Terazi Burcunda Ay, Lilith ve Kuzey Düğümü Kavuşumu… BU ARA ÇOK MU KAYGILI MIYIM NEYİM :)

kaygili
Resim:

Terazi Burcunda Ay, Lilith ve Kuzey Düğümü Kavuşumu… BU ARA ÇOK MU KAYGILI MIYIM NEYİM :)

Lilith bildiğiniz gibi AY’ın karanlık yüzüdür. Ve bizim KAYGILARIMIZI tetikler. Bir süredir Kuzey Düğümü’nün yakınlarında gezdiği için, hepimizde GELECEĞE DAİR KAYGILI OLMA sendromu var.

Bugün Ay Terazi’den geçerken bu kavuşumu tetikledi!

O yüzden hepimizde bir depresif hal, bir ”en olumsuzu bekleme” eğilimi ve özellikle yol arkadaşlıklarımıza, hayat ortaklıklarımıza dair kaygılar baş gösterebilir. Kendimizi yalnız hissedebilir ya da ilişkilerimizin sorunlu yanlarını gözümüzde fazla büyütebilir, bastırdığımız tepkileri ya da korkuları dolaylı yollardan su yüzüne çıkartıp pasif agresif davranmaya meyledebiliriz.

Ancak Satürn de Kuzey ve Güney Ay Düğümleri ile ılımlı açıda…

MEALİ;

Dün yaşadığımız Güneş Tutulması ve Yeniay, yaşantımıza yeni bir düzen getirmek için yolumuzda yapmamız gereken değişiklikler konusunu gündemimize taşıdı.

Yapmamız gereken en önemli değişikliklerden biri; GELECEK KAYGISI ile yaşamayı bırakmak. Nasıl olsa soranlar olacağı için peşinen söyleyeyim, bu ”herşeye tozpembe bakmak” anlamına filan gelmiyor 🙂

Bunun tek anlamı var, o da KONFOR ALANLARIMIZI elden geçirmeyi kabul etmek!

İnsanın gelecek kaygısı duymasının, ve her adımını atarken elinde olanları korumaya alma endişesiyle davranmasının temel nedeni budur.

Sırf konfor alanımıza olan düşkünlüğümüz nedeniyle, elimizdeki ”bizi tatmin etmeyen” anlaşmaları korur ya da anlaşmayı, uzlaşmayı tamamen reddeden kişiliklere dönüşürüz. Geleceğimiz için yeni kapılar açmayan ilişkileri, ya da sağlıklı iletişimi imkansız hale getiren hayat tercihlerini ve tutumları devam ettiririz.

Ve bir şeyler ters gittiğinde ya da gitme ihtimali doğduğunda ETRAFIMIZDAKİLERE beklentili yaklaşarak ve onları suçlayarak vakit kaybederiz.

Oysa başkalarının değişmesini istemek, ummak ya da onların bizim istediğimiz gibi olmayabileceğinden korkmak, bizi ileri götürmez.

Okyanusta mahsur kalmış bu gemiyi ileri götürecek olan şey, olaylara vehim ve vesvese ile bulanmış bir camdan değil, dümdüz bakmak, teşhis koymak, rota çizmek ve sorumluluğu üzerimize aldığımız adımlar atmaya cesaret etmektir.

Bizi konfor alanımızın dışına çıkartan adımlar attığımızda, önümüzde YEPYENİ KAPILAR açılır.

Unutmayalım ki; ÇATIŞMA EŞ İSTEYEN BİR DANSTIR. Uzlaşma ise, ancak her iki tarafın da, adımlarını değiştirmesiyle mümkündür.

Uzlaşmış gibi görünüp tepkili olmak, sırf itiraz ettiğimizde olacaklardan korktuğumuz için boyun eğmek, bir şekilde bu düzenin bozulmasını istemediğimiz ve çatışmanın getirdiği mağduriyetten beslendiğimiz için oyunu sürdürmek, ya da uzlaşmayı asla kabul edemeyen, hep kendi istediğinde direten biz olduğumuz için çatışmalardan kurtulamamak, bizim tercihimizdir.

Bu tercihleri değiştirdiğimizde, iletişimlerimiz, yol arkadaşlıklarımız değişecek ve hayat planımıza dair kaygılar yerine bir türlü izin veremediğimiz olasılıklar bize eşlik edecektir 😉

Bu yazıyı yazmam gerektiği konusunda bana ilham verdiği için Canım Okan Avcı’ya teşekkür eder ve onun bana hediye ettiği nefis bir müziği size hediye ederim.

CINEMA PARADISO – Charlie Haden & Pat Metheny

0 Yorum

  1. Ozan

    Merhaba! Çok güzel bir yazı olmuş. Bu kadar istikrarlı bir şekilde etkili ve doğru yazmana ayrıca saygı duyuyorum. Teşekkürler Juno!

  2. yazı ve yorum her zamanki gibi harika. ama ben müziğin dublaj yaptığı filme dikkat çekmek isterim izlemeyenler için. muhteşem!

    1. JUNO

      Evet 🙂 Cİnema Paradiso MİKEMMEL bir filmdir.

  3. scorpiohead

    Sevgili Juno, yazın bi süre önce yorum yazdığım başka bi yazını hatırlattı. yorum da diil aslında; buğulu bi pencerenin arkasından bakar, yalnızca seyreder hissettiğimi yazmıştım. buğuyu görüp durmam benim endişe ve kaygılarımdanmis. hatta daha doğrusu ben onlar yüzünden o pencereden bakmaya devam ediyormuşum. ister umut sanılan beklenti de ister saf umut de bi sebepten orda durmaya devam ediyormuşum. durumun kendisinde bi değişiklik yok, belki daha bile buğulu. ama sanırım o pencerenin önünde durmayı bıraktım. bu tam da yazında kendi durduğun yeri değiştir tavsiyesinin ya da yalnızca bunu yapabilecegimiz gerçeğinin bi hali. endişelerim azaldı diye mi orda durmuyorum yoksa ordan bakmıyorum diye mi endişelerim azaldı emin diilim. yalnızca daha iyi. olanı kabul etmek, zihnin endişedesinden sıyrılmaya çalışmak, beklenti tuzağından uzak durmak diye defalarca, bıkmadan anlatmaya çalıştıkların üzerinde olmaya çalıştığım tek rota simdi. bisey becerdigimden diil, yorgunum çok ama bazen muhteşem kelimelerinin ulaşmasından çok daha fazlasına vesile olduğunu bil istedim.tüm saf niyetimle ağzının orta yerinden ve kalbinden öperim.

  4. bal

    Merhaba Juno,
    Bu yazı oldukça etkileyiciydi.
    Vaktin oldugunda kuzey ay düğümlerini tamamlamanı rica ediyorum, senin yorumunu merak ediyorum.
    Teşekkürler.

  5. fatıma

    bu aralar herkeste bir öfke alınganlık korkular endişeler… yazınız her zamnaki gibi deniz feneri görevi yaptı. RABBİMİZ HEPİMİZİN YAR VE YARDIMCISI OLSUN BİZİ NEFSİMİZLE BAŞ BAŞA BIRAKMASIN İNŞALLAH…

  6. serkan

    Sevgili juno,
    Bir ikizler burcu olarak tamamen terk edilmiş, en yakınları tarafından bile bugüne kadar sevildiğini sanarken hiç sevilmediğimi anlamış durumdayım. Allah inancım çok güclü ancak ne kadar dayanabileceğimi bilmiyorum. Bunları 33 yaşındaki bir erkek olarak söylüyorum. Ikizler burcu için güzel bir şeyler olacak mı sence? Herşeye sıfırdan başlayacak gücüm ve cesaretim de yok. Iyi günler.

  7. Ercan

    Bu yorum kızıl ay tutulmasınıda içeriyormu, yoksa kızıl ay tutulmasıyla ilgili yorumunuz daha gelecekmi..
    Açıklayabilirmisiniz..?
    Saygılar

    1. JUNO

      AZ SONRA 🙂

scorpiohead için bir cevap yazınCevabı iptal et

Arşiv

Kategoriler

Juno - Kendi Halinde Bir Yıldız Gözlemcisi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et