Site icon Juno – Kendi Halinde Bir Yıldız Gözlemcisi

13 Eylül 2015, BAŞAK BURCU’nda YENİAY ve Güneş Tutulması ; Ayrıntıda Gizlenenleri Görme Zamanı!

by Jonah Lehrer

13 Eylül 2015 günü, İstanbul’a göre 09:42 itibariyle, YENİAY adını verdiğimiz Güneş & Ay kavuşumu ve Güneş Tutulması meydana gelecek. Bu YENİAY ve tutulma haritasının niteliklerini değerlendirirken, aşağıdaki göstergeleri dikkate alıyorum;

MEALİ;

Zarar görmeye ya da kullanılmaya açık olduğumuz, KURBAN PSİKOLOJİSİ’ne düştüğümüz, kırılgan, alıngan, ve hırçın olduğumuz bir devreden geçiyoruz.

Belli bir yöne gitmek için yoğun duygusal baskılara maruz kalabilir, sevdiklerimizi ve kendimizi korumak için taraf seçmek zorunda bırakılabiliriz.

Tüm iletişimlerimizde uzlaşma noktalarını aramaktan ziyade, farklılıkları ve bundan doğan sakıncaları vurgulamak eğiliminde olabiliriz.

Zira KENDİMİZİ KABUL ETTİRMEK ve daha fazla yok sayılıp incitilmemek gibi bir arzumuz var.

Parmağımıza ve kalbimize batan dikenleri karşımızdakinin gözüne sokmak için kıvranıyoruz.

Görünürde bir adalet arayışı ve hatta üstünlük ve hak iddiası var.

Ama işin içinde adaletin terazisini bozan detaylar, oluruna bırakılmış gidişatlar, sorulmamış hesaplar, işimize öyle geldiği için yürütülen işbirlikleri de var.

Görüntüyü kurtarmak için azametli ve ödünsüz görünmeye çalışıyor olabiliriz. Ama arka planda kendimizi güçsüz hissediyoruz ve işlerin bu hale gelmesine bizim de katkıda bulunduğumuz gibi bir gerçek var.

Elbette hep yapan değiliz. Bazen de maruz kalan olabiliriz;

Karşımıza azametli, cüretkar görünen bir takım insanlar çıkıp bizden hesap sorabilir, bizi ezmeye çalışabilir ya da kendi duruşlarını bize satmaya kalkabilir, bizden itaat, hizmet ve destek talep edebilirler. Ama onların söylediklerinde de, gözden kaçırmamamız gereken açıklar, atlamamak gereken detaylar var!

Kısacası bu YENİAY’da kendi taleplerimizi ve duruşumuzu da, karşımızdakilerin iddia ve isteklerini de, aynı titizlikle incelemeliyiz.

Odağımız incelemek, görmek, bilmek değil de, kabahati hep başkasında bulmak, kendi kaygılarımızı gidermek ve bir şekilde güvende kalmak olursa, çiklet kaybolacak. Asıl anlamamız gerekeni anlamayacak, asıl söylenmesi gereken şeyi asla söylemeyeceğiz.

Kural ve düzene uygun göründüğü, ya da onay ve alkış alan bu olduğu için bizden beklenenleri yapmak yerine, dikkatli, sorgulayıcı ve ince düşünceli olmamız şart!

Duruş sahibi olmak çok önemli evet… Ama görüntüyü kurtararak elde edilen bir duruş değil, gerçek bir onur ve adalet bilinci ile korunan bir duruş olmalı bu 🙂

Aldığımız kararlara ve uyduğumuz yaptırımlara çok dikkat etmemiz gereken bir zaman!

Zira şimdi gözardı edilen sorunlar, zamanla bir şekilde patlak verecek.

Bize sunulan fırsatları, savurulan tehditleri ve dayatılan ortak tutumları CESURCA SORGULAMAMIZ, anlamlı ya da gerekli görünen davranışların arkasında yatan niyetleri ya da varacakları yeri ince ince düşünmemiz gerekiyor bu YENİAY’da.

Yoksa sorgulamadan üzerime düşeni yapayım, bağımsız düşünme ve davranma riskini almayayım, savunmasız düşüp zarar görmeyeyim derken, hatalı, haksız, etkisiz, eli kolu bağlı bir pozisyonda kalabilir, hatta basbayağı harcanabiliriz.

Ayrıntılar önemlidir. İnsanlar ayrıntılar yüzünden birbirlerini anlamaz, ayrı düşer, zora girerler. Ve yine ayrıntılara gösterecekleri dikkatle, beladan korunabilir, yanyana durabilir, fırsatları hatta mucizeleri fark edebilirler.

Hayat kontrol edemediğimiz risklerle doludur. Ama tehditten fırsat, sorundan çözüm üretmek için gereken özen ve gayret bizim kontrolümüzdedir.

RAB ışığıyla yolumuzu aydınlatsın… Bize göremediklerimizi görmeyi, düşünemediklerimizi düşünmeyi kolaylaştırsın. Yüreğimizi, yüzümüzü ve emeğimizi O’nun rızasını alacak yönlere döndürsün.

Tarihe bakınca açıkça görülür; paranın musluğunu tutanlar, ya da musluğu tutanın eteğini tutanlar, yüzyıllar boyunca İnsanları birbirine düşürerek kendilerine çıkar sağlamışlardır. Oysa bütün dinler aynı mesajı vaaz eder; YARATANI SEV VE KOMŞUNU DA YARATANDAN DOLAYI KENDİN GİBİ SEV!

Bu emri unutmak hep ama hep zarar verdi bize…

Ben insanların bir takım kirli çıkarları olan kimseler onlara HADİ dedi diye birbirlerine zarar vermedikleri bir günü hayal ediyorum. Bu yüzden de DOSTUM DOSTUM’u paylaşacağım bu defa. Hem de kürt kökenli müzisyenlerin sokakta verdikleri bir konserden. Zira çok güzel söylemişler…

Bu yaklaşımın yer yer tepki alacağını da tahmin ediyorum. Ama ben kör bir dindar değil, samimi bir imanlı olarak, Rabbin bizler için dilediğinden daha başkasını dileyemem!

AYNI MÜZİKLERİ SEVENLERİN GÖNÜLLERİ DAHA FAZLA DÜŞMAN OLMASIN NE OLUR!

Exit mobile version