Jüpiter – Pluto Karesi; AYARI KAÇIRMAK Hakkında Dersler…

amy-judd-5
Resim:

Jüpiter – Pluto Karesi; AYARI KAÇIRMAK Hakkında Dersler…

24 Kasım itibariyle tam halini alacak olsa da, bir süredir hayatımızda kendini hissettiren bir açı bu… 30 Mart ve 4 Ağustos 2017 tarihlerinde de tekrar tam halini alacak. Dolayısıyla 2016 Kasım’dan itibaren, 2017 yılının ilk yarısı boyunca zaman zaman içinden geçeceğimiz bir süreçten bahsediyoruz.
Biz fanilere ne getirir ne götürür derseniz 🙂
Dünyada humanizm, sorunların diplomatik uzlaşma ile çözümü, farklı gruplar arasındaki uyum gibi kavramların, otoriter yönetim anlayışları tarafından zora koşulacağı bir süreçten geçebiliriz. Politik anlamda tutucu, sınır koyucu, hatta kısmen tehditkar söylemlerin bir çok lider tarafından benimsenmesi mümkün.
Para hacmindeki daralma, daha da belirgin hale gelebilir. Sorunun, 21’inci yüzyıla imzasını atan neo-liberal yaklaşımla ilgili olduğunu düşünen toplumlar, daha içe kapalı ve korumacı ekonomik tercihler yapabilirler.
Avrupa Topluluğu gibi, genişleme ve birlik yanlısı oluşumların, ve benzeri bölgesel ekonomik paktların içindeki gerilimler artabilir.
Politikacılar, kendi toplumlarından alacakları tepkiler nedeniyle, başka ülkelerin ekonomilerini toparlamaları için destek vermekten kaçınabilirler.
Ya da sunulan ekonomik yardımların ağır yaptırımları olabilir. Güçlü ülkelerin diğerlerine sağlayacakları desteğin beraberinde gelen kontrol arzusu ve ek beklentiler, uluslararası politik kamplaşmaları daha sert hale getirebilir.
2017 yılında etkin olacak Jüpiter – Uranus karşıtlığının da, maksadı aşan gövde gösterileri konusunda gaz verici olacağını söylemek mümkün…
Kısacası, 2017’nin ortasına kadar gezegenimizin iklimine, barış ve refah rüzgarları değil, daralma ve uyumsuzluk bulutları hakim olacaktır.
Juno sen de felaket habercisi kesildin demeyin 🙂 Farkındalık ve önlem almanın gerekli olacağı bir sürece giriyoruz!
Ekonomik anlamda dizginlere asılmak, çok riskli kararlar almamak, lüks tüketime kalkışmamak, uzun vadeli ve büyük miktarlı krediler almaktan kaçınmak gereken bir zamandayız.
Finans ve İnşaat sektörleri arasındaki uzlaşma ve karşılıklı ağırlamanın, çatışmaya dönüşebileceği, bazı finans kurumlarının da inşaat firmalarının da sıkıntıya girebilecekleri bir dönem. Bu nedenle, kredi ile ev almaya çalışanların, henüz inşaatı bitmemiş binalara yatırım yapmayı planlayanların dikkatli olmalarında fayda var.
Daha kişisel düzleme indiğimizde ise karşımıza, ”Hak ve Güç Mücadeleleri” teması çıkıyor…
”Alttan aldıkça üstüme çıkıyorlar!” algısının tavan yapacağı bir dönemden geçeceğimizi söyleyebilirim!
Yasal anlamda soruna yol açabilecek her konuyu geç olmadan çözüme kavuşturmakta, haksız ya da suçlu duruma düşebileceğimiz meselelerde geniş ve rahat olmamakta fayda var. ”Şimdiye kadar bir şey olmadı!” diye, uygunsuz veya sınırsız davrandığımız tutumlarda ısrar edebileceğimiz bir zamanda değiliz. Önlemleri alalım, sınırlara uyalım, bedelleri geç olmadan ödeyelim ki, sonradan başımız daha fazla ağrımasın.
2017 yazına kadar, hayatımızda ”neyi elde etmek adına hangi bedelleri ödediğimizi” düşünmek ve değip değmediğine karar vermek durumunda kalacağız.
Uzlaşabileceğimiz sınırları çizmek, uzlaşmanın hiç bir kazanca yol açmadığı ilişkileri, iş ve hayat ortaklıklarını gözden geçirmek için iyi bir zaman!
Çok yüksek beklentilerle girdiğimiz ilişkilerin, karşılığında bize aşırı yaptırımlar getirdiğini fark edebiliriz.
Çok  verici olmamıza alışan insanların aşırı talepkar veya iyi niyetimizi suistimal edecek kadar rahat davrandıklarını görüp, sınır koymak, ayar vermek, gerekirse ”kötü insan” olmayı göze almak gerekebilir.
Bazı ilişkilerde ise, kendimize sınır koymayı bilmediğimizi, fazla geniş ve talepkar olduğumuzu, karşımızdakilerin sabır ve anlayışını fazlaca zorladığımızı fark etmemizin zamanı gelmiş olabilir 😉
Bu süreci verimli bir şekilde geçirmek için kendimize arada bir şu soruları sormamız yerinde olacaktır;

  • Maddi, fiziksel veya duygusal anlamda, hayatın bana tehlike sinyali verdiğini duymama rağmen, gözardı ettiğim konular var mı? AYARSIZ olduğumu bile bile, ayar vermediğim tutumlar neler? Bunlarla ilgili ne yapmayı planlıyorum?
  • Cömert, anlayışlı, uzlaşmacı olmaktan ne anlıyorum?
  • Beni aşırı verici ya da aşırı talepkar ve belirleyici olmaya iten nedir?
  • Birilerinin benim iyi niyetimi fazlaca zorladığı, hoşgörü ve cömertliğimi kötüye kullandığı durumlar var mı? Neden bu konuda bir çizgi çekmiyorum?
  • Kaybetmekten neden bu kadar korkuyorum? Olaylar çığrından çıkmaya, ben ya da karşımdakiler fazla zorlanmaya, ipler aşırı gerilmeye başladığında oyundan çekilsem, aklımı ve gücümü toplasam ya da başka bir yol çizsem, ne olur?
  • Neden sınırları hep başkalarının çizmesini bekliyorum? Benim aklım, özsaygım, basiretim, kendime uygun sınırlar koymak için yeterli değil mi? Neden bende ya da başkalarında bir arızaya, bir tersliğe, aşırı bir sertleşme gereğine neden olacak kadar ileri gidiyorum?
  • Hep kazanmak, hep istediklerimi elde etmek, olayları istediğim durma getirmek için neden şartları bu kadar zorluyor ve zorlanıyorum? Bazen de geri adım atsam, uzlaşsam, kendimi yılma ya da ilişkileri kırılma noktasına getirene kadar zorlamasam olmaz mı?
  • Hayatımda neleri öncelik kabul ediyorum? Bu öncelikleri korumak için, neleri feda edebilirim? Yaptığım çıkışlar, önceliklerime zarar veriyorsa, kendimi kontrol etmem uygun olmaz mı? Ya da feda ettiklerime değmediğini düşünüyorsam, önceliklerimi elden geçirmem gerekmez mi?

Güç savaşı, tango gibidir! Devam ettirmek için iki kişi gerekir 🙂
Bazen insanlar, kendilerine karşıtlar bularak güçlenirler. Vakitsiz karşı çıkışlar karşımızdakinin elini kuvvetlendirebilir ya da elimizi erken açık etmemize neden olabilir!
Bazen anlamsız bir kışkırtmaya sözle veya davranışla cevap vermek, karşımızdakilerin kendileriyle yürütmeleri gereken bir tartışma veya kendi içinde yürütmeleri gereken bir çözümlemeyi bize projekte etmelerine neden olur!
Eğer kendimize sürekli düşmanlar, karşıtlar, sebepler, bahaneler bulan biz isek, kendimizle neyi tartışmaktan kaçındığımızı da bir ara sormamız gerekir 🙂
Her top girilesi, her saldırı muhatap alınası değildir!
Aklı olan hiç bir kumandan kuvvetlerini her cephede ziyan etmez!
Çölde fırtınaya yakalanınca, yola devam edilmez. Sadece üzerimizi örtüp, fırtınanın geçip gitmesini beklemek ve sağ kalmak gerekir.
Bazen bir gidişat kendini tüketir… Yoluna çıkmaya çalıştığında yuvarlanan kar topunu büyütmekten başka bir şey yapmıyor olabilirsin 🙂
Benim açıya bakıp gördüklerim bunlar… Bakalım hayatımıza bakıp neler göreceğiz önümüzde uzanan zamanlar boyunca 🙂
Your Heart Is As Black As Night – Kalbin Gece Kadar Kara … Melody Gardot 😉

0 Yorum

  1. ‘çölde fırtınıya tutulunca kuma girilmez’ muhteşem ötesi bir tanımlama. Çok seviyorum sizi Juno’cum. Payıma düşeni aldım, sağolun. ???İyi pazarlar

  2. peppery

    Hem bu dönem hem de her dönem bilinçte tutmak gereken bir perspektif. Teşekkürler yine ?

  3. Seviyorum sizi ve bu muhteşem yorumları:)

  4. mukitika

    sevgili junim.. çok teşekkürler bu muhteşem yazı için..yine çıktısını alıp ara ara göz gezdirmekte fayda var..ağustos 2017ye kadar geçerli bu etkiler değil mi? yani “Yasal anlamda soruna yol açabilecek her konuyu geç olmadan çözüme kavuşturmakta fayda var” dediğin konuya atfen soruyorum..bir an önce çözüme mi geçmeli? çünkü yazındaki şu tavsiyeye çok fena uyasım var 🙂 ” Sadece üzerimizi örtüp, fırtınanın geçip gitmesini beklemek”
    şimdiden teşekkürler

  5. serap

    yıne dokturmusun..juno….hem muzık hemde bılgı bırıkımın cok ıyı cok yasanmıslık var sozlerınde…hep sag duyu….

  6. seda

    hayata bakisiniz ve bizleri icimize yoneltme yolundaki tarziniz cok sempatik ve bilgece 🙂 yengec burcunu yazarken niye daha muzip, daha ‘alayci’ oldugunuzu sorabilir miyim? bana mi oyle geldi acaba ?

    1. JUNO

      Yok valla bütün burçları gayet sivri, hınzır ve cüretkar bir dille parmağıma doluyorum 😀
      Sevgiler

  7. Nazan

    Çok verici olmamıza alışan insanların aşırı talepkar veya iyi niyetimizi suistimal edecek kadar rahat davrandıklarını görüp, sınır koymak, ayar vermek, gerekirse ”kötü insan” olmayı göze almak gerekebilir.şuan tam da bunu yaşıyorum ?

  8. ebruzzz

    çölde bir fırtına oldu geçmesini bekledim bir daha korkudan kafamı dışarı çıkaramadım
    yıllarca olmayan fırtınanın geçmesini bekleyeceğim bu gidişle hem belki fırtına olur aha ben demiştim derim :/
    yükselen kova terazi burcu kişisi sizi seviyor ve yanında hissediyor <3

  9. serkan

    merhaba Juno,
    Doğum haritamda 5 gezegenin retro olduğunu gördüm. Bunun hiç faydalı bir yanı var mıdır? Kişiye bir özellik falan verir mi? yoksa kötümüdür? Lütfen bir cevap ver, sevgiler.

    1. JUNO

      Doğum haritasında Retro konumda olan gezegenler eğer PLuto, Uranüs, Satürn, Neptün ya da Ay Düğümleri gibi hızı düşük gezegenler ise, buna şaşırmamak gerekir 🙂 Zira bunlar bir çok kişinin haritasında geri konumda olurlar. Genelde yılın yarısını filan geri konumda geçirirler.
      Ama Jüpiter, Venüs, Mars, Merkür gibi daha hareketli gezegenler geri konumdaysa, o zaman bu gezegenin temsil ettiği enerjiyi hayata geçirmek konusunda biz tutukluk yaşıyoruz demektir. Örneğin benim Jüpiterim geri konumdadır. Bu nedenle ben hep çalışmalarımın karşılığını uzun vadede alırım.
      Sonuç itibariyle felaket değildir 🙂

      1. serkan

        Juno cevap yazdığın için çok teşekkür ederim. içimi rahatlattın. Bu arada 5 değil 6 gezegen retroymuş ve ay düğümü de retro toplam 7 diyebiliriz yani. 😀
        Lütfen astroloji ve gezegenlerle ilgili daha sık yazı yazabilir misin? Bu sayede astroloji konusunda daha çok bilgi ortaya çıkıyor. İnsan sende ki tüm bilgiyi öğrenmek istiyor. Doğum analizi dışında astroloji soru cevap bölümümü yapsan acaba. Allah’a emanet ol. Tekrar teşekkürler.

        1. JUNO

          🙂 gönül ister ki vakit hepsine yetsin… eksik olmayın

  10. nazan

    Sevgili juno hiç küslük bilmeyen biriyim.etrafimdaki insanlar kırılmasın diye sabrede sabrede çok yoruldum itinalı bir şekilde tavır koymaya çalışınca da bana cephe alıp küsüyorlar ben nerde yanlış yapıyorum yayınlamadan cevaplardan çok sevinirim

    1. JUNO

      İnsanları KIRMAMAK için yaşanmaz! Zira sizin de söylediğiniz gibi bir yerde illaki kırılırlar.
      Kırılma tepkisi karşımızdakini bizim istediğimiz yönde manipule eden bir tutumdur.
      Herkes sizi sevmek kabul etmek zorunda değil.
      Siz önce bunu kabul edin 😉

mukitika için bir cevap yazınCevabı iptal et

Arşiv

Kategoriler

Juno - Kendi Halinde Bir Yıldız Gözlemcisi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et