Jüpiter – Pluto Üçgeni … DEĞİŞİME YOL VERME ZAMANI!

aykut aydogdu2
Resim:

Jüpiter – Pluto Üçgeni … DEĞİŞİME YOL VERME ZAMANI!

Jüpiter Başak Burcunun 16 derecesine geldi… Kuzey Ay Düğümü ile Kavuşum, Güney Ay Düğümü’ne karşıt ve Pluto ile üçgen açı içinde. Şu bir kaç gün Merkür ile de kare yapıyor olacak!
”Peki YAZAR burada ne demek istiyor?” derseniz 🙂
”İnsanın tutumları karakterine, karakteri ise kaderine dönüşür. Tutumlarımızı değiştirmeye cesaret etmek, kaderimizi de değiştirir!”
Ama biz buna bir türlü inanamayız 🙂
İnsanın baktığı yerden KADER, başına gelenlerdir; ne işte çalıştığı, nasıl bir ilişkisi olduğu, karşısına nasıl insanlar çıktığı, nasıl çevrelerde yaşadığı…
Adına ne derseniz deyin; Allah, Yaratan, Ulu Manitu, Evrensel Sistem, tüm varlığı ayakta tutan ve besleyen bir enerji merkezi vardır. Bu MERKEZ’in baktığı yerden KADER, bir insanın alması gereken öğretilerdir 🙂
İnsan ne yaparsa yapsın, alacağı ders programı bellidir. Biz tutumlarımızla, eğilimlerimizle, bazı seçimler yapar, bu seçimlerin oluşturduğu SAHNE’de almamız gereken derslere çalışırız.
Tutum değişince, seçimler ve sahneler değişir.
”Ayyy ders, ders, ders! Öğrenmekten bir hal oldum… Yetmedi mi çektiğim?” deriz :))) Ama onca yaşadıklarımıza rağmen bir tutum değişikliğine gidemediğimizi, bir alışkanlığı kıramadığımızı, bir konuda farklı bir adım atmaya cesaret edemediğimizi, yani kader kader diye şikayet ettiğimiz oyun alanındaki hareketlerimizde bir değişiklik yapmaya çalışmadığımızı ASLA görmeyiz!
MERKEZ zeminleri korumakla ilgilenmez… Zemin delisi olan biziz 😉
MERKEZ bize ayakta durmayı öğretmekle ilgilidir! Hangi zeminde olursa olsun ayakta olduğumuz ve öğrenmeye devam ettiğimiz sürece biz evrene göre iyi yoldayız 🙂
İşte şimdi yaşanan Pluto – Jüpiter açısı bize ZEMİN DEĞİŞİMİNE UYUM SAĞLAMAK İÇİN NELERE DİKKAT ETMEMİZ GEREKTİĞİ’ni göstermektedir!
Pluto’nun Oğlak’taki yolculuğu, insanın yüzyıllardır yaptığı seçimleriyle, kendi manevi yolunu tıkar hale getirmiş olduğu tüm sistemleri, zeminleri, yolları dönüştürmek amacını taşımaktadır.
Ama bu değişim, bir sabah kalkıp her yeri düzelmiş bulacağımız anlamına gelmez 🙂
Pluto işini yaparken BİZİ DEĞİŞMEK ZORUNDA BIRAKIR! Nesiller boyu kurulmuş olan sistemler, biz tutum ve karakter değişikliğine gitmediğimiz sürece yıkılmaz. Ve insan çooook ama çok zorlanmadıkça rahatını bozmaz.
İnsan hep dünya düzelsin, kendi tutumları aynı kalsın ister 🙂
Ancak dünyayı bu haliyle ayakta tutmak, ya da böyle bir zeminde alıştığımız gibi ayakta durmak çok ama çok zorlayıcı  olduğunda biz adımlarımızı değiştiririz… O zaman dünya da değişir.
Jüpiter AÇILIM ve GELİŞİM’i temsil  eder. Başak’ta olduğunda, pek de laylaylom değildir! Bizi titiz, özenli, sorumluluk sahibi ve başkalarına karşı görevlerimiz konusunda duyarlı olmak konusunda gelişmeye teşvik eder.
Şimdi her birimiz için, dünyada görmek istediğimiz değişimi kendi hayatımızda gerçekleştirmek adına neler yapmamız gerektiğini fark etme ve bunu uygulama zamanı…
Kendimize şu soruları soralım;

  • Faydalı, üretken, tok gözlü, şükretmeyi bilen, üzerine düşenleri hakkıyla yapan, kendim kadar başkalarının da iyiliğini düşünen ve buna göre davranan bir miyim?
  • Beni böyle davranmaktan alıkoyan nedir?
  • Neden olması gerektiğini düşündüğüm şeyleri yapmak için ÖNCE etrafımın değişmesini talep ediyorum?
  • Güçlü olmak benim için ne ifade ediyor? Gücü başkalarından üstün olmak ve onlara kim olduğumu göstermek olarak mı algılıyorum? Birileri benim üzerime çıktığında neden bu kadar kötü hissediyorum? Gücün EZİLMEMEK olduğundan ve beni ezenlerin gerçekten güçlü olduklarından emin miyim? Güç tanımım hakkında bir daha düşünmeli miyim?
  • İnsan önce zaman içinde güçlenmek, sonra da zaman içinde gücünü yitirmek için tasarlanmış bir sisteme sahip ise, neden hep güçlü olmak için uğraşıyorum? Neden gücümdeki değişime rağmen, bir şekilde işlevli kalmaya yani olduğum halde ayakta ve işe yarar olmaya odaklanmıyorum?
  • Kendi içimde sağlam ve dirayetli miyim? Başıma ne gelirse gelsin, yola ÖZSAYGIMI YİTİRMEDEN devam edecek iç güce sahip miyim?
  • Etrafımda hata bulmaya bayılıyor ama kendi hatalarımı görmekten kaçınıyor muyum? Neden birilerinin ya da kendimin hata yapmasından bu kadar ürküyorum? Önemli olan MÜKEMMELLİK mi, yoksa düzelmek ve düzeltmek için çaba göstermek mi?
  • FARKLILIKLARA KARŞI NEDEN TOLERANS GÖSTEREMİYORUM? Farklı olanlar beni korkutuyor mu? Onları dışlarsam daha güvende olacağımı mı zannediyorum? Dışlanma ve düşmanca davranılmak, farkı olanlarda da kendini savunma ve düşmanlık arzusu yaratmıyor mu? Farklı olanların birbirlerine cephe alması, bitmeyen bir çatışma döngüsü oluşturmuyor mu? O zaman kendime hak gördüğüm bir tutumu karşımdakinde gördüğümde neden garipsiyorum?
  • Küçük ya da büyük her türlü bireysel ve sosyal çatışmanın altında ihmal edilmiş, bastırılmış, zamanında çözümlenmemiş, ve hala çözüme yönelik ele alınmayan kaygılar yok mu? Karşımdakinin ayakkabılarını giymiş olsam ben de onun gibi davranır mıyım?
  • Benim dünya görüşüm farklı da olsa, bu görüşü savunurken kullandığım tutumlar ve söylemler, saygı duymadığım ve onaylamadığım insanların tutum ve söylemlerine benziyor mu?  Acaba değişmesi gereken şey farklılıklar değil de, farklılığı uçuruma ve çatışmaya dönüştüren bu tutumlar mı?
  • SORUMLULUK ALMAK’tan ne anlıyorum? Ben sorumluluklarımın çerçevesini nasıl belirliyorum? Başkalarının benden beklediklerini, sevilmek, güvende olmak, güçlü olmak, eleştirilmemek gibi BENCİL nedenlerle mi yerine getiriyorum? Fedakarlığımın arkasında onay ya da güç elde etme arzusu mu var?
  • SORUMLULUK ALANIMI, bana göre gerekli, yeterli, anlamlı olan değerlere göre şekillendirme cesaretine sahip miyim? Bunun için çaba gösteriyor muyum? Sorumluluktan kaçmak kadar abartılı sorumluluk almak da, hem kendime hem de çevreme zarar verici olmuyor mu?
  • Değişime engel olmaya çalışırken, gelişmeye de engel oluyor muyum? Beni korkularımın ve kaygılarımın yönetmesine izin verdiğim için, hayatın önümde yeni yollar açmasına engel oluyor muyum?
  • Bu güne kadar YAPAMAM dediğim şeyleri – özsaygımdan ve değerlerimden ödün vermemek kaydıyla – yapmayı denesem, ve diyelim ki hemen başaramasam, ya da bunun zaman alacağını görsem, ne olur? ÖLÜR MÜYÜM :))))

Bu açının bize mesajı GÖRMEK İSTEDİĞİMİZ DEĞİŞİMİ KENDİMİZDE YAPMAYA CESARET ETMEK’tir! Kaybedeceğimiz şeyler, zaten kaybetmekte olduklarımızın yanında hiç bir şey… Ama kazanacağımız şey hayatımızın anlamıdır 🙂
Ben bu yazıyı ancak BIRAK GÜNEŞ İÇİNE GİRSİN diye bitirebilirim…

0 Yorum

  1. ne kadar guzel bir yazi olmus.. Curet ettigimiz kadar yasamaya basliyoruz yani anladigim budur.

  2. edda

    Tüm hafta sonu yeni iş teklifini düşünüp durdum. Tam da teklifi reddedip hali hazırdaki işimde kalmaya karar verdiğim şu saatlerde karşılaştığım cümle “Değişime engel olmaya çalışırken, gelişmeye de engel oluyor muyum? Beni korkularımın ve kaygılarımın yönetmesine izin verdiğim için, hayatın önümde yeni yollar açmasına engel oluyor muyum?”

Bir Cevap Yazın

Arşiv

Kategoriler

Juno - Kendi Halinde Bir Yıldız Gözlemcisi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et