Site icon Juno – Kendi Halinde Bir Yıldız Gözlemcisi

24 Ekim 2018 BOĞA Burcu'nda DOLUNAY; Varlık ve Yokluğun Anlamı…

La Madona de Port Lligat - Salvador Dalí

24 Ekim 2018 günü, İstanbul’a göre 19:45’de, DOLUNAY adını verdiğimiz Güneş – AY karşıtlığı, tam halini alacak. DOLUNAY haritasını yorumlarken aşağıdaki göstergeleri dikkate alıyorum;

MEALİ; 
Dünya açısından geleceği belirleyen kartların dağıtılma zamanı olduğunu söyleyebiliriz! Neleri var etmek için neleri feda edeceğine karar verecek insanlık…

bunu zaman içinde hepimiz göreceğiz.
Bireysel düzlemde ise varlığımıza yüklediğimiz anlama, hayatı bizim için değerli hale getiren unsurlara ya da hayatımızı oluşturan bileşenlere – konumlara, eşyalara, insanlara – biçtiğimiz değere dair kırılma noktaları yaşayabiliriz;

AŞIRILIK DAİMA TÜKETİCİDİR! Aşırıya kaçan, ihmalkar davranan, çok verip hiç almayan, çok alıp hiç vermeyen, yaptıkları ile neyi hak ettiğini hiç sorgulamayan, yapılanın hakkını iyi değerlendiremeyen, elinde olanı verimsiz kullanan, kendi dahil hiç bir şeyin kıymetini bilmeyen kişi, eriştiği, aldığı, yaşadığı her şeyin içini boşaltır ve kıymetli olanı boşu boşuna  tüketir.
Hayat, can, varlık, bize verilmiş olan en önemli hediyedir! Ama bu hediye bir EMANETTİR! Emanet olması geçiciliğinden yani zamana, mekana, koşullara tabi olmasındandır 😉
Hayata dair olan her şey de bu prensibe bağlı olarak bir emanettir. Emanet edilen kaynakları, konumları, fırsatları, nitelikleri, yolumuza çıkan işleri ve ilişkileri sorumsuzca kullanmak, yokedici bir tavırdır ve ister istemez yokoluşa sebep verir.
Öte yandan yokluk da varlığın bir koşuludur. İnsan yoklukla tetiklenir 🙂 Yoksunluk atıl olan kaynakları, bilgileri, olanakları, yetenekleri, gücü, hatta genetik hafızayı ortaya çıkartıp kullanmamıza neden olur.
NEFS ve NEFES arasında ilginç bir bağ vardır 🙂
Nefsi olmayan şey, Ruh’un Nefesini alıp da harekete geçemez… Bu nedenle nefs, nefesin aracıdır. Yani nefsi nefes alıp verecek, fonksiyonuna devam edecek kadar doyurmak gerekir. Bir miktar tüketim, üretim için şarttır. Ama nefs aynı zamanda doymak bilmeyen bir canavardır ve daima daha fazla KURBAN İSTER! Oysa asıl kurban ettiğimiz şey daima bize emanet edilmiş olan hayat, kaynaklar ve zamandır.
İnsan nefsini ve hayat içinde sunulmuş olan diğer emanetleri, ancak varlığını anlamlı kılacak şeyler için feda etmelidir. Bu nedenle ne ile uğraştığımız, ömrümüzü neyi var etmek için geçirdiğimiz önemlidir.
Hayat durağanlığı sevmez. Süreklilik bitişler ve başlangıçlar ile mümkündür. Yerine getirdiğimiz fonksiyonların önemi ve anlamı dahi zaman, zemin ve koşullar dahilinde değişip dönüşür. Önceliklerimizin, kararlarımızın, fonksiyonlarımızın zaman içinde değişmesi sayesinde hem hayatta kalır hem de hayatımıza anlam katarız. Hiç bir şeyin bitmemesini, hayatın hep aynı şekilde devam etmesini, değerli ve önemli bellediği şeylerin zamanla dönüşmemesini isteyen ve kendini geçmişe gömüp, geleceğin olasılıkları ile ilgilenmeyen de, kendini var edeyim derken yok eden nefstir!
Bir nefsin bir başka nefse kurban olması mümkün değildir! Zira her nefsi ayakta tutan kendi nefesidir. Kimsenin nefesi olamayız. Kimse de bizim nefesimiz olamaz. Hayatımızı devam ettirecek nefesi bir başka nefsin bize vereceklerinde aramak hatta bunu mümkün kılmak için verdikçe vermek, fedakarlıktan değildir! Bu açlıktan gözü dönmüş bir nefsin, kendi değerini bilmeyen ve varlığını anlamlandıracak şekilde yaşayamayan bir insanın boş ısrarıdır!
OLANI hakkını vererek kullanmak, verilenin kıymetini bilmek, elimizde olanları sevmek ve onlarla daha güzelini, daha iyisini yapmak mümkün olsun hepimize 🙂
BURÇLARA göre yorum 24 Ekim 2018, Boğa Burcundaki DOLUNAY’ın Burçlara Etkisi…. Ama sanmayın ki kişinin ahvali hayatın akışından ayrı bir haldedir 😉
Orhan Baba’nın herşeyi AŞK örneği üzerinden anlatan bir ozan olduğu, İLHAMLI ve VERİMLİ döneminden kalma bir eseri olan ”Zaman Akıp Gider”i, ilahi yorumları ile tanıdığımız Sami Savni Özer ve Rubato birlikte icra etmişler…
Ömür yolunu koşarak geçerken, gönlümüzde hal bırakmayan bir şeylerin peşine takılırız illa ki 🙂 Bu hep romantik aşk olmak zorunda değildir! Esasen kendi varlığının değerini bilmenin, varolmayı anlamlandırmanın peşindedir her insan… Ve bu anlamı KENDİSİ DIŞINDA aramaktan gönlü hep yorgundur. Ne diyor şarkıda; EN BÜYÜK GERÇEK İSE ”OLUP OLMAMAK” 😉

Exit mobile version