Site icon Juno – Kendi Halinde Bir Yıldız Gözlemcisi

5 Ekim – 16 Kasım 2018 Venüs Retrosu; Venüs Kahpesi de Dönek Çıktı :)

Collages by Paste In Place Studio

Venüs Eylül’ün başından bu yana ”gölge” adını verdiğimiz sürece girmiş yani retronun biteceği konum olan 25 derece Terazi’ye gelmişti. 5 Ekim itibariyle ise Akrep Burcu’nun 10 derecesine varacak ve retro dönemine girecek. 16 Kasım’da Venüs tekrar 25 derece Terazi Burcu’na gelmiş olacak ve retro süreç bitecek. Ama gölge Venüs’ün tekrar 10 derece Akrep’te olacağı Aralık ortasına kadar devam edecek.
Buraya kadar olan kısım Astroloji tekniklerine meraklı olanlar içindi… Biz faniler için MEALİ’ne gelince;
Efendim esasen GERİ DÖNME diye bir şey yoktur! Bütün gezegenler olağan akışlarında hareket etmeye devam ederler. Ancak rölatif hızdaki değişim nedeniyle, bazen Dünya’nın hızından daha geride kalıyormuş gibi olurlar. O zaman biz bu süreci Durağan ve Retro olarak tanımlarız.
Malum insan ben-merkezci bir varlıktır! Birileri kendi hızına, aklına, eğilimine uymadı mı o kişiyi hemen tu kaka eder 🙂 İşte Astroloji de ”insan halleri” üzerine bir metod olduğu için, Dünya’yı merkez alır ve her gezegen bu ”döneklik” ithamına arada bir maruz kalır 😉
Evvett gördüğünüz gibi Junonusss Ekim ayına, alıştığınız ve her alışılan şey gibi artık sevdiğiniz ”Sivri, Hınzır & Cüretkar” moduyla girdi :)))
Hınzırım ama tamamen akıl yürütmeye dayalı bir yorum yapıyorum. Sizin de bu sivri akılları nasıl yürüttüğümü ucundan accık anlamanızı istiyorum. Bu yüzden de izninizle biraz teknik bilgi vereceğim;
Venüs astrolojide Boğa ve Terazi Burçlarını yönetir. Boğa doğal olarak 2’inci evin sakini olduğu için bolluk anlayışımızla, sahiplenme güdümüzle, üretkenliğimizle, kendimizi değerli kılmak için kullandığımız yöntemlerle, hayatımızı zenginleştiren bütün unsurlarla ilgilidir. Terazi ise 7’inci evin sakinidir ve hayatımızı şekillendiren ilişkiler, kurduğumuz bağlarla ilgilidir. Evlilikler ya da uzun duygusal ilişkiler kadar, iş ortaklıkları, kontratlar, bir uzmandan aldığımız her türlü akıl ve danışmanlık ”avukat, doktor, kurbanda kesilmesi caiz olmayan yaşam koçları vs.” Terazi Burcu’nun ve 7’inci evin konularıdır.
Bu defa Venüs Hanım Akrep Burcu’ndan Terazi Burcu’na geriliyor ve oradan tekrar Akrep’e ilerliyor…
Venüs Akrep’te olduğu zaman; Arzu ettiklerimizi adil olan veya olmayan her türlü yolu kullanarak elde etme çabası, takıntılı, hırslı ve baskıcı bir sahiplenme güdüsü, hakkımız olmayan şeylere el uzatma ya da yasak hazların peşine düşme arzusu, istediğimiz gibi gitmeyen şeyleri yıkana bozana kadar uğraşma eğilimi, bağımlı bir  varolma biçimi ve mantıksız bir kaybetme korkusu, gibi Venüs’ün latif doğasını biraz fazlaca kırmızıya boyayan bir hal alır :)))
Venüs’ün Akrep’in kan kırmızı sularından, Terazi’nin somon pembesi zerafetine gerileyip, sonra yoluna devam etmesi, arzularımızı, önceliklerimizi belirleme ve bunları elde etme şeklimiz konusunda bizleri tekrar ve tekrar düşünmeye itecektir!
Bu süreçte şöyle deneyimlere açık olabiliriz;

Kısacası, Venüs Retrosu hayatımızdaki sağlıksız, zararlı, adaletsiz, yakışıksız, gereksiz olan unsurları tespit etmek, bunları çözüme, şifaya, dengeye kavuşturmak için harika bir zaman olabilir.  Fiziksel, maddi, duygusal ve zihinsel olarak hayatla daha barışık ve uyumlu olabilmek için değiştirmemiz gereken unsurlar, bu süreçte bir bir önümüze çıkacak ve eğer görmemekte direniyorsak açıkça rahatsızlığa neden olacaktır!
Uzun sürmüş ve inatla çözüme kavuşamamış olan dengesizliklerin, bu süreçte hastalık şeklinde tezahürü dahi mümkündür. Zira hastalık bedenin ”ayarlarımızı düzeltmeye olan ihtiyacımızı” dile getirme, bizi dengeli bir duygusal ve fiziksel hayat sürmemiz için uyarma şeklidir. Üreme organları, metabolizma dengesi, böbrekler, idrar yolları, tiroid, ve barsaklarla ilgili sorunlarımızı tespit etmemiz ve çözüme kavuşturmamız gerekebilir.
Herkesin en merak ettiği konu bu dönemin evliliğe, ev almaya ya da estetik operasyonlar geçirmeye uygun olup olmadığıdır!

Venüs’ün bu aralar kapımıza atıp kaçacağı çetin sorgu ve değerlendirmeler, dengemizi bozup insan ilişkilerinde uçlara gitmemize neden olabilir. Kendimize ve başkalarına dair hayal kırıklıklarımızla yüzleşmek, bizi biraz hırçın, biraz kırılgan, biraz alıngan yapabilir 😉 Kendimizi kötü hissettiğimiz, ciddiye alınmak istediğimiz ve önemsenmeye ihtiyaç duyduğumuz için bir ”dikkat çekme ve ayar verme modeli” olarak etrafa ”trip atmaya” kalkışabiliriz :)))
Hani o hali anlıyorum anlamasına da… Böyle dıştan beslemeli ve tüketici rahatlama yöntemlerine başvurmak bize pek bir şey kazandırmaz 😉
Etrafla uğraşacağımıza, kendimize dönmemiz, abartı ve patırtıdan kaçınmamız, sakin ve özenli adımlar atmamız, maddi ve duygusal anlamda ifrata kaçma eğilimimize, gösterişçi, iddialı, hırçın yanlarımıza bakıp, hangi eksiği böyle kapatmaya çalıştığımızı bulmamız yerinde olur.
Hayata dair fani değerler, mallar mülkler, konumlar, ilişkiler, aidiyetler, hiç bir zaman fazlasıyla sahiplenilemez… Had ve sınır bilmek, dengeli olmak, hayat trafiğinin en temel kuralıdır. Hızın ve hırsın her türlüsü zarardır da… Hayatı yaşanmaya değer kılan hazzın bile azı karar çoğu zarardır! Aşırıya kaçan her eğilim törpülenir. Törpülenmezse, sahibinin ömrünü törpüler ve ruhunun ışığını tüketir. İnsan bu uzun ama kısacık yolda sadece kendini sahiplenebilir ve kendinden menkul değerleri ile hoşnutluk bulur.
Kendimize dürüst olmak, iç barışımızı yeniden temin etmek, hayatımızı ve ilişkilerimizi doyurucu, hoşnutluk verici, adil ve zarif bir zemine oturtmak için çaba göstermek, bu süreci en verimli kullanma şeklidir.
Sana verecek pek değerli birşeyim yok sevgimden başka diyor… I Who Have Nothing – JOE COCKER yorumuyla 🙂

Exit mobile version