18 Ocak 2022, YENGEÇ Burcu’nda DOLUNAY;

Piotr Wyrzykowski
Resim: Piotr Wyrzykowski

18 Ocak 2022, YENGEÇ Burcu’nda DOLUNAY;

18 Ocak 2022 günü, İstanbul’a göre 02:48 itibariyle DOLUNAY adını verdiğimiz Güneş – AY karşıtlığı tam halini alıyor. DOLUNAY haritasını yorumlarken aşağıdaki göstergeleri dikkate alıyorum;

  • AY Yengeç Burcu’nun 27 derecesinde ve haritanın 9’uncu evinde.
  • Güneş Oğlak Burcu’nun 27 derecesinde, haritanın 3’üncü evinde, Juno, Selena ve Pluto ile Stelyum halinde.
  • Oğlak’ın yöneticisi Satürn Kova Burcu’nda ve retro konumdaki Merkür ile kavuşuyor.
  • Uranüs durağan konumdan normal hareketine geçiyor.
  • AY Düğümleri İkizler-Yay aksından Boğa-Akrep aksına geçiyorlar.
  • Güneş ve AY, AY Düğümleri ile mistik dörtgen oluşturuyor.
  • Lilith ve Mars karşıtlığı, Neptün’den T-Kare alıyor.

MEALİ;

Fırtına öncesi sessizlik gibi bir gökyüzü… Öncelikle şunu belirtmekte fayda var; Çok fazla yanılsama ve kaygı enerjisi taşıyan bir süreç geçiriyoruz. Hemen hemen hiç bir şey göründüğü gibi değil! Sağlıklı veriler elde edemediğimiz bir dönem. Adeta bilgi olarak önümüze konan her şey karar verme ve hareket etme kaabiliyetimizi düşürüyor.Belirsizlik duygusu ortamı geriyor ama yüzeyde görünen çözümlenmesi güç kıpırtıların altında dünya değişiyor! İleriki günlerde bu dolunayı bir milat gibi hatırlamamız mümkün.

Sosyal düzlemde;

  • Finansal piyasalarda çarpıcı değişimler meydana gelebilir.
  • Hükümette bazı değişiklikler, siyasal partilerde ön plana çıkan isimlerin değişmesi ya da netlik kazanması, hatta seçim gündeminin belirlenmesi söz konusu olabilir.

Bireysel düzlemde;

Süreci okuyamıyor ve kontrol edemiyoruz. Belirsizlik bizi yoruyor. Güvende olmak ve hayatımızın nereye aktığını bilmek istediğimiz bir zaman… Bizi bir rahim gibi sıcak, doymuş ve korunmuş hissettirecek yeri bulup orada kalmak istiyoruz. Ancak hayat bizden ayağa kalkıp sağlam durmamızı, yol belirsiz olsa da omurgamızı dik tutmamızı ve özenli adımlarla yürümemizi, uyanık olmamızı ve kaygıya kapılmadan dikkatimizi sadece gereken yerlere çevirmemizi istiyor.

Nasıl deneyimler sözkonusu olabilir;

  • Belirsizlikte birileri bizim için doğru olanı göstersin isteyebiliriz ancak süreç itibariyle kendimiz için uygun olanı ancak biz bulabiliriz. Akıl alabiliriz ancak son karar bize ait olmalıdır zira uygulayacak olan biziz! Yaşadığımız durum kendimizi başkalarının gücüne, basiretine, adaletine, vizyonuna teslim etmek yerine, kendimize güvenmeyi öğrenmemiz için bir fırsat olabilir.
  • İnsanlara karşı aşırı temkinli olmak ile aşırı bağımlı hissetmek arasında gidip gelebiliriz. Kime güveneceğinizi bilemiyorsanız sözlerine değil son tahlilde ne yaptıklarına bakın. İnsanlar hakkında konumlarına veya iddialarına değil davranışlarına bakarak karar vermemiz gereken bir zamandır. Eğer kendimize yani olaylar karşısında gereğini yapma yetimize güveniyorsak, insanları oldukları görmekten korkmaz, göremediğimiz yanları olması fikrinden de aşırı rahatsızlık duymayız. Zaman gerçekleri önümüze çıkarttığında sadece gereğini yaparız.
  • İçine düştüğümüz durumdan birilerini sorumlu tutuyor olabiliriz. Ancak sorunlarımızı çözmek istiyorsak sorumlu ve suçlu aramayı bırakıp bizi feraha çıkartacak çözüme enerji vermemiz daha uygun olacaktır. Gerisi vakit kaybıdır.
  • Alıştığımız güvenli bulduğumuz alanlardan uzaklaşmak fikri bizi ürkütebilir. Ancak bizi güvende tutanın yerler, insanlar değil bizim niteliklerimiz ve davranış biçimimiz olduğunu fark etmemiz için iyi bir zamandır.
  • Kaygıdan olduğumuz yere saplanıp kalabiliriz. Büyük kararlar almakta zorlanıyorsanız, küçük adımlarla ilerleyin. Ama adımlarınızı sağlam atın. Küçük adımların sonuçları bir sonraki adımı belirlesin.
  • Duygularımızı baskılıyor olabiliriz. Çok güçlü görünmeye, çok sorumluluk almaya çalışırken aslında kendimize acıyor olabiliriz. Ya da korkumuzu, kaygımızı baskılamak için sürekli birilerini etrafımızda tutuyor, onların varlığını ya da davranışlarını kendi kaygılarımızın bahanesi haline getiriyor olabiliriz. Oysa duygularımızla yüzleşmek ve neden böyle hissettiğimizi kendimize itiraf etmek, kendimizle barışmamızı sağlar. Kendimizle barış sağladığımız zaman gücümüzü ve zaafımızı bilip ona göre bir yön çizebiliriz.
  • İnsanları kontrol etmeye çalışabiliriz. Oysa kimse bizim arzu ve beklentilerimize göre davranmak zorunda değildir. Son tahlilde talep edeceğimiz tek şey dürüstlük olabilir. Sonra da insanları oldukları gibi kabul edip, bizim için uygun olan yere koyarız. Olmadıkları bir şeyin içini doldurmaları için kimseyi zorlayarak güvende kalamayız.

Toplumun ”basiretli bir liderliğe” ihtiyaç gösterdiği ancak liderlik etmesi beklenen kişilerin görevlerine sahip çıkmak yerine, kendi dertlerine düştükleri bir zamanda insanlar kendilerini nasıl başıboş hisseder bir düşünün… Karmaşık süreçlerde dirayet ve basiret göstermek yerine anlamsız ve huzursuz çırpınışlar içerisinde sağa sola koşturan, gereksiz ataklar yapan ya da kaygıdan kilitlenip kalan bir insanın kendine verdiği zarar ile sorumsuz bir liderin topluma verdiği zarar arasında hiç bir fark yoktur. Ortalık karıştığı zaman, insan kendini kontrol etmekle, kendine sahip çıkmakla, kendi yolunu bulmakla  yükümlüdür. Basiretli ve sorumluluk sahibi liderler, zor zamanlarda bahane bulmazlar, suçu başkalarına atmazlar, gerçekleri çarpıtmazlar ve insanları karanlıkta bırakıp korkutmaya ve baskı altında tutmaya çalışmazlar. Toplumu, gerçeği bilmeye ve hep birlikte sahiplenmeye davet eder, bunun için de somut önerilerde bulunurlar. Basiretli ve sorumluluk sahibi bir insanın da kendisine yapması gereken budur; içinde olduğu durumu dürüstçe tanımlamak, kontrol edemediği koşullar ve insanlarla kavga etmemek, belirsizliğe sabır göstermek, gereksiz ataklar ve çırpınışlar ya da kaygılı geri çekilmeler ile vakit kaybetmemek, uçlara savrulmamak, an itibariyle atılması gereken temel adımları sakin ve düzgün atmak, yapabildiklerini yapıp yapılamayacak olanları zamana bırakmak… Ve kalbinin direğini bulup ona tutunmak!

İnsanın kalbinin direği vardır. İçinde ”fırtına çıktığı zaman sessiz ve güvende kalmak için” tutunduğu bir ÖZ vardır. Sakince nefes alıp verdiğimiz zaman yavaşça bizi temizleyen havada, küçük yudumlarla içimize sindirerek içtiğimiz suda, tadını çıkararak ve şükranla çiğnediğimiz her lokmada da bu ÖZ vardır. ÖZ’ümüz bilir… O’nun sesini duymamıza engel olan etraftaki seslerin çokluğu ve bizim bunlara kulak vererek içine düştüğümüz kaygılardır.

Kaybetmek korkusu insana kendini kaybettirir! Biz kendimizi kaybetmediğimiz sürece hep bir çözüm vardır. Bazı şeyler eksilir, bazı şeyler değişir ve değişimin içinden daima yeni bir hayat çıkar. Eşyanın doğasında bu vardır. Geleceği tahmin etmeye ya da kendi arzunuza göre bükmeye çalışmayın. Sadece ve koşullara bağlı olmaksızın huzurlu ve güvende olduğunuz bir hali yaşanacak tüm anlara projekte etmeye çalışın. Kalbinizde bu güveni, bu sıcaklığı hissedin. Ne olursa böyle hissederim ya da neler buna mani olur gibi bir kaygıya kapılmadan sadece o hale kalbinizde sahip çıkın ve adımlarınızı atarken bu algıyı kaybetmemeye çalışın. Yol adımını atanın önünde belirir! Adımınızı hangi duyguyla atarsanız yol sizi oraya götürür. Sizi huzur ve güvene götüren adımı hissetmek için ÖZ’ünüzdeki direğe tutunun ve hayata izin  verin.

BURÇLARA GÖRE yorumlar için https://junoastrology.com/18-ocak-2022-yengec-burcundaki-dolunayin-burclara-etkisi/ sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Bu yazının müziği iki gündür ıslığımda geziniyor 🙂 Anlamını bilmiyorum ama içimi dolduruyor. Size de eşlik etsin… Bratch’dan Dicav A Dro Soune

 

 

 

5 Adet Yorum

  1. Muteber Cantürk Özdoğan

    💚💚💚😘

  2. Gülçin

    Bir beraberlik altın demekmiş :))

  3. Defne

    Mevcut durumu o kadar güzel anlatmışsınız ki, emeğinize sağlık.

    Ben dahil çevremdeki birçok kişinin hayatında bir belirsizlik ve kaygı hakim ve bu yazı aslında hepimizin aradığı cevapları aktarmışsınız.

    Hatta kendi adıma söyleyebilirim ki son 1-1.5 yılda farkına vardığım şeyleri özetliyor bu yazı. Güneş yengeç olmam ve bu dolunayın etkisi var mı bilemiyorum ama halihazırda zamanın ruhunda olan bu şeyleri herkesin fark etmesi umuduyla 🌼🌼

  4. Işıl Önen

    ❤❤❤❤⚘

  5. Bero

    Icimdeki kaygiyi biraz daha iyi anlayabilmek icin gunlerdir sayfayi yenileyip duruyorum. Okuduktan sonra biraz kendime geldim diyebilirim. Kolektif bilincin sifali annelerinden Junocan, cok tesekkurler .

Bero için bir cevap yazınCevabı iptal et

Arşiv

Kategoriler

Juno - Kendi Halinde Bir Yıldız Gözlemcisi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et