Site icon Juno – Kendi Halinde Bir Yıldız Gözlemcisi

15 Nisan 2014, Terazi Burcundaki Dolunay’ın Burçlara Etkisi

Selena by Albert Aublet

15 Nisan 2014 günü, İstanbul itibariyle 10:42′de Terazi Burcu’nun 25 derecesinde Dolunay’ı yaşayacağız. Hemen ardından Ay Tutulacak. Bu Dolunay ve Tutulmanın genel etkisi için kısaca şöyle demiştik;

Değişim daha hızlanarak devam edecek. Ve biz her geçen gün sıkı sıkıya tutunduğumuz alışkanlıkların bize faydası olmadığını biraz daha net görecek, güvenlik derdinden sığındığımız ”sevgili bahanelerimizin” güvensizliğini tekrar tekrar fark etmeye devam edeceğiz.

Bahanelerimize tutunmak, hatayı kabul etmek zor gelir zira insan kendini affedemez ”Kusursuzluk Miti” yüzünden hatalarını kader haline getirir. Oysa Yaratan bizi her halimizle kabul eder ve her an affetmeye hazırdır.

O zaman, artık fark etmek, kabul etmek, makas değiştirmek, kaygıyı güvene dönüştürmek, bize göre ”iyi” olanı oldurtmaya çalışıp, olmayınca yıkılmak yerine, ”halde” huzur bulmak…

Bizce güzel olan sonuca değil, her adımda ”güzel insan” olmaya odaklanmak zamanıdır!

Burçlara göre Dolunay’ın etkilerine gelince;

KOÇ ve Yükselen KOÇ: Bu Dolunay Koç’ları güç mücadeleleri hakkında düşündürecek. ”Haklı” olduğumuzu düşünmek, ya da bir şekilde haklı çıkmayı beceriyor olmak, yol arkadaşlarımızı ve işbirliği yaptığımız insanları hayatımızda tutmaz. İlişkilerimizde güvende ve huzurlu hissetmek için iktidar duygumuza gem vurmayı bilmek, ”verdiklerimizin” karşılığında koşulsuz teslimiyet beklememek, arada bir yanılmaktan ya da taleplerimiz konusunda geri adım atmaktan bu kadar korkmamak gerekir. İlişkileri kırılma noktasına gelene kadar zorlarsak, kaybetmek ya da daha ağır koşullar içeren bir geri çekilmeyi kabul etmek durumunda kalırız. Ya sizi ”güvende tutan” ilişkilerde daha ”uzlaşmacı” olun, ya da güvenlik anlayışınızı değiştirin ve değişimlerden kaygı duymamayı, seçimlerinizin sonuçlarıyla kucaklaşmayı kabullenin! Tamam anladık çok zeki ve beceriklisiniz. Yine de onaylanmaya ihtiyaç duyan biri için fazla ödünsüz ya da ödünsüz biri için fazla kırılgan davranıyorsunuz. İlişkilerinizde mutlak güç sahibi ya da kurban rolünde olduğunuz ”Çocuk-Ebeveyn” modeline veda edin. Ayrıca fikirleriniz ”muhteşem” olabilir. Ama insanlar bu fikirleri sırf siz savunduğunuz için reddediyorlarsa, iletişim modelinizi gözden geçirmeniz gerekir. İnsanların söylediklerimizden ve yaptıklarımızdan yarar görmesi, sunduklarımızın algılanması ve kullanabilmesi için, sunuş biçimimizi ve taleplerimizi onlara ”uygun” hale getirmek bizim sorumluluğumuzdadır. Kolay Gelsin 🙂

BOĞA ve Yükselen BOĞA: Dolunay Boğalara ”geri çekilmek” hakkında dersler verecek. ”Geri Çekilmek” her zaman kaybetmek ya da kaybolmak anlamına gelmez! Geri planda kalmayı ya da kendinizi bir süre için rölantiye almayı, gönüllü olarak kabul ettiyseniz bundan rahatsız olmayın. Bazen durmak, gelmekte olan hareketin habercisidir. Ve alıştığınız düzenin dışında kalmak, daha iyisini tasarlamak için elinize geçen bir fırsattır. Siz etkin olmayı mı severdiniz… Biraz da kabullenici olun. İlişkilerinizi besleyerek kendinize hareket alanı mı açardınız… Biraz da sizi besleyen insanlara hayatınızda yer açın. Ne söyleseniz kabul mü görürdü… Biraz da kendinizden kuşku duyun ve dinleyin. Ama yaşama biçiminizi değiştirmemek, konfor alanınızı korumak adına edilgen ve atıl bir hale geldiğinizi düşünmeye başladıysanız, zihninizi ve bedeninizi yavaştan harekete geçin! Zira korkularınızla şekillenen bir konfor alanı, bir süre sonra hapishaneniz haline gelir. Dolunay size eksiğin ya da üstü örtülü kalanın ne olduğunu gösterecek ve inançlarınızda ya da planlarınızda değişiklik yapmak farz olacaktır. Yine de güneşin altında her şeyin bir zamanı ve geçen zamanı kayıp olmaktan kurtarmanın bir yolu vardır. Bu da bulunduğunuz koşullar altında elinizden gelenin en iyisini yapmaktan ve yeniden ortaya çıktığınız zaman ”geçmişteki yerini bulmaya” çalışan biri gibi değil, ”geçmişten ders almış” biri gibi davranmaktan geçer.

İKİZLER ve Yükselen İKİZLER: Dolunay İkizler’i ”Korkunun Ecele Faydası Yoktur” sözü üzerinde düşündürecek. Arzu ettiklerimiz için risk alırız. Başka türlüsü bize ”ölmek” gibi gelir. Bazen de yol bizi arzularımızdan vazgeçmeye zorlar. Bu da bize ”ölmek” gibi gelir… Oysa hayatın kanunu budur; Her seçiş bir vazgeçiştir. Bir seçim yaparken aklımız hep vazgeçtiklerimizde kalır. Ama bizim için neyin ”iyi” olduğuna karar vermek adına eşikte ayak sürümek, her şeyi kazanayım derken herşeyi berbat etmeye de yol açabilir. Çok kazanmak isteyen çok çalışmaya, çok beklentili olan çok hayal kırıklığına, çok sevilmek isteyen çok insanı memnun etmeye, çok yaşamak isteyen çok yıpranmaya adaydır. Yani her aşırılığın bir bedeli vardır. Karar verememenin bedeli ise araftır! Bu nedenle bir seçim yapmak kaçınılmaz olduğunda, bedelini de göze alın. Zaten neyi seçerseniz seçin patika değişse bile kaderin sizi çıkartacağı yer aynıdır 🙂 O yüzden başınıza gelecekleri tahmin etmeye çalışmak yerine, siz yaptığınız seçimin hakkını vermeye ve bu seçimin hayatınıza getirdiklerini cesaretle ”değerlendirmeye” gayret edin. Değerlendirme sonucu ”hata”yı gösteriyorsa, kıvırmayın. İdrak edin. Yakışanı yapın! Hayatın derdi sizi tuzağa düşürmek değil, kendinize tuzak kurmanıza neden olan huylarınızı fark etmenizi sağlamaktır. İşinize geleni değil yakışanı yaparsanız, önünüzde aydınlık bir yol mutlaka açılacaktır.

YENGEÇ ve Yükselen YENGEÇ: Bu Dolunay spotları Yengeç’lerin üzerine çevirdi. Hazır olun rahatınız kaçacak! Kendi arzunuzla gölgelere saklanıyor ve sonra da yazıkam ezikem muhabbetlerine doyamıyordunuz. Ama bu aralar gölgelerin gücü mücü bitti :))) Mızıldadığınız konularda aslında 10 kaplan gücünde olduğunuz da, atıp tuttuğunuz konularda bir numaranızın olmadığı da ayan beyan ortaya çıkacak. Ekspoze olmak, kim olduğunuzu görmek ve göstermek işinize gelmedi mi? Sorumluluk biraz fazla geliyor ve bundan sonra kimse sizden daha azını beklemeyecek öyle mi? Yol arkadaşlarınızın tavrında, beklentilerinde ya da türünde değişiklikler mi olmaya başladı? Vıdı vıdıyı bırakın şekerim. Bilin ki; yapamam edemem demek ya da durduğunuz yerden yapanı ya da yapamayanı eleştirmek yerine elinizi taşın altına koymak size kendinizi ”yaşıyor” hissettirecek! Ve elbette hayata karışmanın, konfor alanınızı terk etmek gibi bir bedeli de olacak. Bu geçişi yaparken birkaç şeye dikkat edin; Başkalarının hükmü altında ezilmemek için gücünüzü kuşanmanız gerekir. Ama hükmeden pozisyonunda olanın da ezildiğini unutmayın! Madem iktidar size geçti, o zaman  ”üstün olma – alttan alma” kriterlerinizi şöyle bir elden geçirin ve size yapılmasını istemeyeceğiniz şeyi başkasına yapmayın. Haaa bir de; lider kendisinden bekleneni yapan değil, görevinin gereğini bilen ve bunu onaylanmama pahasına yapabilen kişidir. KOLAY GELSİN  🙂

ASLAN ve Yükselen ASLAN: Bu Dolunay’da iddia ve inançlarınızı elden geçirmenize neden olacak, sizi iman tazelemek durumunda bırakacak gelişmeler sizi bekliyor. Hayatınıza giren insanlar ve olaylar duygularınızda ve hayat planlarınızda değişiklik yapmanıza yol açabilirler. Kaçındığınız adımlara sizi zorlayan durumlar yaşayabilir ya da ortaya çıkan gerçekler, yeni oluşan bir idrak nedeniyle bazı konularda niye ileriye gidemediğinizi fark edebilirsiniz. Belirsizlikten şikayet ederken, belirsizliği yaratanın sizin ön yargılarınız ve korkularınız olduğunu görebilirsiniz. Siz kendinizi gerçekten sakınsanız da, aymazlığa bilmezliğe sığınsanız da, hayat size anlamanız gerekeni anlatacak. Siz hayata güvenmiyorum, bu şartlarda şu şutları atamıyorum filan fıstık derken şartlar değişecek. O zaman siz asıl güvenmediğiniz şeyin kendiniz olduğunu göreceksiniz. Korkularımızı kabul etmek, bize zayıflık gibi gördüğümüz durumun içindeki gücü, kayıp sandığımız durumun içindeki kazancı fark ettirir.  Evet Aslancımlar, bu ara kaderinizin kontrolü elinize almayı filan boşverip yaşadıklarınıza gönüllü bir teslimiyet gösterdiğinizde, şartlarınız umulmadık bir yönde değişebilir. Eğer görmek istediğinizi aramak yerine, olanı anlamak için gayret gösterirseniz, şüphe bilgiye, kaygı ise umuda dönüşür ve siz özgürleşirsiniz. Zira gerçek insanı özgürleştirir 🙂

BAŞAK ve Yükselen BAŞAK: Bu Dolunay’da Başaklar ”neyi kazanmak adına neyi feda edebileceklerini” sorgulayacaklar. İnsanlar kendilerini şanssız zannederler. Oysa çoğu kez ”fırsat” diye adlandırdıkları durumun bedelini ödemek istememişlerdir. Sunulanı alabilmek dahi, bazen kendimize biçtiğimiz duruştan, kendimize saklamak istediğimiz ayrıcalıklardan ya da önceliklerimizden ödün vermeyi gerektirir. Bazen kendimizi kazanmak için elimizde sıkı sıkı tuttuğumuz bir ipi bırakırız… Bazen de ipi yakalamak için kendimizi… Aday olduğumuz ödüller için ya da basitçe seçimlerimiz adına gereken fedakarlıklara gönüllü olmamız gerekir. Aksi takdirde hayatın ”kontrol etmeye çalıştığımız alanlarda” yarattığı karşı konulmaz yıkım ya da dönüşümler bize büyük acı verir. Derken yıllar geçer… Ve biz elimizde olandan bir türlü memnun olamadığımızı fark ederiz. Başaklar için bu Dolunay’ın ödülü ”kayıp ya da fedakarlık” olarak adlandırdıklarının getirilerini bir daha değerlendirmek ve elinden tutmaya çalıştıklarının onlara çıkarttığı faturadaki tutarı fark etmektir. Bu ”değerlendirme” sayesinde, ya denklemi tersine çevirmeye ve kendilerini dönüştürecek fırsatları ve bunlara bağlı riskleri kucaklamaya ikna olurlar… Ya da tercihlerinden hoşnut ve ellerindekine razı olmayı becerirler.

TERAZİ ve Yükselen TERAZİ: Bu Dolunay Terazi’lerin üzerine doğuyor 🙂 Kendinizi fark edeceksiniz! Etrafınızdakiler öyle teklifler ile gelecekler ki karşınıza, ”olmamasından” şikayet ettiğiniz şeylere engel koyanın bizzat siz olduğunu fark edeceksiniz. Ya da öyle bir üstünüze gelecekler ki, artık geri çekilecek, uzlaşacak yeriniz kalmayacak ve ”ortaklığı” zorlamanın bir anlamı olmadığını idrak edeceksiniz. Siz pistte kalmak adına ayağınıza basan partnerinize sarılıp kalıyor ya da seçim yapamadığınız için dansa kalkamıyorsunuz. Ama bu kez göklerdeki parti sizin için veriliyor. Ya eğlenecek ya da şehri terk edeceksiniz. Yolumuza şekil veren bazen attığımız adımlar değil atmak istemediğiniz adımlardır. Ama insan bunu görmeyi reddeder. Canım Terazicimler; kimsenin size zorla hükmettiği ya da yolunuza taş koyduğu filan yok… Konfor alanınızı korumak adına geri çekilmenize ve iktidarı yitirmenize neden olan seçimleri yapan sizsiniz. İktidara alerjiniz olduğunu ama yönetime müdahale etmeden duramadığınızı da pekala biliyorsunuz. Eh işte şimdi ne engeliniz var ne de çaktırmadan sığındığınız o güvenlik alanınız! Tanıdık duvarlar yıkıldı. Artık uçmak için serbestsiniz 🙂

AKREP ve Yükselen AKREP: Bu Dolunay Akrepleri ”yeniden doğmak için ölmeye” teşvik edecek. Birkaç gün boyunca tüm şehirde Akrep intiharları yaşanacak türü bir kehanet yapmadığıma emin olabilirsiniz :))))) Nedir? Arzularınızdan vaz geçmek zor mu geliyor… Haaa anladım; kapınızda durmayan köpek hepsinden kancık :)))) Yaw siz canlanın alem itiniz olsun! Siz Akrepler depresyonun bir kabulleniş değil bir kaçış olduğunu pekala bilirsiniz. Artık kaçıp durduğunuz yeter. Yapamamaktan dolayı azap çektiğiniz şeyi dile dökün… BİTSİN. Ya da sizi ölüme mahkum eden tutumlarınızı değiştirin ki, UMUT İÇİNİZDE AKACAK DAMARLAR BULSUN… Aslında ufkunuz açık ve önünüzde keşfedilmeyi bekleyen yollar var. Bütün yapacağınız şey ”bu bana göre değilmiş kardeşim” deyip, altından kalkamadığınız bir yükü sırtınızdan atmak ya da ”ölümüm elinden olsun” deyip son bir hamle ile kafa atmak… Olur olur… Olmadı bu Akrep her daim küllerinden doğmanın bir yolunu buluuur 😉

YAY ve Yükselen YAY: Bu Dolunay Yay’lara bile ”YOK ARTIK” dedirtecek bir sürpriz getirecek. Şu dünyada sizin için kıymetli olanların ve sizi kıymetli kılanların ne olduğu hakkındaki düşüncelerinizi değiştireceksiniz.  Çok beklediniz ve beklentileriniz hep bir şekilde belirsizlikle sonuçlandı. Ya da kendinize bir takım sözler verdiniz ama rahatınıza gelen yöntemlerle bunların içini doldurmak mümkün olmadı. Bu Dolunayla birlikte açığın nerede olduğunu göreceksiniz ve bunu kapatmak için değişim yapmanız gerektiğini fark edeceksiniz. Zira ya uzun bekleyişler sonucunda kapınıza gelen paket size eskisi kadar cazip gelmeyecek, ya da siz çok büyük bir atraksiyon yaptığınızı ve tek kelimeyle ”yıkıldığınızı” zannederken, aldığınız gönülsüz karşılıklarla ufak bir yıkım geçireceksiniz. Artık işinizi mi değiştirirsiniz, iş yapma şeklinizi mi… Beklentinizi mi değiştirirsiniz, beklediğiniz yeri mi… Orası size kalmış. Mutsuzluk ve umutsuzluk arasında tavuk-yumurta tarzı bir ilişki vardır. Böyle homurdanıp duracağınıza değişin anacım değişin :))) Kabuğu kırın ki, içindeki boşluk ya da cevher ortaya çıksın… Sonra da hayatınızın içini anlamlı bir şeyler ile yeniden doldurun.

OĞLAK ve Yükselen OĞLAK: Bu Dolunay henüz bu dünyaya neden geldiğini çözüktürememiş Oğlaklar için son çağrı :))) Hani siz çok olgun ve sorumluluk sahibi insanlar olduğunuzu iddia edersiniz ya… Aslında sizin de içinizde – herkes gibi – büyümeyi reddeden hatta hala annesinin rahiminde kalmayı isteyen bir çocuk var. Bunu görün ve sorumluluk almaktan anladığınız şeyin değişmesine hazır olun! Kendinizi birilerine ispat etmeye ve onay almaya çalışmak, hala büyümediğinizin kanıtıdır. Zaman geçer, hayatın size verdiği görevler ve üstünüze aldığınız sorumluluklar değişir… Etrafınızdakiler sizin değişiminizden bazen memnun, bazen de huzursuz olur. Siz beklentileri doyurmaya, takdir görmeye değil, durumun gereğini yapmaya odaklanın. Sevilmek için sorumluluk almayın… Sorumluluklarınızı sevin! O zaman içinizdeki çocuk hayatının amacını gerçekleştirmek üzere ortaya çıkar… O zaman ”var olmak” birilerini memnun etmekten daha büyük bir anlam bulur… O zaman aidiyetimizin Yaratan’a olduğu ve onunla aramızdaki göbek bağının hiç kopmadığını anlarız. O zaman destek bulmak için değil, hayata omuz vermek için uğraşırız. Ve kalbimiz görünürde bizi destekleyen birileri olmasa da, ”hep sevilmekte olduğumuza” ikna olur 🙂

KOVA ve Yükselen KOVA: Bu Dolunay’da herkesten daha uçuk kaçık ve hayatın gerçeklerini keşfedip kucaklamaya açık olduklarını iddia eden Kovalar, alenen bağnaz ve tutucu olduklarını fark edecekler :))) Onlar aklı-evveldirler ya… Düşünemedikleri bir şeyin vuku bulabileceğine inanmaları da bu yüzden pek zordur. Böyle bir ihtimal olsa ben fark ederdim diyerek reddettiği bir gerçeğin karşısına dikilmesi kadar Kova’yı alt üst edecek bir şey yoktur. Ama korkmayın… Bazı altüst oluşlar zannımızın aksine hayrımızadır! Haa siz yine olasılıkları ortaya koyan ve kuşkuyla karşılanan konumunda mı kaldınız… Sabırlı olun! Haklı çıkmaya çalışmayın… Sadece bildiklerinizin hakkını verin. Bilgi bulanın değil kullananın bahçesinde yeşerir. Eksik veya hatalı olma korkunuzun, kontrol manyaklığınızın altında, anlamlı bir iz bırakmadan yok olup gitme kaygınızın olduğunu görün. Ve hayatın sürprizleri size kendinizi beceriksiz hissettirmesin. Zira sürprizin altında senaryonun bizden çok daha üstün bir el tarafından yazıldığı gerçeği vardır. Dolayısıyla hiç kimse sınırsız veya mükemmel değildir. Canım Kovalarım… Siz en iyisi kendinizi de başkalarını da yargılamayı bırakın ve sadece hayatın öğrencisi olun. Gerçekten kopmamanın en iyi yolu onu bildiğini iddia etmek değil, onu aramaktan vazgeçmemektir 😉

BALIK ve Yükselen BALIK: Dolunay beklemekten yorulmayan Balıklara, ”ekşın” komutu verecek. Ve Balıklar içlerine dolan yeni bir umut ve şifa hissiyle harekete geçecekler. Yani geçseler iyi olur :))))) Tamam biliyoruz ”aptal ve miskin” olduğunuz bir şehir efsanesinden ibaret. Siz fırsatları kollamaya devam ediyorsunuz ve uygun zamanda uygun bir kuyruk hareketi ile deryaya açılmanın derdindesiniz. Ama uzun süren sessizlikler insanı kendinden bilen kuşkuya düşürür. Ve beklentilere fazlaca tutunmak, insanı atıllaştırır. Son zamanlarda mutluluk ve çoşku vermesini umduklarınız sizin içinizdeki umudu tüketti. Kendinizi şoklardan şoklara atmayı bırakın ve durumun adını koyun. Hayattan bir işaret beklemek yerine, ”hazır” olduğunuza dair  hayata bir işaret verin. Beklenti meklenti bitince, korku da biter ve o zaman geriye kalan sadece cesaret ve gayret olur. Ve siz bir adım attığınızda bir bakarsınız beklediğiniz işaret gelir ve hatta beklemediğiniz şeyler bile gerçek olur. Heeyyy hadi kaldırın kendinizi ve kim olduğunuzu ortaya koyun. ZİRA EVREN SİZE GÜVENİYORRR 🙂

Exit mobile version