22 Nisan 2016, AKREP Burcu'nda DOLUNAY; Bırakamadıklarımızın Esiriyiz!

Cesar Biojo
Resim:

22 Nisan 2016, AKREP Burcu'nda DOLUNAY; Bırakamadıklarımızın Esiriyiz!

22 Nisan 2016 günü İstanbul’a göre saat 08:25’de DOLUNAY adını verdiğimiz Güneş – AY karşıtlığı tam halini alıyor.
Haritayı değerlendirirken aşağıdaki göstergeleri dikkate alıyorum;

  • Güneş Boğa Burcunun 2 derecesinde ve 12’inci evde. AY ise Akrep burcunun 2 derecesinde ve 6’ıncı evde.
  • AY’ın girdiği Akrep’in modern yöneticisi Pluto 8’inci evde, Oğlak’ta retro konumda.  Güneş’in girdiği Boğa’nın yöneticisi Venüs Koç’ta ve 11’inci evde. Venüs Uranüs ile kavuşumda ve Pluto ile kare açıdalar.
  • Akrep’in klasik yöneticisi mars retro konumda Yay’da ve 6’ıncı evde. Yükselen noktası ile karşıt konumda.
  • Haritanın yükseleni İkizler’in 13 derecesi. Satürn de 7’inci evden Yükselen’e karşıt açıda.
  • İkizler’in yöneticisi Merkür Boğa’da, 12’inci evde. Merkür, Pluto, Güney Ay Düğümü ve Kuzey AY Düğümü – Jüpiter Kavuşumu arasında uçurtma var.

Rahatsız olduğum için maalesef gecikmeli olarak yazdığım MEALİ;
İNSAN BIRAKAMADIKLARININ KÖLESİDİR!
Bırakamama halinin bir edilgen türü vardır;
Bazen bir varoluş haline FECİ HALDE tutunuruz. O kadar ki artık bunun adına tutunmak değil saplanıp kalmak denir. Bu konum, bu duruş, bu tercih, bu SABİT FİKİR ya da ALIŞKANLIK bizi ve bizimle birlikte varlığını sürdürmesi beklenen her şeyi paslı bir çivi gibi işlevsiz hale getiriyorsa, hayat bizi bunun artık mümkün olamayacağı konusunda uyarır. Biz bunda ısrar edersek, kendimizden kaybettiklerimizin boyutu tehditkar hale gelmeye başlar.
Bize konforlu, rahat, kolay, tanıdık gelen bir durumu terk etmemek için KONFOR ALANIMIZA, sağlığımıza, ve aslında hayatımızda kalmasını istediğimiz her güzelliğe zarar veren bir hale düşebiliriz.
Bırakamama halinin bir de etken türü vardır;
Bizi korkularımız, tutkularımız, güç ve iktidar elde etme arzularımız, saplantılarımız yönetmeye başladıysa, biz kendimize göre OLMAK İSTEDİĞİMİZ KONUMA doğru ilerlediğimizi düşünsek de, aslında evrensel sistemin bize koyduğu hedeflere göre kulağımızı tersten gösterdiğimiz varsayılır.
Neden ”tersten” derseniz… Hayat bize almamız gereken dersleri buradan da verir :))) NASIL MI?
En çok varmak istediğimiz, en fazla hırs haline getirdiğimiz, gözümüzün karartıp ne pahasına olursa olsun peşine düştüğümüz konumlara doğru ilerlerken bize sorar; ”GERÇEKTEN BUNU DA YAPACAK MISIN? Emin misin… Yani kendini de koşulları da bu kadar zorlamaya kararlı mısın? Peki bunu da feda edecek misin?” … Bizi biz yapan bir çok şeyi feda ederek hırs ve ısrarla ilerlemeye devam edersek, bazen yolda sağlam bir çakılma ve acı deneyimi ile uyarır. Onunla da yetinmezsek istediğimiz yere bizi çıkartıp, sonra da buraların umduğumuz gibi yerler olmadığını, huzur, güven, mutluluktan ziyade daha fazla baskı ve kaygı ile baş etmemiz gerektiğini bize gösterir.
En sonunda da, sadece gücü terk edemediğimiz için, bizim gibi hırs ve kararlılıkla üzerimize gelen bir başka güç tarafından yerimizden ediliriz!
ELDE EDİLEN HİÇ BİR DÜNYEVİ KAZANIM EBEDİ DEĞİLDİR.
İnsan konumların, ilişkilerin, tanımların, düşüncelerin, doğruların geçiciliğini idrak ve kabul ettiği kadar değişmeyen tek gerçeğin farkına varır;
İNSANI DEĞERLİ KILAN SAHİP OLDUKLARI DEĞİL FONKSİYONUDUR!
Fonksiyonunu yitiren hiç bir şey, konumunu koruyamaz. Ama zaman içinde yeni bir fonksiyon edinmeyi, hayatın akışını desteklemeyi, içinden geçilen süreç için yararlı olmayı başaran her şey yeni bir düzlem ve tanımda yeniden önem kazanır.
Yani insanı değerli kılan sımsıkı tutup bırakmamak değil, esnek, hareketli ve işlevsel olmaktır 🙂
Bu kadar felsefe dersinden sonra durum hakkında bir kaç kelam edelim :)))
Bu DOLUNAY dönüşümün zorunlu olduğuna dair sinyaller verecek hepimize!
Sosyal düzlemde de, geçerliliğini, işlevini yitirmiş bazı kurumlar, kişiler ve oluşumların, yumuşak bir geçişi, ılımlı bir çözülme sürecini reddetmeleri halinde, sert bir uyarı, beklenmedik bir gelişme ile dönüşüme zorlandıklarına şahit olabiliriz.
Bireysel düzlemde, bilinçli olarak vazgeçmeyi kabul etmediğimiz şeylerden – tercihler, düşünceler, saplantılar, konumlar, ilişkiler – zorunlu olarak vazgeçmekle ilgili deneyimler yaşayabiliriz. Bunun nedeni vazgeçmemiz gerekenlerin işlevini kaybetmiş olması ve bizi de işlevsiz hale getirmeye başlamış olmalarıdır. Eğer biz kendi idrakimizle harekete geçmiyorsak, günlük yaşamımızda bizi bu konuda zorlayan olaylarla ve insanlarla karşılaşmamız mümkündür.

  • İlerlemeye çalıştıkça tanıdık hatalar ayağımıza dolanmaya başlamışsa, geçmişte de aldığımız uyarılar artık daha yüksek sesle kulaklarımızda çınlamaya başlamışsa, yönümüzde ısrar etmek bize bir şey kazandırmaz. HAYAT KENDİSİYLE BİRLİKTE AKMAYI KABUL EDENLERE, korkularımız, önyargılarımız, saplantılarımız yüzünden öngöremediğimiz NİMETLER SUNABİLİR…
  • Elbette kendi iktidarlarından, duruşlarından , fikirlerinden vazgeçmeye yanaşmayan ve bu nedenle bizi zora koşan insanlarla da sınanabiliriz. Böyle karşılaşmalar da bizi kendi içimizde vazgeçmekte zorlandığımız bir kör nokta ile yüzleştirir 🙂 KORKUYLA BOYUN EĞMEDEN ama İKTİDAR MÜCADELESİNE de GİRMEDEN, sadece doğru bildiğini söylemek ve gerisini zaman bırakmayı bilmek çok zor kazanılan ama yararlı bir niteliktir!

BURÇ ve YÜKSELEN BURÇ için aşağıdaki yorumları okuyabilirsiniz;
KOÇ veya YÜKSELEN KOÇ: Üzerinizde iktidar kurmaya çalışan insanlarla çatışma olasılığınızın yüksek olduğu bir zaman. Haklı olsanız da, yöntemlerinize dikkat edin 🙂 Değerinizi ispat etme güdüsüyle – karşınızdaki gibi bir – zorbaya dönüştüğünüz anda, kazansanız bile kaybedersiniz! Esnek ama kararlı olursanız yaratıcılığınız daim olur ve hayat sizi işlevsel kalmanız için destekler. Daha fazlasını elde etmek için aşırı sözler vermemeye, kendi sınırlarınızı aşan işlere ya da harcamalara kalkmamaya da dikkat edin. Saygınlık makul sınırları bilip onların içinde üretken kalarak elde edilir 😉
BOĞA veya YÜKSELEN BOĞA: İşte ve aşkta karşınıza çıkan herkesle çatışma olasılığınızın yüksek olduğu bir zaman. Siz her zamanki gibi ”taş yerinde ağırdır” prensibiyle, düşünceleriniz ve planlarınızdan milim oynamamaya kararlı olsanız da, karşınızdakiler sizin sandığınız düşünceler ve planlar içinde olmayabilirler. Bu ara herkese varsayımlarınız, kaygılarınız, korkularınız ile yaklaştığınızı fark edin. İnsanları olmalarını istediğiniz yerlere SÜRÜKLEMEKTEN vazgeçip dinlemeye, izlemeye, anlamaya çalışırsanız, saf-salak, ya da fazla şüpheci gibi durumlara düşmenize gerek kalmaz :))) Olanı görür ve almanız gereken tavrı alırsınız.
İKİZLER veya YÜKSELEN İKİZLER: Kendinizi işlevsiz, yorgun, tükenmiş hissetmeniz pek mümkün. Ya da içinde kaldığınız durumu taşımak konusunda tamamen isteksiz hatta kızgın ve kaygılı olabilirsiniz. İş hayatınız, sağlığınız veya gündelik düzeniniz konusunda yaşadığınız sorunlara dair, aslında epeydir gözardı etmeye çalıştığınız sinyaller alıyordunuz. Ama bunları dikkate almamak size daha kolay geliyordu. Şimdi ise bir kayıp ya da kendinizi tehdit altında hissettiğiniz bir durumla karşı karşıya kaldınız. Bu durumu olduğu gibi almaya çalışın. Ve sizi içine düştüğünüz durumla ilgili asıl korkutanın ne olduğunu fark edin. Korkuyu bırakırsanız, olayın sandığınız kadar vahim olmadığını anlayacaksınız.
YENGEÇ veya YÜKSELEN YENGEÇ: Hayat değişiyor! Ama siz kendinizi buna hazır hissetmiyorsunuz. Karşınıza çıkan bir çok fırsat var. Ama siz fırsatlarla değil, mutlu olmakla ilgileniyorsunuz 🙂 Ve şu an olanlar size kendinizi, mutlu, seviliyor, şımartılıyor filan gibi hissettirmekten çok uzak… Hayatınızda kalmasını istediğiniz insanlar, size rağmen bazı kararlar alıyorlar. Ve siz bunlara uyum sağlamak istemiyorsunuz. Kızgınlık, kıskançlık, olay çıkartma arzusu gibi güdülerinizin ipini fazla bol bırakmayın bu aralar :))) Onun yerine olanı biteni okumaya ve adapte olmaya çalışın. Evren sizi sever! Bazen sizin istediğiniz gibi olmaması, hayatın sizi sizden korumak istemesi yüzündendir…
ASLAN veya YÜKSELEN ASLAN: Hayat planlarınızda meydana gelen değişimler veya tıkanmaları, iktidarınıza yönelik bir meydan okuma olarak almayın :))) Kendinizi güvende hissetmek için, olayların kontrolünüzde olduğunu bilmek isteyen bir modelsiniz evet… Ama işte bazen hayat bir süreliğine kontrol edilemez olur. Burada kontrol etmeniz gereken şey sadece kaygılarınız… Ertelenen, zora giren şeyler size kendinizi güçsüz ve anlamsız hissettirmesin. Gerçek güç, her şey beklenenin tersine gelişse de, ayağını yere sağlam basmak, değerlerinden ödün vermemek, güvenilir biri olmaya devam etmektir. Ev hayatınızda sorunlar yaşıyorsanız, onları da çözmek için katı olmak yerine kararlı ama ılımlı olmayı seçin. Yoksa kendinizi sevdiklerinizle değil, içinizdeki sevmediğiniz huylarla kavga ederken bulabilirsiniz.
BAŞAK veya YÜKSELEN BAŞAK: Olaylar sizin beklediğiniz gibi gelişmiyorsa, birileri yolunuza taş koyuyorsa, hele de bu insanlar çok yakınınızda, hep etrafınızda olması gereken insanlarsa, DELİRMEDEN önce düşünün! Acaba siz hayat planlarınızı hep birilerinin üzerine mi kuruyorsunuz? Acaba ileri gittiğinizi fark edebilmek için hep birlerinin de sizinle yürüdüğünü ya da sizi destekleyip onay verdiğini, onlar için kıymetli hatta vaz geçilmez olduğunuzu görmeye mi ihtiyaç duyuyorsunuz? Sanırım artık, kendi yolunuzu bulmanın, insanlardan beklentilerinizi kesmenin, doğru yolda olduğunuzu hissetmek için iç sesinize güvenmenin zamanı geldi. Ya da aldığınız tepkileri samimiyetle gözden geçirin bakalım; acaba siz de hani şöyle çoook derinde bir  yerde kızdığınız insanlara mı benziyorsunuz 😉
TERAZİ veya YÜKSELEN TERAZİ: Hayat düzeninizde meydana gelmekte olan değişimler sizi ürkütüyor. Maddi manevi kaybetme korkularınızın, değersizlik algınızın tavan yaptığı bir zaman! HAYAT SİZE UMDUĞUNUZU VERMİYOR gibi geliyor ise, bunun birkaç sebebi vardır; Ya beklentileriniz çok yüksektir… Ya verilenin kıymetini bilmiyorsunuzdur… Ya almak istediklerinizin karşılığını vermeye uygun ya da hazır değilsinizdir… Ya da olmayacak yerden olmayacak şey bekliyor ve alamayınca da kendi değerinizden şüpheye düşüyorsunuzdur! Siz iyisi mi, çıkın bu kafadan 🙂 Bazı şeylerin alıştığınız gibi gitmeyeceğini kabul edin. VE UYUM SAĞLAYIN! Aaaa yoksa uyum üstadı, içindeki inatçıyla mı karşılaştı hımmm :))))
AKREP  veya YÜKSELEN AKREP: İş ve hayat ortaklıklarınız konusunda canınızı yakan ya da yakmasından endişe ettiğiniz bir takım gelişmeler meydana geliyor olabilir… Ama bunların hiç biri sürpriz değildi biliyorsunuz değil mi? Saplanıp kaldığınız tutumların, vazgeçemediğiniz tercihlerin, ya da basitçe korktuğunuz şeylerin, şimdi başka bir korkunuzla yüzleşmenize vesile olduğunu fark edin. Sanki siz yalnız bir kurtmuşsunuz da kimseye ihtiyacınız yokmuş gibi davransanız da, aslında bağımlı bir yanınız var. Ve bunu insanları kendinize bağımlı hale getirerek örtmeye, gizli gizli tatmin etmeye çalışmak sizi arada bir zora sokuyor 😉 Şimdi takke düştü, ayna göründü… Artık karşınızdakiyle uğraşmayı bırakın da, sizi böyle davranmaya itenin ne olduğuna odaklanın. Tüm şefkatimle kolay gelsin…
YAY  veya YÜKSELEN YAY: Yapmanız gerekenlerin ya da hayatınızın aldığı şeklin sizi tatmin etmediği, içinizdeki bastırılmış korku ve kaygıların sizi her şeyi bozmaya teşvik ettiği bir halde olabilirsiniz. TİKKAT EDİN! Hayatınızda size kıpırdayacak yer kalmamış gibi hissediyorsunuz dimi… O zaman önceliklerinize bir  göz atmanız gerekecek. Sizi saplanıp kalmış gibi hissettiğiniz bu duruma hangi tercihleriniz, hangi olmazsa olmazlarınız getirdi? Eğer onlara hala sahip çıkıyorsanız, demek ki durumunuzdan şikayet etmenizin pek bir anlamı yok. Alttan alta kendinizi sabote edecek şeyler yapıp, sonra da ”Aaa bak valla zaten bu böyle gitmiyormuşşşş!” filan demeye çalışmayın :))) Delikanlı gibi arkasında duracağınız adımlar atın ya da biraz sabredin.
OĞLAK  veya YÜKSELEN OĞLAK: Sizin gönlünüz yelken açmaya meyletmiş ama rüzgarın estiği yerde sorun var :))) Ya yine ”çıkamadığınız dağlar, dalamadığınız denizler” sizi kendine çekiyor, ya da siz ben zaten bunlara çıkamam diye kendinizi hiç bir şey yapmamaya mahkum ediyorsunuz… Tatlım dönün kendinize niye ille böyle birşey istediğinizi, ve böylesi olmazsa hiiiiç birşey istemediğinizi bir sorun :))) Siz bir yere – bir aşka, bir projeye, heyecan veren ama ürküten bir meseleye- takılmışsınız, oradan bir türlü sökülemiyorsunuz. Bunu fark ederseniz enerjinizi daha verimli konulara yönlendirecek, daha üretken ve hoşnut olabileceksiniz.
KOVA  veya YÜKSELEN KOVA: Sizi çağıran bir ufuk, üstlenmeniz için bekleyen bir görev, içinizi kaşındıran bir sorumluluk var… var da işte sizin hareket edesiniz yok :)))) Sizi geri çeken ve bir türlü akıp gürleyememenize neden olan bazı içsel takıntılarınız var. Kendinize bir sığınma alanı bulmuş ve oraya çekilmişsiniz. Bunu bazı aidiyetlerle açıklıyor olabilirsiniz. Ama dikkat edin, aidiyetlerin size getirdiği sorumluluklardan da hoşnut değilsiniz. Yani aslında sizin SORUMLULUK ALMAKLA ilgili bir sorununuz var! Bunun adını koyun… Sonra hayatınıza yön vermek sorun olmaz 😉
BALIK veya YÜKSELEN BALIK: Bir menzile doğru gidiyorsunuz ama içiniz heç rahat değil. Kafanızın içinde tilkiler kuyruklar birbirine değmiyor :))) Geleceğinizi güvende hissetmiyorsanız, yapmanız gereken şey kaygılanıp durmak yerine ADIMINIZI DURUMA UYGUN ATMAK! Bir türlü çıkamadığınız, saplanıp kaldığınız bir süreç içindesiniz. Önce bunu bir fark edin. Sonra hangi tercihlerinizin elinizi ayağınızı bağladığını saptayın. Bu aralar karşınıza çıkan bir fırsat ya da önünüzde beliren bir risk maddi ve manevi anlamda önceliklerinizde değişiklikler yapmanıza neden olacak. Yani zaten durduğunuz yerde pek uzun duramayacaksınız 😉 O yüzden uygun adım marş!

0 Yorum

  1. Yine tam 12’den vurdunuz ?çok geçmiş olsun acil şifalar diliyorum

    1. JUNO

      Teşekkür ederim 🙂

  2. tugce

    Ne diyeceğimi bilemiyorum. Sabah yine kafamda bir sürü soru ile belki Juno’da cevap bulabilirim diye sayfayı açtım. Ve evet sanki konuşmuşuz gibi cevaplar burada. İyi ki varsınız!

    1. JUNO

      Aaa çok sevindim 🙂
      Kolay gelsin

  3. Teşekkürler Juno, çok geçmişler olsun….:)

  4. Pınar

    Bir balık olarak uzun zamandır ayrılmayı düşündüğüm işimden ayrılmaya karar verdim,uygun Adım marş juno ,tebrikler☺

  5. Ycg

    Geçen güneş tutulması tam benim güneşimin üstünde oldu, kötü gidecek iyi gelecek diye umut ettim ama değişen birşey olmadı (yine kötüye gidiyor) ve yine umut bitti.
    Şimdi hareket et diyorsun ama benim hareket etmem için paraya ihtiyacım var, o para da bende yok. Heç paradan da bahsetmiyorsunuz. Şimdi ben nereye – nasıl hareket edebileyim ki?
    “bu aralar ” elime para geçecek mi? Onu söyle ki bari; elimden gelen bir şey yok, en azından umut edeyim. 🙂

    1. JUNO

      Sen de beni buldun itip çekecek :)))
      Ben naapiyim bu güne gelirken bana mı sordun dostum…

      1. Ycg

        Estağfurullah, belki bir akıl verirsiniz diye meşgul ettim sizi.
        Kusura bakmayın.

  6. Nebahat ÖNDER

    Sevgili juno sizin yazılarınız hayatıma hep bir yerden dokunuyor ,kaçırmamaya çalışıyorum yeterince size teşekkür edemiyorsak bizi affedin.Bu aralar babam rahatsız hastahanede 2 aydır birlikte kalıyoruz .Sohbetimizde megerse bu yaşıma kadar bildiğim şeyin yanlış oldugu çıktı ben hep sabaha karşı dogdugumu biliyor iken babam israrla akşam namazından hemen önce dogdun dei yani 17.00 ile 19.00 arası ?ben bu durumda hangi yükselendeyim?Lütfen bana yardım edin 03.03.1963 Ankara dogumluyum.Ben kendimi balık bilirken yoksa alık mı kaldım? Şimdiden çok teşekkür eder işlerinizde kolaylıklar dikerim.Saygı ve sevgilerimle
    . iPad’imden gönderildi
    22 Nis 2016 tarihinde 10:46 saatinde, JUNO Kendi Halinde Bir Yıldız Gözlemcisi şunları yazdı:
    > >

  7. Ebru zzzz

    Şimdi uyum sağla çok şey istiyosun demek ki vazgeç ya da bekle diyen terazi burcum var ve yükselen kovanin son derecelerinde olan sorumluluk almaktan korkuyorsun diyosunuz sonra balık var okumam gereken duruma uygun hareket et de naparsan yap diyo şimdi ben ne yapıcam kaçmak istiyorum değersizligin dibini sıyırıyorum ay burcum da aslan onu da okuyayim mi iyice hareket edemez hale geleyim…….birlestiremedim sayın juno ağır geldi kimse beni istemiyo triplerindeyim…….

    1. JUNO

      Başkalarından istemeyi bırakın kendiniz için iyi olanı yapın… Cevap hep budur 😉

      1. Ebru zzzz

        Bir terazi için imkansıza yakın lakin artık bunun için ugrasicam sevgili koçlara selam olsun gozlemlemek istiyorum kendilerini :))) kendin için cesaretle bişeyler yapmak onların işi değil mi :))

  8. Hande Ravaioli

    Sevgili Juno,
    Cevapları bir bir vermişsin. Keşke bu sabah okumuş olsaydim ama buna da şükür.
    ??

  9. Nilgün

    Sevgili Juno, geçmiş olsun Dilek’lerimle teşekkür ederim size.

  10. Sunay Hamitovali

    Geçmiş olsun, bir an önce iyileşmeni dilerim Juno. Yine ne guzel yazmışsın. Yazdiklarin her daim doğrular. Arada bir okuyup insanin kendini sorgulamasi iyi oluyor. Sorun şu ki insan tam da nerde hata yaptiğını pek anlayamiyor ta ki üstünden zaman geçip de daha objektif bakana kadar..

  11. pinar

    Junom; Sen diyosun ya yukselen disinda gunes burcunuzu da okuyun diye Ayrica soyle bi durum var.Bu dolunay yukselenime gore 11. evimde gerceklesti ama derecesine bakinca akrebin 2 derecesi haritama Gore 10. Evimde kaliyor yani bir de kovayi mi okumak lazim..mi ki :))

    1. JUNO

      :)))) oku tatlım zarar gelmez

Bir Cevap Yazın

Arşiv

Kategoriler

%d blogcu bunu beğendi: