9 Mart 2016, YENİAY ve Güneş Tutulması; Yitirdiğimiz Değerlere Sahip Çıkma Zamanı!

11118158_10153340831491617_1381658631_n
Resim:

9 Mart 2016, YENİAY ve Güneş Tutulması; Yitirdiğimiz Değerlere Sahip Çıkma Zamanı!

9 Mart 2016 günü, İstanbul’a göre saat 03:54’de YENİAY adını verdiğimiz Güneş & Ay Kavuşumu gerçekleşecek. Bu YENİAY, yılın ilk Güneş Tutulmasına denk gelecek.
Anın haritasını değerlendirirken, aşağıdaki bileşenleri dikkate alıyorum;

  • Güneş ve Ay kavuşumu Balık Burcunun 19 derecesinde, Chiron, Güney AY Düğümü ve Selena ile stelyum halinde gerçekleşiyor. Balık Burcu SINIRSIZLIK, ÇÖZÜLME ve AKIŞA UYUM kavramları ile bağdaşır. Chiron ise acı çeken insanlara ve şifalandırılması gereken konulara işaret eder.
  • YENİAY stelyumu haritanın 2’inci evine yerleşiyor. İkinci EV, sahip olduklarımız, önceliklerimiz, maddi ve manevi değerlerimiz, taşıdığımız nitelikler ve üretkenlik şeklimizle ilgilidir.
  • Balığın klasik yöneticisi Jüpiter Retro’da ve Kuzey Ay Düğümü ile kavuşum halinde. YENİAY Stelyumunu karşısına alıyor. Jüpiter Başak’ta titiz ve detaycı bir üretkenlik çabasına, mükemmeliyetçi bir yararlı olma arzusuna işaret eder. RETRO’da üretken ve verimli olmamıza engel olan tutumları fark ederiz.
  • Haritanın Yükseleni Oğlak Burcunun 23 derecesi. Dolayısıyla Satürn haritanın da yöneticisi konumunda. Satürn, YENİAY – Jüpiter karşıtlığını T-Kare’ye dönüştürken Uranüs’ten de üçgen açıyla destek alıyor. Yay’daki Satürn yeni hayat planları yapma ihtiyacı, onun Uranüs ile yaptığı üçgen, bu ihtiyacın beklenmedik gelişmelerle zaruri hale gelmesi anlamını taşır. Bu görünümün T-Karenin merkezinde olması, GÜNEŞ TUTULMASI’nın ana mesajını şekillendirmektedir.
  • Balığın modern yöneticisi Neptün, Balıktaki Merkür ile kavuşum halinde ve Yay Burcu’na giren Mars’tan geniş orblu bir kare açı alıyor. Bu kare, ileri gitme arzumuz ile ne istediğimizden ya da nasıl yapacağımızdan emin olamama hissi arasında sıkışıp kalmak, ya da yanılsamalar yüzünden sonu gelmeyecek bir atağa kalkmakla ilgilidir.
  • Lilith yükselene kare açıda. Geniş açıyla da olsa Uranüs karşıtlığı ve Pluto’nun bu ikiliyle T-Karesi devam ediyor. Bu görünümler kontrol dışı olayların oluşturduğu kaygı yüzünden, davranış sapmaları gösterdiğimizi ifade eder.

Derli toplu MEALİ 🙂
Güneş Tutulmaları bireysel hayatlarımızda oluşan dalgalanmalardan ziyade, dünyanın girdiği süreçlere işaret ederler… Ancak, bireyler de ister istemez ”Zamanın Kalitesinden” etkilenecek, dünyanın içinden geçeceği süreçler, kişiler adına da öğretilere ve dönüşümlere vesile olacaktır.
Bu Güneş Tutulması, bir sonraki tutulmaya kadar (1 Eylül 2016) gündemi belirleyecek gelişmelere işaret eder. Bu tutulmada belirlenen ancak aşılamayan tıkanıklıklar, 1 Eylülden itibaren daha bariz hal alabilir ve daha sert çözüm yollarına ihtiyaç gösterebilir.
Bu nedenle, şimdi önümüze çıkan uyarıları dikkate almakta, sorunları ortada bırakmamakta yarar vardır 🙂
Bu YENİAY ve Güneş Tutulmasının anateması;
AKIŞIN, ÜRETKENLİĞİN, BEREKETİN, HOŞNUTLUK, DOYUM ve ANLAM HİSSİNİN AZALMASINA NEDEN OLAN FAKTÖRLERİ SAPTAMAK ve AYNI SORUNLARIN TEKRARINA MEYDAN VERMEYEN BİR YOL ÇİZMEKTİR!
İnsan HERŞEYİN EN İYİSİNİ ve DAİMA DAHA FAZLASINI İSTER.
Ancak bazen atıl olmaktan, çaba göstermemekten, insiyatif almamaktan, tepkisiz kalmaktan ötürü, bazen de gücü, fırsatları, kaynakları, boşlukları, aşırı ölçüde zorlamaktan ya da alenen kötüye kullanmaktan dolayı, yollarımız tıkanır.
SINIR ADABI ve DENGE insanlığın çalışmaktan yorulmadığı, zira bir türlü öğrenemediği derslerdir 🙂
İşte bu tutulma da bizi bu dersler üzerinde bir tur daha çalışmaya sevk edecek gibi görünmektedir 😉
Sosyal düzlemde;

  • Likit sıkıntısı, ödeme zorlukları, borsa dalgalanmaları, paranın değer kaybına uğraması gibi nedenlerle, para politikalarında düzenlemeler yapma gereği oluşabilir.
  • Toplumların zayıf ya da muhtaç konumda olan kesimleri ile ilgili – örneğin mülteciler, engelliler, işsizler – düzenlemeler yapılması, koruma ve destek politikalarının elden geçmesi gerekebilir.
  • Ülkeler arası ya da belli bir toplumun farklı kesimleri arasındaki çatışmalara kalıcı ve verimli çözümler bulunmaması halinde, uzlaşmazlık algısı  ve karşılıklı zarar verme eğilimleri artabilir.
  • Üretim araçlarının, ya da doğal kaynakların verimli bir şekilde kullanılmaması, bazı kaynakların sorumsuzca ve plansızca tüketilmesi konuları gündeme gelebilir. Doğal sistemin zarar görmesi ve bunun çevreye ve insan sağlığına yansıması nedeniyle, acil çözümler bulma ihtiyacı doğabilir.
  • İnsan kaynaklarının gelişimini ve sosyal değerlerin oluşumunu sağlayan sistemler, örneğin eğitim kurumları, sosyal yardım ve dayanışma örgütleri, kültürel ya da dini örgütlenmeler gibi  yapıların faaliyetlerinde aksamalar veya yolsuzluklar saptanabilir.
  • Otoriter baskılar ile alınan aceleye getirilmiş kararlar, etkileri hakkında etraflıca düşünülmemiş yatırım girişimleri, politik veya askeri ataklar, zaman zaman yurt ve dünya gündemini gerginleştirebilir.

Dünya ve toplum böyle bir süreçten geçerken, insan evladının payına ne düşer?
Elbette eksilenleri iyice eksiltmeye, delikleri daha bir büyütmeye, kayıpları hepten çoğaltmaya, sorunları derinleştirmeye neden olabilecek her şeyden kaçınmak düşer!
Aksi gibi de insan belirsizlik, endişe, gerginlik içeren koşullarda hepten ”kafası kesilmiş tavuk” moduna girmeye, paniğe kapılmaya ve etrafını da olumsuz etkilemeye, düzelecek işi münasebetsizlik edip bozmaya, ”Bana yakışan nedir ?” yerine ”Madem herkes saçmalıyor ben niye duruyorum?” demeye pek yatkındır :)))
Ama bu kez böyle yapmamak lazım…
SAHİP OLMA, KAZANMA, ÖNEMSENME, ÖNE ÇIKMA ARZULARIMIZI, HIRSIMIZI, ABARTILI BEKLENTİLERİMİZİ, KAYBETME KORKULARIMIZI kontrol altına almamız, TEMBELLİĞİMİZİ, SINIR KOYAMAMA, DİSİPLİNLİ ve ÖZENLİ OLAMAMA eğilimimizi terk etmemiz gereken bir zamandayız…
SAHİP OLMAK sandığımız kadar da büyük ya da sürekli bir mutluluk kaynağı değildir!

  • Bazen sahip olduğumuz rahatı veya alışkanlıklarımızı koruma güdüsü, bizi bağımlı, atıl ve güçsüz bir hale getirebilir. Bir gün hayatımızı değiştirmemiz gerektiğinde, çaba göstermeyi unuttuğumuzu fark edebiliriz.
  • Gün gelir, gücün, kazancın ya da popülaritenin bedelleri bize ağır gelebilir ve kaybettiklerimiz karşısında, kazanç hissi pişmanlığa dönüşebilir.
  • Yetinememek yüzünden elimizde olan hiç bir şeyin tadını çıkartamayabilir, kendimizi sürekli daha fazlasına odakladığımız için şükür ve huzur hissini hiç duyamayabiliriz.
  • Bazen kazanma çabası ya da kaybetme korkusu yüzünden yaptığımız şeylerin içinde kendimizi kaybederiz. Sonra da aynada gördüğümüz insanı sevmekte veya saygı duymakta zorlanabiliriz. Etrafımız dolu ya da hayatımız rahat olsa da, içimiz boş ve kalbimiz huzursuz olabilir.

Hayatımızda soruna yol açabilecek alanları saptamak ve müdahele edebilmek için şu soruları kendimize sormamızda fayda var;

  • Kazandığımdan fazlasını mı harcıyorum?
  • Elimde olanların değerini biliyor ve iyi kullanıyor muyum?
  • Üretebileceğim değerleri ortaya koymak, yeteneklerimi değerlendirmek, kaynaklarımı, bilgimi, zamanımı iyi kullanmak için yeterince çaba harcıyor muyum?
  • Beklentilerimle hak ettiklerim, aldıklarım ve verdiklerim arasında denge kurabiliyor muyum?
  • Ayakta kalmak, hayatıma sahip çıkmak konusunda gayretli ve tutarlı mıyım?
  • İstediklerimin bana ve başkalarına nelere mal olacağını iyi ölçtüm mü? Tercihlerimin sonuçlarına hazır mıyım?
  • Önceliğim olan konular, bana dayatılan şeyler mi yoksa benim için gerçek bir kıymet taşıyorlar mı?
  • Kendi değerimi sahip olduğum eşyalar, elde ettiğim ilgi, geldiğim ekonomik ve sosyal konum ile mi ölçüyorum? Ben gerçekten bunlardan ibaret miyim?
  • Değerli bulunma arzum yüzünden, bazen gereksiz ödünler vermeye, kendimi kurban konumuna düşürmeye de yatkın oluyor muyum?
  • Tutku, ya da bağımlılık haline getirdiğim nesneler, konumlar ve ilişkiler, beni tüketiyor mu? Var olmak için bunlara gerçekten ihtiyaç duyuyor muyum?
  • Sessiz ve sabırlı görünsem de kendime acıyor ve çaresizliği bir yaşam şekline dönüştürüyor muyum? Aşırı baskı altında hissetmeye ne kadar katlanabilirim?
  • HAYATIMI ANLAMLI ve DEĞERLİ KILAN NE?

İnsanın asıl ihtiyacı HAYATININ DEĞERLİ ve ANLAMLI olduğuna inanmak, asıl derdi ise ANLAMSIZLIK DENİZLERİNDE YİTİP GİTMEK korkusudur.
ANLAM hayatımıza dışarıdan gelen değil, Yaratan tarafından her zerremize ekilen ve yaşamımızla geliştirip büyüttüğümüz bir niteliktir.

  • Kaynaklarımızı verimli kullanmak, yeteneklerimizi değerlendirmek,
  • Her koşulda üretken ve gayretli olmak,
  • Önceliklerimizi ve tutumlarımızı kendimize ve çevremize zarar vermeyecek, aksine katkıda bulunacak şekilde dönüştürmek,
  • Soruna yol açtığı belli olan hal ve gidişleri sürdürmemek,
  • İhmalci, boşvermiş, çabasız, bedbin hissetme nedenimiz hakkında kendimize dürüst olmak ve böyle davranmaya devam etmemek,
  • Kendimize ve başkalarına uygun sınırlar koymayı bilmek.
  • Dıştaki değişimlerden korkmamak, umudu koruyan ve (SADECE LAFLA DEĞİL) davranışlarımızla etrafımızdakilerin umut ve güven duygusunu arttıran bir insan olmak,
  • En önemlisi de bazı değerlerimize – her şeye rağmen – kendimize saygımızdan ve Merkeze Güvenimizden dolayı sahip çıkmak,

bizi her zamanda olduğu gibi bu zamanda da ayakta tutar.
Böyle yaparsak eşyalar, insanlar, konumlar eskiyip ve eksilebilir ama hayatımızın bizim için taşıdığı değer ve anlam eskimez ve eksilmez.
9 Mart’a ilişkin yazı yazmam konusunda acillll talepler aldığım için bu genel yorumu hemen yayınlıyorum. BURÇLARA GÖRE YORUMLARI bir sonraki yazımda yapacağım.
Bu yazıda Ruh’a Gıda niyetine Chuck Mangione’den Children of Sanchez’i paylaşmak istedim. Ama videoyu indirip aktaramak mümkün olmadı. Ben de vimeo linkini paylaşıyorum.
Keyifle efendim 🙂
[vimeo 14360923 w=500 h=409]
<p><a href=”https://vimeo.com/14360923″>Chuck Mangione – Children of Sanchez</a> from <a href=”https://vimeo.com/user4551307″>Em Em</a> on <a href=”https://vimeo.com”>Vimeo</a&gt;.</p>

0 Yorum

  1. nisan

    merhaba juno, yazını dört gözle bekliyordum, yine için rahatladı:) dünya bu halde demek ki dedim, ben de tam bahsettiğin ruh halindeyim, umarım en doğrusunu yapabiliriz..
    yine söylediklerini dikkate alıp, aklı selim davranmaya çalışacağız:) önceden fark etmemizi sağladığın için tekrar teşekkürler..

  2. incilalay

    9 mart doğum günümden,8marttan 1 gün sonrada. +/- 5 gün kuralına göre düşürsek; ben gene beklentileri tavan yapmış biri olarak,bu durumda kendimi azla yetinmeye davet edeyim ?

    1. JUNO

      Ben daha ziyade kendi değerlerinizin farkına varıp onları verimli kullanmaya odaklanın, tüketerek değil üreterek mutlu olun derim 😉

  3. Esma

    Merhaba juno ben ay hangi burçta çok merak ediyorum bi sitede balık bi sitede kova çıkıyor bir türlü anlamadım doğum tarihim 16.11.1991 saat 15 -15:30 arası eğer cevaplarsanız çok çok mutlu olurum sevgiler ?

    1. JUNO

      Maalesef bu tür bir servis vermiyorum…
      Bunu yapan siteleri kullanınız.

  4. Dery

    Merhaba Juno,
    Gönül istiyor ki haftalık yorumlar yapsan, bizi boyle uzun sure yazılarından mahrum bırakmasan, nasıl olur ki? 🙂

    1. JUNO

      Daha sık yazmaya çalışacağım 🙂
      Sevgiler

    2. Ceren bilginer

      Evet evet 🙂 sayfa aşındı resmen,,,

  5. Seval

    Sevgili Juno,
    Burçlara göre yorumları yazmaktan vazmıgeçtiniz?Bir haftadır sabırsızlıkla bekliyorum?

    1. JUNO

      Bu defa yetişmedi Seval Hanım 🙂
      bir dahaki sefere…
      Sevgiler

  6. dengesib

    Merhaba Juno,
    Bu diplerde olduğum günlerde yine derin ve akıcı yazınla beynimi açtın.. Seni anlayabilmek ve HİSSEDEBİLMEK çok güzel. Adresini bulup okuyabildiğim için kendimi şanslı hissediyorum. Yıllardır seni biliyorum ve arada girip okuyordum, okumadığım günler için pişmanım. Sanki bir ayna gibisin, bizlere vediğin enerjiyi biz (sevgili takipçilerin)den tekrar alıp katlayarak sanki bize tekrar veriyorsun 🙂 ne bileyim ya da ben öyle hissediyorum ?
    İyi ki varsın, yazıyorsun ve bizimle müziklerini paylaşıyorsun Juno ?

    1. JUNO

      Çok teşekkürler <3

  7. Sinem Değer Savran

    Sevgili juno, değerlendirme biçmine ve anlatım diline bayılıyorum. Gerçekten çok başarılısın. Popüler astrologların, bir çoğu sığ değerlendirmelerinin yanında parlıyor yazdıkların. Teşekkür ediyorum sana:)

    1. JUNO

      Mutlaka her değerlendirmenin kendi içinde bir kıymeti vardır.
      Ama gönül kendine uygun olanı fark eder 🙂
      Yani ışık sizin ışığınız.
      Sevgiler

JUNO için bir cevap yazınCevabı iptal et

Arşiv

Kategoriler

Juno - Kendi Halinde Bir Yıldız Gözlemcisi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et