19-21 Nisan arası Merkür Uranüs Kavuşumu, Ani ve Belirleyici Bir Adım!

Bir karar verdim ve tüm hayatım değişti deriz ya hani… Bir adım atarız ve bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Bir ömür bizimle kalacak bir dövme gibi üzerimizde taşırız bazen söylediğimiz bir sözün yankılarını… Ya da, bir başkası öyle bir söz söyler ve  bir uyanış belirir zihnimizde tıpkı bir şimşeğin gökyüzünü aydınlatması gibi. O anın getirdiği idrakla, artık hayata eskiden baktığımız gibi bakamayız…

İşte bu aralar öyle bir adım atıyor, öyle bir karar ya da bizi dönüştüren keskin bir algının eşiğinde duruyor olabiliriz! Bir yerlerde birçok insanın hayatını etkileyecek geniş kapsamlı kararların alınıyor, kalıcı adımların atılıyor olması da mümkün elbette… Neden mi?

Merkür, Uranüs ile bir süredir yakın flörtte. 19-21 Nisan arası bu açı daha da etkili olacak. 20 Nisan’da –  Güneş’in Boğaya geçtiği gün – ise tam kavuşum yaşanacak. Bu kavuşum Satürn’e de neredeyse tam 150 derece açıda gerçekleşecek. Zaten içinden geçtiğimiz süreç, göğün genel olarak da çok güçlü etkiler taşıdığı bir zaman dilimi; Neptün, evrenin dört büyük koruyucusundan biri olarak kabul edilen Formalhaut ile, Jüpiter Rigel ile kavuşum halinde. Kuzey Ay Düğümü ise Sirius‘a paralel… Bunlar, gündelik olanın ötesinde sahneye konan uzun soluklu senaryoların bileşenleri.

Şu Jüpiter – Rigel kavuşumuna biraz değinmekte fayda var aslında… Rigel Orion takımyıldızının bir parçası… Orion, göklerin avcısıdır; çapkın, gözü doymaz, maceraperest ve hırslı… tıpkı sadece kendini mutlu etmek için yaşayan ve yaptıklarının başkaları üzerindeki etkilerini umursamayan insanlar gibi. Rigel ise, topuğundaki akrep ısırığıdır! Yenilmez olduğunu sandığı için, giderek daha korkusuz ve cüretkar olan avcıyı deviren minicik bir darbe… Aşil’in topuğundaki boşluk gelmiyor mu insanın aklına!

İstediğiniz öyküyle bütünleştirin Rigel’in anlamını, verdiği tek bir ders vardır; hepimiz kendimizi en güçlü zannettiğimiz zamanlarda yaptığımız gereksiz ve uygunsuz ataklarla geçeriz çöküşe… En güçlü yerimiz aynı zamanda en zayıf yanımızdır. Boşa düşüp, haddimiz olmayan bir atak yapar ve tam o noktada attığımız minicik bir hatalı adımla, belki akış içinde farkına bile varmadığımız bir yıkım döngüsüne geçiveririz…

Jüpiter’in aklı bir karış havalarda bu ara 🙂 O yüzden, giderilmesi gereken varsayımlar, aşılması gereken beklentiler, yanıltıcı mesajlar var zihnimizde ya da etrafımızda. Rigel – Jüpiter kavuşumu, 25 Nisan’daki Dolunay’ın da baş rolünde olacak… Yani giderilmesi gereken tüm abartılar topuğundan vurulacak.

Ama şimdi Merkür-Uranüs kavuşumuna dikkat edelim biz. Tam uçuyoruz sanırken hataya düşmemek için, olana bitene duyarlı ve en önemlisi vicdanımıza sadık olalım! Dikkatli olalım tufaya gelmemek için… Bazen çok kolay ve davetkar görünse de, izi bir ömür alacak o adımı atmamayı, ya da önümüze düşen bir uyarıyı görmezden gelmemeyi seçelim.

Neptün ile kavuşumda olan Formalhaut göğün koruyucusudur derler… Onunla hemen hemen aynı derecede bir de Sadak-al-Malik vardır. Malik olana yani Yaratan’a sadık olan demektir… Yaratana sadakat, vicdanımıza ve özümüzdeki kodlara sadık kalmakla olur! Neptün bu aralar Boğa’da olan Venüs ile de uyumlu bir açı içinde… Şarabın bol, kadınların neşeli olduğu zamanı temsil eder Boğa’daki Venüs 🙂 İşler tıkırında, keyfimiz kıvamında olduğu zaman da, elden bırakmamalıyız demek ki sadakati… Rüzgar bizden yana esiyor gibi olduğunda da en temel kontratlarımızı unutmamalı, haddi aşmamalı, adap ve insanlık sınırlarını korumalıyız!

Evgeny Grinko’dan WALTZ … Dans ederken kendinizi fazla kaptırıp, hayatın ayağına basmamaya gayret edin 🙂 Hayat sizin ayağınıza basarsa da  mesajı es geçmeyip, durun! Mutlaka bir bildiği vardır…

[youtube=http://www.youtube.com/watch?v=VYCOg-yglNM]