28 Ocak 2017, KOVA Burcu'nda YENİAY; Çatışmaların Ortaya Dökülme Zamanı…

andrey-remnev
Resim:

28 Ocak 2017, KOVA Burcu'nda YENİAY; Çatışmaların Ortaya Dökülme Zamanı…

28 Ocak 2017 günü, İstanbul’a göre saat 03:07’de, YENİAY adını verdiğimiz Güneş & AY kavuşumu tam halini alacak.
YENİAY haritasını değerlendirirken, aşağıdaki göstergeleri dikkate alıyorum;

  • Güneş ve AY, Kova Burcu’nun 8 derecesinde, ve haritanın 3’üncü evinde kavuşum halindeler.
  • YENİAY, MC ile kavuşumda olan Kuzey Ay Düğümü’ne 150 derecelik açı yapıyor.
  • AY’ın girdiği Kova Burcu’nıun klasik yöneticsi Satürn, 2’inci evde Yay Burcu’nda, Modern yönetici Uranüs ise Koç Burcu’nda ve 5’inci evde.
  • Satürn, Uranüs ve Jüpiter’e yumuşak açılar yapıyor.
  • Haritanın Yükseleni 23 derece Akrep.
  • Akrep’in klasik yöneticisi Mars, Balık Burcunda, 4’üncü evde, Venüs ve Chiron ile Stelyum halinde ve Satürn ile kare görünümde.
  • Akrep’in modern yöneticisi Pluto ise 2’inci evde, Oğlak’taki Merkür ile kavuşumda.
  • Pluto & Merkür kavuşumu, Uranüs ve Jüpiter arasında T-Kare var.

MEALİ;
Bu YENİAY dünyada ve ülkemizde;

  • SOSYAL FARKLILIKLARIN ALTININ ÇİZİLECEĞİ, siyasi, ekonomik ve felsefi anlamda ayrışmaların, çatışmaların ortaya döküleceği bir sürece şahitlik edecektir.
  • Görünürde DEMOKRATİK olan oluşumların, farklılıkları ve özgürlükleri koruyacak şekilde işleyip işlemediği tartışılabilir.
  • Siyasi, ekonomik ve felsefi yapılar – örneğin partiler, çıkar ve düşünce grupları, devlet kurumları, yarı-resmi oluşumlar – kendi içlerinde de ayrışma, bir sorunun nasıl çözümlenmesi gerektiğine dair farklılıkları tartışma noktasında gerilmeler yaşayabilirler.
  • Bazı çıkar ve fikir gruplarının, tepkilerini sert gösterilerle ortaya koyduklarını görebiliriz.
  • Baskı gören, mağdur olan veya olmaktan çekinenlerin, azınlıkta kalanların seslerini yükselttikleri ve sosyal destek istedikleri bir süreç de olabilir…

Kişisel yansımalara gelince;
İnsan sosyal bir varlıktır 🙂 Bize en kişisel gelen ilişkilerimizin dahi sosyal olarak oturduğu bir zemin vardır. Bireysel tercihlerimiz, sosyal çevremizi, toplumdan gördüğümüz kabulü, sevilebilirliğimizi etkiler. Aile içinde üstlendiğimiz ya da üstlenmeyi reddettiğimiz roller dahi, statümüzü ve saygınlığımızı belirler.,
Sosyal bir varlık olmak hem kolaylaştırıcı hem de sıkıcıdır! Zira bizi ayakta tutan bağların, alanımızı daralttığı, hatta boğucu bir hal aldığı zamanlar olabilir…
Bazen sosyal bağlarımız içinde farkımızı ve tercihimizi ortaya koyduğumuzda yalnız kalır ve aidiyetlerimizin tehlikeye girdiğini hissederiz. Ama farkımızı ve tercihimizi ortaya koymadığımızda da, kendimize ihanet etmiş, bize kendimizi var hissettiren değerleri incitmiş, ya da kişisel önceliklerimizi görmezden gelmiş gibi oluruz… Bunlar zor geçitlerdir!
Böyle zamanlarda ya farklı tercihlerimiz olmasına rağmen uzlaşır, araya kaynar ve sessiz kalırız… Ya da tavrımızı, rengimizi ortaya koyar, tutumumuzu belirler ve çatışmayı göze alırız.
Bu YENİAY;

  • Aykırı olma, yadırganma, tepki çekme, sevimliliğimizi hatta saygınlığımızı tehlikeye atma riskine rağmen” OLDUĞUMUZ GİBİ OLMAK” ya da ”İÇİMİZDEN GELENİ ORTAYA DÖKMEK” konusunda bizi zorlayabilir.
  • Bütünlük, aidiyet ve özgürlük kavramlarımızı bir daha gözden geçirebiliriz.
  • Özgürlüğümüzün ve başkalarının özgürlüğünün sınırlarının nerede başlayıp bittiğini tartışmamız gerekebilir.
  • Asıl eğilimlerimiz, baskıladığımız tercihlerimiz ya da gerçekten kim olduğumuz ile, olduğumuzu iddia ettiğimiz kişiliğin gerektirdiği tavırlar arasında sıkışıp kalabiliriz! Yani kendimizle yüzleşmemiz ve kendi içimizde dürüst ve net olamadığımız yerleri saptayıp yön belirlememiz gerekebilir.
  • Etrafımızdaki kişilerin de, kendilerinden bekleneni yapmak, ”bize göre doğru ya da yakışan” tavrı sergilemek yerine, gerçek tercihlerini, duruşlarını, kimliklerini ortaya döktüklerine şahit olabiliriz.

Kendimize şu soruları sormamız yerinde olur;

  • Benden beklenen ne?  Çevremin benden beklediklerinin ne kadarını yapmaya hazırım, ne kadarına hazır değilim?
  • Benden beklenenler ile özdeş davranmak adına neleri gözden çıkartmam lazım? Bu ”fedakarlık” beni neden ve ne kadar rahatsız ediyor?
  • Ben aslında ne yapmak, ne demek, neden yana olmak istiyorum?
  • Gerçek tercihimin ne olduğunu ortaya koyarsam, neleri kaybederim?
  • Hazır olmadığım fedakarlıkları yapmak, sonradan hem kendime hem de etrafımdakilere daha fazla acı çektirmeme neden olur mu?
  • Etrafımdakilerin gerçekte kim olduklarını biliyor muyum? Yakınlarım ile benzerliklerimize  dayanarak yanyana dursak da, gerçekte ne kadar uyumlu olduğumuzu hiç sorguladık mı?
  • Farklılıkları yok sayarak, dillendirmeyerek ve herkesin genel doğrulara göre davranacağını umarak davranmak, sorunun büyümesine yol açıyor olabilir mi?
  • Özgür olmaktan ve insanları özgür bırakmaktan ne anlıyorum?
  • İnsanlarla aramda kişisel özgürlüğün gerektirdiği mesafe ayarlarını yapabiliyor muyum?
  • Kendi özgürlük tanımımla başkalarının alanına zarar veriyor muyum? Özgür olmak iddiası ile sorumluluklarımı ihmal ediyor olabilir miyim?
  • Başkalarının kendileri olmasına ne kadar izin veriyorum?
  • Bir insanı olduğu gibi kabul etmekten ve  kendimi koruyacak sınırları çizmekten ne anlıyorum?

Bizi değerli kılan farklılıklarımız ve bunları bütünün yararına kullanma becerimiz ve gayretimizdir. Uzlaşmak yanyana durmak için gereklidir. Ancak bütünlük arzusu ve çabası, her türlü kişisel farklılığı ortadan kaldıracak bir baskıya dönüşürse, hem bireysel hem de sosyal olarak verimi düşürür. İnsan kendisini var eden niteliklere sahip çıkmadan,  bütüne de katkıda bulunamaz…
Uyum ve çoğunluğun arzusuna boyun eğmek, eğer kişilerin ve fonksiyonalitesini azaltıyorsa, bir süre sonra sosyal grubun, topluluğun fonksiyonları da zayıflar. Topluluk, güçlü görünen ama ağır ve baskılanmış iç gerilimler yüzünden patlamaya hazır bir yapı haline dönüşür.
Bu YENİAY da, dahil olduğumuz fiziksel ve manevi tüm topluluklara saygımız ve kendi farklılıklarımız arasındaki dengeyi bulmak için gayret göstereceğiz.
Bunun için pusulamız, SEVGİ ve ADALET olsun. Zira en derin çatışmalar bile, sevgi ve adalet ile bütünlüğü güçlendiren, yaratıcı sonuçlara dönüşür.
BURÇLARA GÖRE YORUMLAR için 28 Ocak 2017, KOVA Burcu’nda YENİAY’ın Burçlara Göre Etkisi…
Devam etmek isteyenler için bir Queen parçası, I WANT TO BREAK FREE; Ben orijinali de çok severim ama bu akustik Cassette cover’ını da sevdim…

0 Yorum

  1. mukitika

    yreğine emeğine sağlık bu muhteşem yazın için sevgili junimm..
    “sevgi kalplerin şifasıdır” yazmış kaplumbağa terbiyecisi tablosunda osman hamdi bey..o zaman sevgi ve adalet hepimizin bu ay şifası olsun dilerim..
    adalet ve adaletli olmak konusunda tavsiye edebiledceğin beslenebileceğimiz bir kaynak var mı junocum?

Bir Cevap Yazın

Arşiv

Kategoriler

Juno - Kendi Halinde Bir Yıldız Gözlemcisi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et