğün altında yalnız ve evden uzakta … Aslında başımızın üstündeki çatıdır gökler!Ve bütün dertleri bizi EVE götürmektir… ODETTA söylüyor ”Sometimes I feel like a motherless child”

[youtube=http://www.youtube.com/watch?v=6iZj6P-bkcY]

3 Adet Yorum

  1. Ben açıkcası göklerden korkuyorum. Çünkü gökler herkese dost. Herkesin içine Hitlerin SS kasaplarını da dahil ettim. Hitler koyu katolik bir aileden gelmekte ve sanat akademisine gitmiştir. İkinci sınıfta iken babasının vefatı üzerine okulu bırakmıştır.Yurt dışında Astroloji ögrencilerine, kime ait olduğu söylenmeden Hitler ve Charlie Chaplin’in haritası gösterilmiştir. Hiç kimse Hitler’in haritasını bir diktatör olarak tarif etmemiştir. Hatta söylendiğinde inanamamışlardır. Peki ne olmuştur da Hitler diktatör olmuştur? Gökler DOST olmuştur. Göklerdeki enerji onun yardımcısı olmuştur. Ve en ilginci binlerce Yahudiyi acımasızca öldüren, üstlerinde deneyler yapan dünyanın en iyi doktorları, kampları yapanlar dünyanın en iyi mühendisleri vs. dir. Ve nasıl bir din inancına sahipdirler ki, nasıl bir Tanrı onlara o masumları öldürmeyi emretmiştir ki,hamama diye gaz odalarına giden yahudileri gaz vanalarının üzerinde kızıl haç koyarak acılar öldürmüşlerdir. Bu eğitimli insanların yaptığı deneylerden faydalanmak isteyen Amerika , bu SS kasaplarına kucak açmış ve dokunulmazlık hakkı vermiştir. Hala yani günümüzde bu acımasız deneyler bu kez siyahlar üzerinde denenmektedir. Örnek olarak fluorid denen madde dünyanın en zararlı maddesi ve zihin faaliyetlerini bozan bir madde olduğu bilindiğinden, öyle sanıyorum ki, diş macunlarına belli bir oranda katılarak, amerika zihin kontrolü çalışmasında önemli bir adım atmıştır. Kimbilir belki bu yüzden pek çok kimse sürekli unutuyor, ortalıkta afyon çekmiş gibi dolaşıyor. Ezcümle , varmak istediğim nokta, şu anda gökler bize olduğu kadar bu kasapların torunlarınada dosttur. Öyle ya nasıl ki dünya güle, karanfile, kediye, köpeğe, insanımsılara kucak açtığı kadar dikene,kaktüse,yılana,çıyana,akrebe,sürüngenlere de kucak açan bir canlı ise; gökler de bizlere dost olduğu kadar , eğitimli kasaplara da dosttur..

  2. Sevgili Nildasu … korku korkuyla yönetir. Ben korkuya tutunmak yerine Rabbime tutunmayı daha güvenli buluyorum. Ölüm ya da zaafiyet içinde görünmek değildir bizi yenen … ışığın geldiği yöne bakmayı bırakıp paniğe kapılmak ve zavallı dünyevi hayalleriyle çevresine eziyet edenleri ”güçlü” zannetmektir. Merkezini yokla güzel dost… Orada farklı bir ses duyacaksın 🙂

  3. Peki, dediğin gibi olsun 🙂

Bir Cevap Yazın

Arşiv

Kategoriler

%d blogcu bunu beğendi: