7 Ocak 2023, YENGEÇ Burcu’nda DOLUNAY; Güvende Olmak Ne Demek?

Matisse
Resim: Matisse

7 Ocak 2023, YENGEÇ Burcu’nda DOLUNAY; Güvende Olmak Ne Demek?

7 Ocak 2023 günü, İstanbul’a göre 02:08’de DOLUNAY adını verdiğimiz Güneş – AY karşıtlığı tam halini aldı. DOLUNAY haritasını yorumlarken aşağıdaki göstergeleri dikkate alıyorum;

  • Güneş Oğlak Burcu’nun 16 derecesinde, haritanın 3’üncü evinde yerleşmiş. VEGA sabit yıldızı ve retro konumdaki Merkür ile kavuşumda.
  • AY Yengeç Burcu’nun 16 derecesinde, haritanın 9’uncu evine yerleşmiş. SİRİUS sabit yıldızı ile kavuşumda.
  • Chiron, AY ve Güneş’e T-kare yapıyor.
  • Haritanın Yükselen Noktası 25 derece Terazi’de. Yöneticisi Venüs Kova Burcu’nda, haritanın dördüncü evinde ve retro konumdaki ALDEBARAN kavuşumlu Mars ile üçgen yapıyor.
  • MC 0 derece Aslan. Yengeç’i terk etmeye hazırlanan Lilith, MC noktası ile kavuşumda.

MEALİ;

Sosyal gündem iddialı, sert ve ödünsüz tutumlara sahne olacak… Kontrol arzusu yüksek, iletişim kanalları kapalı. Adeta herkes kendi bildiğini okuyor, kendi türküsünü söylüyor, kimse kimseyi dinlemiyor, kimsenin kimseye güveni yok. Herkesin tedirgin olmak için çok sebebi var! Bu yüzden de adil, açık, uzlaşmacı değil, ”ben yaptım oldu” mantığına dayalı ve tüm taraflarda iktidarı korumaya odaklı yöntemler tercih ediliyor. Merak edilen konularda kalıcı çözüm getirmeyen bir Ocak ayı yaşanacak diyebiliriz…

Bireysel düzlemde;

Kontrol edemediğimiz her şeyden çok rahatsız olduğumuz ama hayatımızı ve çevremizi alıştığımız yöntemlerle kontrol edemeyeceğimizi de çok açık şekilde gördüğümüz bir dönemden geçiyoruz!

Güvende olma arzumuz yüksek… Belirsizlikler de bir o kadar fazla. Geleceğimizi kendimizi ve önemsediğimiz her şeyi korumaya alacak şekilde planlamak istiyor fakat hayatın çarklarındaki tıkanmalar, bu tıkanmaları oluşturduğunu düşündüğümüz insanlar ya da kurumlar yüzünden, kırılgan ve çaresiz hale getirildiğimizi hissediyoruz. Hiç bir şey bizim düşündüğümüz gibi akmıyor. Planlarımız istediğimiz gibi gitmiyor. Hiç bir süreci bildiğimiz gibi yönetemiyruz. Böyle hissetmek de bizi bazen çok şikayetçi, ürkek, geri çekilmeye ve çaresizliğe sığınmaya yatkın, bazen de çok ödünsüz, çok sert, çok kuralcı, iletişime ve uzlaşmaya kapalı hale getiriyor.

Duyguda ne kadar güvensiz ve kırılgansak, tavırda da o kadar katı ve değişime kapalı, o kadar kontrolcü ve kızgın davranıyoruz.

Bize kapalı, ulaşılmaz, kuralcı, kendi alanını ve iktidarını korumaya odaklı davrananların da aslında korktukları, zayıf hissettikleri, belirsizlik ve güçsüzlük algısı ile böyle davrandıkları gerçeğini gözardı ediyoruz. Bu aymazlık bize kendimizi daha da incitilebilir hissettiriyor! Tüm dünya bize haksızlık yapıyor ve biz kime sığınacağımızı, nerede güven ve koruma bulacağımızı göremiyoruz. Bu bizi dehşete kaptırıyor ve bir  kadar da kızdırıyor. Sanki herkes çok acımasız ve çok ödünsüzmüş de biz onların insafına kalmışız gibi düşünüp, bizim de ne kadar sert ve çatışmacı ve had bildirici olabileceğimizi göstermemiz gerektiğini filan zannediyoruz. Yani ezcümle herkes yaralı ama herkes bunu diş göstererek gizlemeye çalışıyor. Ortalık gövde gösterisinden, hırıltıdan, havlamadan geçilmiyor. Eve gidince de herkes yastığına kapanıp zırlıyor!

Peki ne yapalım?

  • Bi kere kontrol edilemeyen şeyleri kontrol etme hevesini bir yana bırakalım… Olacaklar olur, bitecekler biter, düşülür kalkılır, ortalık toplanır veya iyice dağılır… Su akar yolunu bulur ve bazen o yol bizim hiç aklımıza gelmeyen bir yerden olur! Kendimizi güvende tutmak güdüsüyle, suyun yolunu belirlemeye kalkmayalım.
  • Kural koymaktan, çerçeve çizmekten, -meli -malı davası gütmekten, insanları itip çekip kendi arzumuza göre yönlendirmekten, her şey benim tercihime ve doğrularıma göre gitsin demekten vazgeçelim. Her günün farklı, her durumun özel, her deneyimin bir keşif ve öğrenme vesilesi olduğunu, bazen alışmadığımız gibi yapmanın daha verimli deneyimlere yol verebileceğini idrak edelim. Denemek ve öğrenmekten korkmayalım!
  • ”Ben ‘doğru’ olanı olması gerektiği gibi yaptım, söyledim, anlattım… Beni dinlemediler, ciddiye almadılar, beğenmediler, eleştirdiler, haksızlık ettiler!” diye ilenmeyi de bırakalım. Biz kendi doğrumuza göre konuştuk ve davrandık! Herkesin de kendisine göre bir doğrusu var. İnsanların bizi dinlemeden yaptıkları tercihlerini kişisel almaktan vazgeçelim. İnsanları istediklerine inanmak, istediklerini yapmak, kendi deneyimlerini yaşayıp kararlarını vermek için salalım.
  • Kendimizi birilerine kabul ettirmek, ispat etmek, gücümüzü görmelerini ve hakkımızı vermelerini sağlamak gibi dertleri bir yana koyalım. Biz kendimizce uygun olanı yaparak yaşamaya devam edelim ve onay, saygı, kabul beklentimizi minimuma çekelim.
  • Korumak istediklerimizi bile kontrol etmek yerine sadece gözleyelim, gerektiğinde ya da istendiğinde el uzatalım. Belirleyici, dürtükleyici, çekilbenyapayımcı, banasorsansöylerdimci, eleştirici, yargılayıcı olmayı bırakalım.
  • Birilerine çok kızdığımız zaman aslında onların bize kendimizi kontrolü kaybetmiş ve güçsüz hissettirdiklerini, içten içe daha güçlü ve belirleyici olamadığımız için kendimize kızdığımızı ve bu duyguyu karşımızdakine yansıttığımızı fark edelim. Kızdıklarımız bize kendi içimizdeki güçsüzlük korkusuna ayna tutuyorlar… Her şeye yetmek, her şeyi belirlemek, her konumda baskın çıkmak zorunda olduğumuzu zanneden yanımıza bir dur diyelim. Kendimize adil ve şefkatli davranalım. Başkalarının davranışlarıyla oluşmuş bir türbülansın içine çekilmeyelim. Karşımızdakilere vermemiz gereken cevapları daha sakin, daha kontrollü, daha işlevsel bir düzlemde şekilendirmek için kendi merkezimizde kalalım.

EN ÖNEMLİSİ; Ters giden, akmayan, karmaşıklaşan, beceremiyormuşuz gibi görünen şeylere, kontrol etme, gücümüzü gösterme, hatasız olma çabasıyla değil, korkusuzca bakalım. Hata, eksik, tutarsızlık görmekten çekinmeyelim. Gördüklerimizi keyifle kucaklayalım ve bunları bulmuş olmanın bize yepyeni başlangıçlar için olanak vereceğini düşünüp heyecan ve coşku duyalım! Yoo valla delirmedim, gayet ciddiyim 🙂 Hayata böyle bakarsak büyümeye devam edeceğimizi, böyle bakamazsak kalbinde bir çocuğun beceriksizlik korkusunu büyütürken, dışında güçlü ve büyümüş görünme kaygısıyla kaskatı duran ve asla gelişemeyen insanlar olacağımızı fark edelim.

Engel, kısıtlama, yargılama, çuvala dolanma, başarısızlık gibi görünen şeyler bize verimsiz yaklaşımları geçmişin çukura sallamak, yeni bakış açıları geliştirmek, yeni ufuklara yönelmek, daha önce denemediğimiz şeyleri denemek için vesile olsun.

Güvenli, tanıdık, kurallara ya da bizim bellediğimiz doğrulara uygun gelen ama yapılırken kuru, verimsiz, işlevsiz, katır kutur, tatsız bir hal alan, bizi de bunaltan, bir yere varamadığımız hissettiren şeylere, güçlü ve kontrol sahibi görünmek için sırtımızı yaslamayalım.

Gerçek güç düşünce kalkmak, yenilince geliştirmen gereken becerileri fark etmek, rüzgarda savrulunca kırılmak yerine esnemek ve toparlanmak, yorulunca nefeslenip yola devam etmek ve  belki de başka bir yol bulmaya cesaret etmektir. Bunu yapma becerisini size kimse veremez ve bunu deneme hakkını kimse sizden alamaz.

Hayatın nasıl akması gerektiğini belirlemeye çalışmayı, başkalarını kontrol etmeyi ya da birilerinin sizi korumasını beklemeyi bırakın. Hayatınıza sahip çıkın ama bunu ”şöyle lursa mutlu ve güvende olacağım” gibi kurallar belirlemek olmadığını fark edin. Yarına dair yargılarda bulunmayın. Olanın içinde var olacak ve ne olursa olsun hayatınızı anlamlı kılacak birşeyler yapabileceğinize inanın.

Adımlarınızı HAKLI ve GÜÇLÜ görünmek değil ÖZGÜR ve GERÇEK olmak arzusuyla şekillendirin. O zaman hayat size su olup akacak mecralar açar.

Haydi yaşam sevincimizi canlandıran bir parça ile bitsin bu yazı…

 

12 Adet Yorum

  1. Aylin

    Sevgili Juno, bu günün ışığı güneşten değil sizden geldi. Gönlümdeki karanlıklar aydınlandı. Dileğim sizin de bir Juno’nuz olması:) Varlığınıza ve paylaşımlarınıza teşekkür ederim.

    1. JUNO

      Çok tatlısınız 🙂

  2. last light

    Sevgili Juno dünden beri içimde kocaman bir öfke topu ve kalbimde bir ağrıyla ayakta durmaya çalışıyorum. Şu haklı ve güçlü olma davası beni ele geçirmiş durumdayken yine hayatta su gibi akmam gerektiğini hatırlatan yazına denk geldim. Seni tanımadan çöl seviyorum. Bana uzaklardan hep enerji gönderiyosun, kalbimdeki yerin gerçekten çok özel. Teşekkür ederim 🙂 Güzel hafta sonları!

    1. JUNO

      Sevgiyle kucaklıyorum

  3. Funda

    Yine benden bahsetmissiniz. Bugunler zor geciyor ama zorluklarin bitecegini biliyorum. Kisir dongunun kirilmasi icin ne yapmam gerektigini, nasil sakinlesecegimi bilmiyorum. Cok buyuk bir travma yasiyor icim. Ama birine anlatinca bir cok insanin yasayabilecegi duygusal calkantilar sanki. O kadar da abartilacak bir sey degil. Ben abartiyorum, ben fazla kurgulayip fazla hassas ayardayim diyorum. Olacak olan olur kontrol edemem. Gelecege olumlu bakmak icin olani kabullenmek icin ne yapmaliyim sizce?

    1. JUNO

      Bırakın olacaklar olsun… Umut ve sevgi sizinle olsun yeter ki… Yeter ki sizi Yaratan’ın çok sevdiğine ve güven merkezinin orası olduğuna inanın.

  4. Merve

    Bir Yengeç olarak yoluma ışık tuttu. Gerginliğim dolunaydan diyordum ama daha fazlasını kavramak için bunları okumam gerekiyormuş. Umarım önerilerini hayata geçirebilirim. Teşekkürler Juno. 💙

  5. Pelin

    Çok iyi geldi ya gerçekten sağolun

  6. Ayfer Bircan Kunkut

    Teşekkürler, her zamanki gibi harika😊💐

  7. Günəş

    Söylediklerimizin şimdi 2 ci baharında yola .☘️…. Aslında bizleri kendilerini keçə bilmədikləri əngəlləri bizlərə sunmalarinda iyrənc bir şey..🙄.
    Her kesin bu dünyada öz vəzifəsi yolculuğu var. 🌼 Anlasalar 😏 …… ☄️

  8. Filiz

    Sevgili Juno içimi ferahlattın teşekkür ederim

  9. Cg

    Cok guzeldi tesekkurler

Bir Cevap Yazın

Arşiv

Kategoriler

%d blogcu bunu beğendi: