Uranüs, Merkür, AY Düğümleri Arasında Büyük Kare; ''Vay Anasını Sayın Seyirciler!'' Deme Zamanı…

Nader Sharaf
Resim:

Uranüs, Merkür, AY Düğümleri Arasında Büyük Kare; ''Vay Anasını Sayın Seyirciler!'' Deme Zamanı…

Uranüs Boğa’da retro hareketine devam ederken, AY Düğümlerinin arasında bir T-Kare oluşturuyor. Bu açı Kasım ayının ortasına kadar etkili olacak ve hayatlarımızda ERTELENMİŞ yol ayrımlarını tetikleyecek.
11 EKim 2018 gününe özgü olarak da, Merkür Uranüs ile karşıt açı yapıyor ve AY Düğümlerini de dahil ettiğimizde, ortaya bir BÜYÜK KARE çıkıyor.
SABİT nitelikteki Burçlarda yer alan Büyük Kare’nin en belirgin özelliği, KALICI DEĞİŞİMLERE YOL AÇAN BİR KARARLILIK oluşturmasıdır.
Akrep’teki Merkür’ün teması, derin ve keskin bir içgörüdür! Kendimiz ve etrafımızdaki dünya hakkında bir içgörü yakalayabilir, bir türlü oturmayan parçaları yerine koyarak yeni bir farkındalık geliştirebiliriz. Ve bu farkındalık bizim hayatımızda dönüm noktalarını tetikleyebilir.
Sosyal anlamda bu aralar gündemi sallayacak bir iddianın ortaya atılması, gizlenmiş veya çarpıtılmış bir gerçeğin ortaya çıkması beklenebilir. Akrep’in ”karanlık” doğası nedeniyle, geçmişte meydana gelmiş bir olaya dair çarpıtılmış, manipüle edilmiş kanıtlara dayanan bir suçlama da söz konusu olabilir.
Kişisel hayatlarımızda ise, bizim görmeyi ya da anlamlandırmayı reddettiğimiz bir durumu, olanca açıklığı ile kavramamız mümkündür. Bu kavrayış, kararlı bir aksiyon almamıza da neden olacaktır.
Venüs-Mars karesi ve Venüs-Neptün üçgeninin etkisiyle, bu algıların aldanma-aldatma ekseninde gerçekleşmesi mümkündür.
Duygusal ilişkilerde kıskançlıklar veya davranışlardaki samimiyetsizliğe dair kuşkular ortaya dökülebilir. İfade etmekten ya da üzerine gitmekten kaçındığımız bir konuda aksiyon alıp, şüphelerimizde haklı olduğumuzu ya da şüphelenmemizin saçma olduğunu kesin olarak anlayabiliriz. Yani öyle ya da böyle şüphe ortadan kalkar ve gerçek ortaya çıkar.
İkili ilişkilerde uzlaşmakta zorlandığımız konular, ertelediğimiz yüzleşmeler, baskıladığımız çatışmalar varsa, bunlar ortaya çıkabilir ve yanılsamaların giderilmesi mümkün olur. Ortak bir zemin sağlanamayacağı anlaşılırsa, kalıcı kararlar alınabilir. Eğer geçmişte alınmış bazı yanlış kararlar, yanlış anlamalara bağlı kopukluklar varsa, bunların düzeltilmesini, geçmişten gelen sorunların temizlenip uzlaşmanın sağlanmasını mümkün kılan bir yüzleşme de olabilir.
Mahkemeli süreçlerde bağlayıcı hükümler ortaya çıkabilir. Ya da karşı tarafın veya sizin durumunuzu değiştirecek kanıtlar bulunabilir, mahkemenin seyrini değiştirecek niyetler veya talepler ortaya dökülebilir veya gizlenmiş bir sorun olduğu anlaşılabilir.
İş ilişkilerinde ise, gerilime neden olan konular, çıkar çatışmaları, şüpheler, bilerek gizlenmiş ya da bir türlü sebebi anlaşılamamış sorunlar, bu aralar ortaya dökülebilir.
Teknik sistemlerle alakalı arızalar ortaya çıkabilir ya da sürekli yaşanan bir arızanın temelinde yatan neden bulunabilir.
Kendimizle ilgili olarak da, sürekli sıkıntı yaşamamıza neden olan bir iç çatışma hakkında, aydınlama yaşayabiliriz. Örneğin tutarsız davranışlarla kendimizi sabote ettiğimizi fark edebiliriz. İstediğimizi söylediklerimiz ile yaptıklarımız arasındaki farkı görebilir ve bu çatışan eğilimlerin altındaki gerçeği kendimize itiraf edebiliriz. Ya da bir kişinin bizim hakkımızda yapacağı bir yorum, bize göstereceği bir gerçek, bizi düşüreceği bir çıkmaz, kendimizle yüzleşmemizi sağlayabilir.
Gerçek ile varsayım arasındaki en önemli fark, varsayımın bizim hayata dair gerçeklik algımıza dayanmasıdır. Her insan hayatı durduğu yerden, baktığı açıdan ve o güne kadar oluşturduğu kavrayış kapasitesi ile algılar. Hayata dair yorumlarımıza ”Benim görebildiğim ve anlamlandırabildiğim kadarı ile…” cümlesi ile başlamamızda ve daha fazla bileşenin de olabileceğini baştan kabul etmemizde fayda vardır.
Gerçeği görmek ve ona göre davranabilmek için, kişinin öncelikle HAKLILIK EGOSU’ndan ve YÜZLEŞME KORKUSUNDAN kurtulması gerekir. Olayları kendi tercih ettiğimiz şekle sokmak için uğraşmak ya da kendi yorumumuza uyan detayları yanyana koyup, uymayanları dışarıdan bırakan bir hikaye yazmak, sadece yolumuzu uzatır… Gerçekten kaçarak hem kendimize hem de başkalarına kalıcı zararlar verebiliriz.
Kabul uyum getirir 🙂 Ve bazen çatışmanın varlığını idrak etmek, çatışmayı yaşamak, idraki, kabulü ve yeni bir düzlemde oluşacak uyumu mümkün kılar.
I’d Rather Go Blind – Bunu Göreceğime Kör Olaydım … Beyonce yorumuyla 🙂

3 Adet Yorum

  1. Reblogged this on tabletkitabesi.

  2. yagmur

    ya yine mi çok güzelsın yine mi çiçek 🙂
    Yaradan göklerde ne oluyorsa yazda yerdekiler aydınlansın diye yaratmış seni 🙂 ne de iyi yapmış 🙂 kalbini, aklını, gezegen kombinasyonları yorumunu çoookk seviyoruz çookkk 🙂
    emeğine minnettarız bu yazı bilmem kaç kişiye gönderildi bile çoktan 🙂 birbirlerimizin arasında büyüyen ve büyüdükçe aydınlanan kalpler yaratıyorsun, dost sohbetlerimzin bir parçasısın resmen oturup hep birlikte kahve yudumlarken her bir paragrafı birimiz okuyoruz, bizlerin arasında kalbinde ve dudaklarındasın jUNOMUZ …. SEN İYİ Kİ VARSIN,,

    1. JUNO

      Onur verdiniz… Çok mutlu ettiniz… Sağolun Varolun 🙂

JUNO için bir cevap yazınCevabı iptal et

Arşiv

Kategoriler

Juno - Kendi Halinde Bir Yıldız Gözlemcisi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et