16’ların GÜNÜ…

by Pino Daeni
Resim:

16’ların GÜNÜ…

Birçok gezegenin bulundukları burçların 16’ıncı derecesine yerleştikleri ve aralarında bağlar kurdukları bir gün yaşayacağız;

Venüs Yengeç Burcunun, Chiron Balık Burcunun (17’den retro yaparken), Satürn Akrep Burcunun 16 derecesinde büyük üçgen görünümde… Lilith Aslan Burcunun 16’ıncı derecesinden, Koç’un 16 derecesindeki Uranüs ile üçgen yapıyor ve Satürn ile kare halinde. Uranüs ve Venüs arasında da kare açı var.

Bu gezegenlerin bazıları bu derecede daha uzun süre kalacak ve tanımlayacağım enerjinin – zaten başlamış olan – süreci daha geniş bir zamana yayılacak.

Ama 1 Ağustos 2014 Cuma günü, 16’ıncı derece etrafında yoğunlaşan gezegenler arasındaki görünümleri en güçlü yansıtan gün…

MEALİ;

Bu günü etkin hale getiren Venüs’ten girmekte fayda var söze… Yengeç’teki Venüs anaç ve koruyucudur. Kendisinin ve sevdiklerinin güvenliğine düşkündür. Değer verdiği her şeyin kalıcı olmasını arzu eder. Ani kayıpların anılarıyla baş etmekte zorlanır ve önemsediği konularda beklenmedik değişimler yaşamaktan korkar. Kendisine yeterince değer verilmemesi ihtimalini ise, düşünmek bile istemez.

Demek ki bugünün konusu DEĞERLİ olmak… Kendi değerimiz ve değer verdiğimiz ya da bize değer kattığını düşündüğümüz her bir şeyimiz hakkında korumacı ve endişeli olmaya yatkınız…

Ve bugün, bu endişelerimizi tetikleyebilecek olaylar… Böyle endişeler beslediğimiz dönemlere dair anılar… Böyle endişelerimizi arttıran türden insanlarla karşılaşmamız mümkün.

Ya da basitçe; yolda giderken, DEĞERSİZLİK HİSSİMİZ ve KAYBETME ENDİŞEMİZ ile karşılaşacağız 😉

Değersizlik hissi hayatımız boyunca düşüp durduğumuz tuzaklardan biridir. Bu duygunun yan etkileri ve yansımaları ile baş etmeye çalışırken bir çok savunma biçimi geliştirir, bu kaygıyı gidereceğini umduğumuz ilişkilerle, deneyimlerle ve nesnelerle etrafımızı donatır ama DEĞERSİZLİK KORKUSU’ndan gerçek anlamda kurtulmayı beceremeyiz.

KAYBETME ENDİŞESİ de, değer duygumuzla kolkola girmiş bir duygudur… Kazanan olmak, değerli şeylere sahip olmak, bizi hoşnut kılan ve güvende hissettiren şeylerle çevrilmiş olmak, adeta kendi değerimizin, var olmayı hak ettiğimizin ve korunduğumuzun bir göstergesi gibidir.

Bizim genetik hafızamıza ve sosyal kodlarımıza göre, ”alabilen ya da sahip olabilen” ONAYLANMIŞ olandır.

Dolayısıyla bir konumu, bir varlığı, bir hakkı KAYBETMEK, DEĞERSİZ OLMAK ile PARALEL bir anlam taşır.

Bu nedenle de, bize kendimizi ”değersiz, zayıf, kaybeden, yoksun, eksik” hissettirmiş olan olayları ve insanları hatırlatan her şey, ensemizdeki tüyleri ürpertir ve kalkanlarımızı havaya kaldırmamıza neden olur.

Meşrebimize göre; ister saldırarak, ister saklanarak, ister savunarak, KORUNMAYA ve KORUMAYA çalışırız.

Bazen başarır, bazen yenilir, bazen de boş bir endişe ile ortalığı ya da kendi içimizi velveleye vermiş olduğumuzu fark eder, yine de bir şekilde sarsılırız… Zira değersizlik hissimiz veya kaybetme korkumuz ile yüzleşmek, taa derinde bize ZAYIF dolayısıyla da ÖNEMSİZ ve DEĞERSİZ olduğumuzu hatırlatır!

En büyük zaafımızın, en büyük açığımızın, en derin yaramızın, dolayısıyla gerçek düşmanımızın ”zayıf, güçsüz, önemsiz, değersiz olma korkumuz” olduğunu bir türlü anlayamayız…

Öyleyse;

Bugünün menüsü, bize kendimizi değersiz, önemsiz, güçsüz hissettiren şeylerle savaşmak olmamalı!

Bugün, bize korkumuzu hatırlatanlarla kapışmayı bir yana bırakıp, bizi içten içe yiyen, güçsüz düşüren, saçmalamamıza neden olan, kendimize duyduğumuz saygıyı azaltan, ”ölçüsüz, yersiz, onursuz” davranmaya iten, ÖZDE taşıdığımız değerleri yok saymamıza ya da ortaya çıkartmamıza engel olan ve en önemlisi hayata yüklediğimiz anlamı çarpıtan bu korkuyu tamir etmekle uğraşmalıyız.

Bunun için de  DEĞERLİ, GÜÇLÜ, ÖNEMLİ OLMA kavramımıza odaklanmakta fayda var!

Yengeç’teki Venüs’ün en değer verdiği şey taşıdığı ve devredeceği MİRAS’tır.  Ve insanın en büyük gücü ve en değerli mirası GENETİK HAFIZASI’dır!

Korkularımız, yanılgılarımız, tutkularımız, hırslarımız, bize miras kalmıştır. Biz bir ömür o mirası temizlemekle uğraşır, bizden öncekilerin zaaflarıyla doğmuş olsak da, bunlarla baş etmenin yeni ve daha etkili yollarını bulmaya, aynı tuzağa düşüp farklı yollarla dışarı çıkmaya çalışırız 🙂

Dolayısıyla, her birimizin hayat deneyimini önemli, eşsiz, gerekli, ve çok ama çok değerli kılan, yani VARLIĞIMIZA ŞAN VEREN şey GÖSTERDİĞİMİZ ÇABA’dır!

Bir EMANET’tir insan olmak. Biz o emaneti ALIR, DÖNÜŞTÜRÜR ve ardımızda insan kardeşlerimizin kuşaklar boyu sahip çıkıp üzerinde çalışacakları İZLER bırakırız…

İnsanlığın gerçek öyküsü, kazanırken, kaybederken, direnirken, sabrederken, bırakırken, sahip çıkarken, düşerken, kalkarken, ağlarken, yani korkarken, ve korktuklarımızla yüzleşirken, İNSAN GİBİ İNSAN KALMAK İÇİN VERDİĞİMİZ ÇABANIN ÖYKÜSÜ’dür.

Dostlarımız, çocuklarımız ve hatta düşmanlarımız, bu çabaya bakarak öğrenirler insan olmanın ne olduğunu…

Dolayısıyla kazanmak kadar kaybetmenin de, almak kadar vermenin de, tutmak kadar yitirmenin de, ”bizim bu durumu göğüsleme şeklimize bağlı” bir saygınlığı, bir değeri, bir onuru vardır.

Bugün yaşayacaklarımız karşısında, sonuçlara değil kendimize duyduğumuz saygıyı ve inandığımız adabı korumaya odaklanalım.

Kendilerini tehdit altında hissedenler, üstünlük sağlamak ve etraflarındakileri korkutmak için tehditkar olmaya çalışırlar… Böyle davrandıkları zaman korkmayan, kaçmayan, saldırmayan ve tehdit sinyalleri yaymayanın ise, kendilerine göre bir HASIM olmadığını ve onunla alıştıkları yöntemle baş edemeyeceklerini bilirler!

Bugün, öğrenilmiş güdülerinizi kontrol edin; Korkmayın, Kaçmayın… Kontrolü Ele Geçirmek İçin kimseyi korkutmayın, saldırmayın… Ortadaki ödülü almak ve alamamak olmasın bütün meseleniz. Sadece ve sakince size yakışanı yapın 🙂

BİLİN Kİ; kendimizi gerçekten güçlü ve başkasına bağımlı olmaksızın değerli hissetmenin en iyi yolu budur.

Ve böyle yapmak, yalnız kendimize duyduğumuz saygıyı  arttırmakla kalmayacak… güdülerimizin, alışkanlıklarımızın ve korkumuzun üzerine çıkmamız, hem kendi genetik hafızamızdaki hem de buna şahit olanların zihinlerindeki bilgi zincirine, yepyeni bir halka ekleyecek… yepyeni sorgulamaların başlamasına, yeni denklemlerin kurulmasına vesile olacaktır…

Şimdi gidin ve kendi tarihinizde… ve insanlık tarihinde temiz bir sayfa açın. Böyle sayfaların kelebek etkisiyle yaratacağı, hayranlık verici dalgalar bir ara dönüp sizi bulacaktır 😉

APOCALYPTICA – Beautiful …

0 Yorum

  1. Sibel

    Harikasın 😉

  2. Emine Ela

    ne güzel insansın sen Mediha.. Teşekkürler yine 🙂

  3. saduman

    Tam zamanında geldi,yüreğine sağlık.

  4. mukitika

    ne dese insan mana’dan yoksun kalır..
    hani yoksunluk nedir bilip de hasretini taa yüreğe işleyen’e..
    hani bu işin ruhu’nu anlamadın ya ona yanarım denir ya bazen de..keza öyle bir güzellik ile dokundun yine kalplere junimm..

    ey insan..ey hz insan..ey kamil ol’an..şu yaşadıkların eski fotoğraflara bakmak gibi değil de nedir..ne yaşadıysan onu bulduğun..ne düşündüysen onu yaşadığın..
    ard arda çekilmiş fotoğraf kareleri bir yaşamdan sonsuzluğua açılan bir pencerede..
    velev ki huzurluysan..işte tüm mesele bu..o halde huzurdasın da..o halde sürekli O’nunlasın..O’ndasın..O’ndansın..
    seyreyle güzel Tek’in mucizeliğini..la ilahe illallah’ı kalbine nakşeylenin güzel mucizelerini ellerini başının altına koyup büyük bir teslimiyetle seyreyle..ki o seyreden de zira (Hakikaitin) Kendisi..
    teşekkürler junim..harikasın..
    tez vakitte görüşmeler olsun..en kısa en hayırlı en tez vakitte dilerim..
    görelim herşeyi güzel eyleyen bize ne zaman kavuşmayı yar kıldı..

    son olarak hz mevlanadan öğrendiğim bir dua ile noktalamak isterim sözlerimi..
    “Allahım şaşırtma beni, doğruyu söylet, neşeni duyur, hakikati öğret..Sen öğretmezsen ben bilemem, sen sevdirmezsen ben sevemem..sevdir bana sevdiklerini, yerdi,r hep yerdiklerini, yar et bana, kendine-özüne erdirdiklerilerini!”
    sevgilerimle junim..
    ve seni seviyorum..

  5. aga

    ömür tamamlıyoruz acısıyla tatlısıyla yıne çok güzel bir yazı olmuş tesekür ederin JUNO

  6. Larus

    medina…

  7. MeV

    Müthiş…

  8. Nalan

    Korkularım vardı,kendime saygım yoktu. Başkalarını suçluyordum bana davranışları yüzünden.
    Sonradan uyandım, Kendisine saygı duymayana kimse saygı duymuyor. Evladı dahi!
    Kimse benden üstün değil! Ama onları da yaşamalıymışım belkide.
    Bu kadar harika kelimeleri nerden buluyorsunuz? Yükselen ikizler mi?

    1. Hepimize kolaylıklar dilerim 🙂
      Yükselen İkizler değil…
      Ama Merkür’üm iyi konumda 😉
      Sevgiler

  9. melike

    Yine harika dile getirmişsiniz teşekkürler juno

Bir Cevap Yazın

Arşiv

Kategoriler

Juno - Kendi Halinde Bir Yıldız Gözlemcisi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et